Kerime Yıldız yayınlanan yazısında “Millet Bahçesi" kavramının aslın tarihten gelen bir olgu olduğunu belirterek “Yaşasın bizim de Central Parkımız olacak” diye sevinmek, nasıl bir görmemişlik, nasıl bir cehâlettir? Ecdâdımız cennet bahçeleri ihdâs ederken Avrupa, pislik içinde yaşıyordu. Millet Bahçesi, çok güzel bir proje ama yeni bir şey değil. Aynı isimle Osmanlı’da da vardı. Bugün Batılıların övündükleri parkların menşei Asya’dır. Çinliler, bahçecilikte çok ileriydiler. Babil’in Asma Bahçeleri, dünyânın yedi hârikasındandır." dedi.

Yıldız yazısında şu bilgilere yer verdi; " Umûmî bahçeler ise ilk defa Abdülaziz Han zamanında, “millet bahçesi” adıyla kuruldu. İlki, 1865 târihli Taksim Millet Bahçesi’dir. Mayıs ayında halk, bu bahçeye süt içmeğe gider; Boğaz’ın gümüş renkli sularını ve iki tarafındaki zümrüt bahçeleri seyrederdi.

Taksim’den üç sene sonra Üsküdar’da Sarıkaya Millet Bahçesi kuruldu. Bunları, küçük de olsa Sultanahmed Millet Bahçesi, Tepebaşı Millet Bahçesi izledi.

1311’de yeni bir park-bahçe devri başladı. Gülhâne Parkı, Mahmud Şevket Paşa Parkı, Fâtih Parkı, Sultanahmed Parkı, bu devrin eserleridir." 

Kerime Yıldız yazısının başalığına konu "Zenci Fatma Kadın" hakkında ise şu bilgileri paylaştı;

"ZENCİ FATMA KADIN

Abdülaziz Han zamanında Beykoz köyü bataklıktı. Abdülaziz Han’ın Beykoz’a gittiği bir gün, köy ahâlisinden Zenci Fatma Kadın, pâdişâhın arabasının önüne yatarak köyünü kurtarmasını istedi. Bunun üzerine Hünkâr’ın emriyle Beykoz’a çınar ağaçları dikildi.

Millet Bahçesi’ne Zenci Fatma Kadın’ın adı verilsin. Çünkü bu kadının eylemi, dünyâdaki ilk çevreci eylemdir."

Kerime Yıldız'ın yazısının tamamını okumak için TIKLAYINIZ

Editör: TE Bilişim