İki gündür sosyal medyada dönen, nice 22. Yıllara sloganıydı ve o gün aklıma geldi...

Hangi gün 6 Temmuz günü, o gün çok insanın hafızasındadır ve ben o günü dün gibi hatırlıyorum.hem de başından sonuna kadar.

İsterseniz kavgalı kurultaydan başlayıp, 6 Temmuz'a gelelim.

Kavgalı kurultay öncesi Devlet Bahçeli,Tuğrul Türkeş, Ramiz Ongun, Muharrem Şemsek, İbrahim Çiftçi ve Enis Öksüz genel başkan adayıydı.

Genel başkan vekili olduğu için, Tuğrul bey o gün ocaklarında tutumuyla da salonun tek hakimiydi...

Adaylar salona girmekle bile zorluk çekiyordu, Devlet Bahçeli etrafındaki insanların kenetlenmesi ve bileklerinin zoru ile salona girebilmişti.

O gün Devlet Beyin salona girmesini kimler sağlamıştı ?

Şevket Bülent Yahnici, Şefkat Çetin, Suat Başaran, Koray Aydın, Adnan Uçaş, Müsavat Dervişoğlu ve arkadaşları, Devlet bey'in etrafında adeta etten duvar olmuşlardı.

Hem kürsüde, hem salonda Devlet beye kol kanat germişlerdi. Ocakların müdahalesine rağmen Devlet Bahçeli konuşmasını yapmıştı.

İlk turda birinci ve ikinci olan Devlet bey ve Tuğrul bey'di..

Bütün adaylar Devlet bey lehine çekilince ortalık karıştı ve kavga gürültü çıkmış, kurultay başka bir güne seyircisiz ve sadece delegelerin katılımı ile gerçekleşecekti.

Ve sonuçta 6 Temmuz'da yapılan kurultayla o zaman için en doğru aday olan Devlet Bahçeli genel başkan seçilmişti.

O gün için Devlet bey neden en doğru adaydı.

-Tuğrul beyi hareket iyi tanıdığı için, O'na destek verenler sadece Başbuğumuza vefa adına veriyordu.

-Ramiz Ongun'un en büyük şanssızlığı hareketten olmayan 17 senesi ve Avrupa'da geçen günlerinde, Başbuğ aleyhine yaptığı konuşmalar ve Avrupa'daki teşkilatın bölünmesine sebep olanlardan biri olduğu içindi.

-Muharrem Şemsek bey'i ülkücüler seviyor,sayıyor fakat genel başkan olmasını  istemiyordu.

-Enis Öksüz son dakikalarda özellikle İstanbul teşkilatı tarafından aday gösterilmişti ve tabanın tutmadığı biriydi.

-Devlet bey'i taban tanıyor ve seviyordu, hareketten hiç ayrı düşmemiş,hem genel sekreterlik,hem de genel başkan yardımcılığı yapmıştı, 12 eylül sonrası Ocak Genel Başkanlığı yapmış olan Suat Başaran, Müsavat Dervişoğlu gençlik liderlerinden Şefkat Çetin, Başbuğun son genel sekreteri Koray

Aydın, genel başkan yardımcısı Şevket Bülent Yahnici, Devlet Bahçeli'yi destekliyordu.

Kurultayın galibi Devlet Bahçeli olacağı belliydi...

Zaten Başbuğ sonrasına en hazırlıklı da Devlet Bahçeli'ydi.

Genel merkezin yayın organı Yeni Düşüncenin karşısına, Milliyetçi Çizgi gazetesi de Devlet Bahçeli'nin himayesinde çıkarılmıştı.

Milliyetçi çizginin kadrosu o zaman,Devlet Bahçeli'nin divanını oluşturmuştu.

Başta yazdım o günün şartlarında Devlet Bahçeli en doğru adaydı...

O gün Devlet bey'le yola çıkanlar,inanmış ve ömrünün en güzel yıllarını harekete vermiş insanlardı.

Onlar Devlet bey'e değil,davalarına inanan ve inandıkları dava için çizgilerinden taviz vermeden yürüyen insanlardı.

O zaman zaten Celal Adan Doğru Yol partisinde Çiller'in prensiydi...

İsmet Büyükataman Devlet bey'in karşısında şiddetli Ramiz Ongun taraftarıydı...

