Ekonomist Erol Taşdelen paramedya.com.tr'de yayınlanan "Bankaların Organize Komisyon Soygunu" başlıklı yazısında, bankalar tarafından alınan akıl almaz komisyon ve masrafları anlattı.İşte madde madde soygunun detayları:

Bankaların Organize soygununu seyredelim mi

Soyguna “SOYGUN”, hırsıza “HIRSIZ” deriz

Bankaların masraflarında, “sap ile saman” birbirine girdi artık. “Ücret ve Komisyon gelirleri” diye geçiyor Bilançolarında. İsim bulamadıkları zaman alt kalemlerde “Diğer” diye geçiştirip gitmişler. Artık Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu ( BDDK )  mı olur, Yargı mı  olur, Devlet Denetleme Kurumu mu olur, Rekabet Kurumu mu olur bilemem ama birilerinin milletin gözünün içine baka baka yapılan soygunlara DUR ( ! ) denmez ise bu suçun altından kimse kalkamaz.
Hadi Bankaların dili ile konuşalım nedir bu “ücret ve komisyon” arkadaş! Neyin “ücreti” neyin “komisyonu” oluyor. Her Banka kanunen BDDK’ya hangi hizmetler için ne gibi “ücret ve komisyon” alacaklarının sözde listesini veriyor. Ya listede olmayan keyfi ücret ve komisyonlar.  Bunlara göz mu yumalım!
Ücret ve Komisyonlar nedir ?
Konuyu açalım. Sürekli sahada, 25 yıldan fazla bir Bankacılık deneyimi, bunun 10 yılda fazla bir Şube yöneticiliğinde ister istemez müşteriler ile zaman zaman ücret ve komisyon alımlarında karşı karşıya kaldığım oluyordu. Bir “hizmet” vermişseniz itirazlar ile başa çıkmak kolay. Hayatınızda ilk defa gördüğünüz  Vatandaş odanıza girer saydırmaya başlar, “siz soyguncusunuz, hırsızsınız, tefecisiniz” sayar da sayar. Yılların tecrübesi ile yaklaşırsınız, ya faiz sorunu var ya da masraf. “Buyurun oturun, bir çay için sakinleşin” dersiniz. Olay ne? diye sorduğunuzda sorun ortaya çıkar. “Abi Van’a 300.-TL göndereceğim 30.- TL masraf mı olur? Yok mu bunu kolay yolu”.  En sevdiğim şikayetlerdi.
Var abi : Otogara gidiyorsun otobüse atlayıp 300.-TL’yi elden teslim edip geliyorsun. Ben bu hizmeti veriyorum, bu iş 30.-TL çok dersen 2. Yöntem bu siz karar verin” dendiğinde o hakaretler yağdıran adam gider mahcubiyet ve suçluluk haline dönüşür. En azından o saldırganlığı giderdi.
Başka biri gelir. “Soyguncusunuz, tefecisiniz, hırsızsınız” safhası geçilir. Konu ne? dersiniz. “Abi 4 yıldır POS makinanızı kullanıyorum geriye yönelik 3 yıllık her aya 36 adet komisyon kesmişsiniz” bu nedir? dendiğinde yapacak bir şey yok suçüstü yakalanırsınız. Eller yukarıdadır. “Haklısınız” dersiniz. Bunu savunacak bir şey yok çünkü. Genel Müdürlük   otomatik sisteme program yükleyip hesaplardan almıştır çünkü.

İtirazımız yasal dayanağı olmayan ücret ve komisyonlara

Başta dedik ya Bankalar yıl içinde hangi ürün ve hizmetler için ne kadar ücret ve komisyon alacakları BDDK’ya bildirir. Bu bildirimleri de yasal zorunluluk olduğu için vatandaşın göreceği şekilde gelende gişeye yakın bölgelere asarlar. Havale ücreti, EFT ücreti, Kredi Kart ücreti liste uzundur.
BDDK bildirilen ücret ve komisyonlara itiraz ediyor mu?
Bankalar arasında aynı hizmet için farklı tarifelerin olması normaldir ama arada uçurum olan 2 kat farklılık olma durumda BDDK bu kadar masraf, ücret komisyon olur mu? Bunu düzelt diye geri gönderdiği olur mu? Varsa da böyle bir şey ben duymadım. Olmalı mı? Kesinlikle olmalı bir standart belirlenmeli.
Bildiklerimizi sayalım : “Üç ayda bir Devre sonu Rotatif / BCH krediler için alınan komisyon” mesela BDDK masraf listesinde var mı? 
Faizler yükselince aynı gün yükselten bankalar düşünce ek olarak müşterilere “düşürürüz ama ek peşin komisyon da vereceksiniz” dendi mi hiç kuşkunuz olmasın demekle kalınmadı çatır çatır alındı üstelik bunu yapanlardan biri de Kamu Bankası idi. Peşin Kredi Teklif yapma komisyonu, Limit onaylandı ama limit açma komisyonu, Limit Tanımlama Sigortası gibi uyduruk BDDK listesinde bulunmayan  ücret, komisyon ve masraflar alındı mı, alındı.

