İYİ Parti Genel Başkanı Sn. Meral Akşener’in bir tiyatro oyununa gittiğine dair sosyal medya paylaşımlarını görünce, kendisinin de “Yılın En Başarılı Kadın Oyuncusu” dalında ödül alabileceğini düşünüyorum.

Üç yıl boyunca oynadığı tüm rollerde bu derece nasıl inandırıcı olabildiğinin cevabı sanıyorum tiyatroya olan merakıymış.

Gerçekten kolay değil, önce MHP genel başkanlığına aday rolü oynayacaksın ve bütün ülkücüleri buna inandıracaksın. Twitter profilinde “Türk milliyetçisi, ülkücü, hayan sever ve babaanne” yazacaksın ve buna inandıracaksın. Kongre çalışmaları yaparken bir yandan beyaz Türklerle otel köşelerinde gizli gizli yeni parti çalışmaları yapacaksın ve bunu kesinlikle hissettirmeyeceksin. Bir yandan “abla” rolünü üstleneceksin ve buna da inandıracaksın. Binlerce ülkücüye “Sen benim için çok özelsin” diyeceksin ve hepsini özel olduğuna inandıracaksın. Sonra “Siz kur dediniz ben de kurdum” diyeceksin ve buna da inandıracaksın. Partiyi kurduktan sonra “Biz merkez partiyiz” diyeceksin ve buna da inandıracaksın. Erken seçim ilan edilecek verdiğin tüm sözleri yiyeceksin, sıfır riskle perde gerisinde tuttuğun kadroları sahaya süreceksin, kavgayı ülkücülere verdirip rozetleri eski DYP’li, ANAP’lı hatta bazılarının ne olduğu dahi belli olmayan arkadaşlarına takacaksın ve ardından seçim sonrasında Afyon toplantısında gelen ağır eleştiriler karşısında abandone olup tiyatro sal kürsü provokasyonu yaparak istifa edeceksin, “Geri dönmemek üzere” diyeceksin buna da inandıracaksın. Birkaç gün geçtikten sonra “Töre konuşunca Han susar” diyerek geri döneceksin ve buna da inandıracaksın. Ve yine merkez sağdan direksiyonu kırıp yaklaşan yerel seçimler için sahada çalışacak hamal ihtiyacından dolayı Salı toplantılarında yalandan gürleyip “Milliyetçilik” yapacaksın…

Takdir edelim ki iyi tiyatrocusun Sn. Akşener, yaptığın en sağlam rol ise “İYİ”lik rolü, tabii yiyenler için…

Biz sizi izliyoruz Sn. Meral Akşener, seni izleyince tiyatroya gitme ihtiyacımız olmuyor nedense! Evlere şenlik bir trajikomik senaryo peşindesiniz…

Gelelim “İYİ”lik tiyatronuza.

MHP Genel Başkan adaylığı ile başlayıp, yirmi yıllık seri seçim mağlubiyetleri ile yorulan, bitkin düşen, omuzları çökmüş ülkücüleri ayağa kaldıran ve “Ülkücü cumhurbaşkanı, ülkücü başbakan, ülkücülerin çoğunlukta olduğu TBMM” söylemiyle iktidara inandırma afişleriyle reklam edilen tiyatrocudur Sn. Meral Akşener.

Genel başkanlarını en az yüz metreden görmeye alışmış ülkücüleri evinde ağırlayan, kapı girişinde ayaklarına terlik uzatan. Aldatıcı iletişim tekniği ile ülkücülerin hissiyatına dokunan ve kongre çalışmaları boyunca sürekli olarak parti kurma fikrini şiddetle reddeden ama kongre çalışmalarıyla paralel olarak, aynı zamanlarda ülkücülerden başka bir ekiple, başka yerlerde parti kurma çalışmalarını gizlice devam ettiren.

Ülkücüleri iktidara değil, eski siyasi yoldaşlarıyla birlikte yeni bir partinin içinde eritmek üzere buluşturmaya çalışan Akşener’in tiyatro sahnesidir İYİ PARTİ.

Bir yönüyle de Şener Şen filmleri gibidir biraz İyi Parti’nin hikâyesi.

Maho nasıl ki Anadolu insanının elinde avucunda ne varsa alarak Almanya’ya işçi olarak götüreceğim diye onları kandırıp Topkapı’da onları bırakıp kandırmışsa işte Akşener’de bu kandırmacanın siyasi versiyonudur.

Bu hikâyenin Maho’su “Akşener ve Politbüro” ekibidir, Bilo’su ise ülkücülerdir.

Maho Anadolu insanının nasıl parasını tokatlıyordu, Akşener’de ülkücülerin sevgisini ve güvenini tokatlamıştır.

Meral Akşener, kendisini MHP Genel Başkan adaylığının da ötesine merkez siyasete taşıyan ülkücüleri, gökyüzünde düşmek üzere olan bir balondaki kurtarılması gereken yük gibi aşağıya atmıştır.

Hiç kimse “ama şu anda partide ülkücü vekiller de var” demesin sakın.

Parayı veren düdüğü çalmıştır. Ya da sır bilenler listeye konmuştur.

İstisnaları yok mudur, vardır tabii ki, nazarlık gibi tek başına bir ülkücü vekilimiz vardır, Denizli milletvekili Yasin Öztürk gibi. Fakat emek sahiplerinin emekleri üzerinde tepinen Sn. Akşener, “vefa listesi” diyerek çıktığı yolda, nakit ve siyasi “Tahsilat listesini” meclise taşımıştır.

Daha da önemlisi siyasi tarihimize “tarla kongresi” olarak geçen MHP kongresin de 1 tüzük maddesi değişmesi yeterli iken 13 maddenin değiştirilerek kongrenin hukuk engeline takılmasını sağlayanlar kongre sürecinin Brütüs leridir ve bu Brütüslerin ipleri de Akşener ve Politbürosunun elindedir.

Yani MHP genel başkan adaylığı ülkücülerin enerjisini heba etmek için vitrindeki “Tiyatro Afişiydi”, asıl hedef yeni bir partiydi. Akşener’i bugün güvensiz kılan da budur tam olarak. Yani ülkücüleri iktidara taşıyacağım diyerek, yüzde 9.90’lık bir barajda boğmuş ve CHP ittifakı sayesinde de parayı vererek sıra alanları, DYP’li ve ANAP’lı eskileri ve ailevi ilişkilerini meclise taşımıştır.

Partisinden de az oy alan bir genel başkan olarak, partideki her iç sorun karşısında “Halk benim arkamda, çeker giderim. Yüz bin imza ile aday olurum ne halt ederlerse etsinler” diyen ve “eşit şartlarda yarışmak isterim” diyerek göz kırptığı Demirtaş’tan da az oy alarak bir siyasi hüsranın ismi haline gelmiştir Akşener. Fakat dönmemek üzere istifa ettiği halde bildik bir manevra ve Show ile geri dönmüş ve her türlü kaprisine boyun eğen bir parti oluşturmuştur.

Modası geçen artistler gibi gündem yapmak adına her türlü mesnetsiz harekete sığınabilecek duruma gelmiştir.

Artık İYİ Parti bir Akşener LTD.ŞTİ Tiyatrosudur.