Semih Yalçın üniversite de öğretim görevlisi...

Şu anda divanda yer alanlar,o gün zaten Devlet Bahçelinin yanında görünse,asla genel başkan olamazdı.

O günün şartlarında tabanın sevdiği ve tanıdığı Ülkücülerin, Devlet bey'den yana tavır alması kendisinin şansıydı.

6 Temmuz'da yapılan seyircisiz kurultayda, ocak genel başkanı ve ocaklar taraf tutma bir yana genel başkan adaylarını tek tek gezerek başarılar diliyor ve adaylar üzerine baskı kurmadan, demokratik bir şekilde kavgasız ve gürültüsüz kurultayın gerçekleşmesi için çaba sarf ediyordu, o kurultay da ocak genel başkanı Devlet Bahçeli ve Tuğrul Türkeş'in birlikte göreve getirdikleri Atila Kaya'ydı.

Evet!.

Uzun bir anlatım dan sonra gelelim Devlet Bahçeli'ye...

O günün şartlarında hem en doğru adaydı,hem de Devlet Bey'in hareketteki devamlılığı O'na avantaj sağlıyordu.

O günden bugüne ne değişti,ne değişmedi ki...

Devlet Bahçeli'nin yola çıktıklarından yanında kimsecikler kalmadı ve yolda buldukları ile gidiyor...

Yani davasına inananlarla değil,kendisine inananlarla devam ediyor...

22 sene Zarfında yaklaşık 75 divan üyesi değişmiş, bereketli olması dileği ile sadece kendisi değişmemiştir.

Bu 75 kişinin tamamı şu anda kendisine muhaliftir, beraber çalıştığı bakan veya divan üyesinin tamamının kendisine muhalif olması zannedersem kırılmayacak bir dünya rekorudur.

22 yıl önceki Devlet Bahçeli kesinlikle idealistti...

MHP'nin Başbuğu vefat etmiştir, artık MHP kadro hareketidir diyen Devlet Bahçeli'den partinin çaycısını, bütün milletvekili adaylarını, il ve ilçe başkanlarını atayan Devlet Bahçeli'ye...

Bursa Orhangazi'de "Bu ülke için hiç bir şey vermeyenler iktidar olmuştur, bu ülke için canını malını ömrünü veren ülkücülerin iktidar vakti gelmiştir" diyen Devlet Bahçeli'den, 17 yıldır ülkede yapmadığını bırakmayan AKP'nin iktidarını size yedirtmeyeceğim diyen Devlet Bahçeli'ye...

Konya il kongresinde yaptığı konuşmada;
"Davulu bizim sırtımıza verip,tokmağı sizin elinize vermeyeceğim" diyen Devlet Bahçeli'den,hem tokmağı hem davulu Tayyip Erdoğan'a veren Devlet Bahçeli'ye...

Ahmet Taner kışlalı cinayetinden sonra "Ahmet Taner Kışlalı'nın da,İlhan Darendelioğlu'nun da katilleri hesap verecek" diyen Devlet Bahçeli'den,terörist başının mektubunu rey için kamuoyuyla paylaşan Devlet Bahçeli'ye...

"Ülkücülük sokakta dilenen ülkücüye sadaka vermek değil, O'nu iş sahibi yapmak" diyen Devlet Bahçeli'den, partisinde çaycılık yapan, danışmanlık yapan ülküdaşını bayram öncesi kapı önüne koyan Devlet Bahçeli'ye...
 

"Bu ülkede kimseye yetim malı yedirmeyeceğiz" diyen Devlet Bahçeli'den,

17-25 aralık soyguncuları ile ortaklık yapan Devlet Bahçeli'ye...

"Bebe katiline akıttığı kanda boğulacak" diyen Devlet Bahçeli'den,bebe katilinin  mektubuna yorum yapan Devlet Bahçeli'ye...

Bu yazı uzar uzar ve gider,sonuç olarak şunu söyleyeyim;

Biz 22 yıl önceki Devlet Bahçeli'yi Başbuğdan sonra bağrımıza basmış baş tacı etmiş, çocuklarımızın adını Devlet koymaya başlamıştık, bu günkü Devlet Bahçeli'yi sahiplerine bağışlıyoruz.

Habib Yalçın
 

Editör: TE Bilişim