Organize soygunun iadesi tek tek olamaz BDDK sorumluluğundadır

Bankaları çalışma kural ve kaidelerini kim düzenliyor, denetliyor :  Başta Tabi Bankacılık Kanunu var. Bu kanuna göre Kamu otoritesi adına bu görevi BDDK yapar. O nedenle sık sık BDDK’ya vurgu yapıyoruz. Yukarıda saydığım BDDK’ya bildirilmeyen “ücret – masraf – komisyon” adı ne olur ise olsun iadesi nasıl olacak? İlk akla gelen müşteri dava açar ve iade alır. Bu pek pratik olmuyor müşteri zorunlu olmasa / sıkıntıda olmasa / alternatifi olsa bu paraları zaten kaptırmaz. Yasal olmayan BDDK’ya bildirilmeyen her işlem “BDDK murakıplarınca” tespit edilip topluca bankaların faizi ile birlikte iadeleri sağlanmalı. Tıpkı Kredilerdeki “Dosya Masrafı” gibi uyduruk masraflar gibi. Bilirkişiler bunların “iadesi” yönünde görüş bildiriyor, Mahkemeler artık bu tip ne olduğu belli olmayan masrafları iade ediyor. Her fırsatta “Dijitalleştik” diye övünen bankaların hala Pembe dosyalar için “dosya masrafı” alması tam bir soygun. Bari adını “Dijital Saklama Masrafı” diye değiştirin de ne olduğunu vatandaş da bilsin. Bireysel dosyaları yıllardır şubelerin gördüğü mü var telefondan,  internette elimize almadığımız evraklar ile satıp durdunuz, dosya mı kalmış ortada? Uyduruk ve haksız kazançta denetim yok. Kullanmadığınız hesaba “Yıllık Hizmet Ücreti”, kullanmadığınız Kredi Kartına “Kart kullanım ücreti”. Almadığınız hizmet olduğu halde almış gibi neler ödüyor vatandaş neler. Sigortalar ayrı bir fiyasko. Tüketici Kredisi kullanılmış vatandaşa Eşya Sigortası yapılmış, aracı olamayan vatandaşa Taşıt Sigortası, Emekli adama “İşsizlik Sigortası” yapılmış. Çiftçiye yapılan Sigortaları saymayayım. Bir Bankanın vefat eden kredi kart müşteri dosyasına Bilirkişi olarak inceliyorum bir baktım  “Dünya” kadar kredi kartı piyasada olan Banka Kredi Kart Sigortası yapmış, Bankaya gidip “Sigortadan niçin parayı almadınız da takibe attınız” dedim. Bir de baktık ki şube  “Çağrı Merkezinin” yaptığı sigortayı göremiyor, şubedeki Sigorta Temsilcisi de. Kredi Kart ekstresinde görmesem dava sürüp gidecek. Ürün satarken Dijitaller ama iş ödemeye gelince “görmedik, duymadık” şeklinde işliyor Dijitalleri. Hep ürün satmaya yönelik Dijitalleri çünkü gerisi önemli değil.

Bankalarda “dönemsellik” yok mu?

Firmalarda bilanço olarak “dönemsellik” esastır. Ücret ve Komisyona gelince dönemsellik nedense önemsiz oluyor. Örnek mi? Hemen verelim. Esnaftan alınan üç yıl geriye işleyen “düşük POS ciro ücreti” bunlara çok güzel örnek. Binlerce POS müşterisi bir de bakıyor ki hiç haber verilmeden hesaplarından kesintiler olmuş. Burada “müşteriler tek tek mahkemeye verip iade istesin” demek insafsızlık olur. Bu soygun yapılıyor ise soyanın elinde alıp alınan yerlere iade edilmeli ve bu “toplu iade yapılmalı”, toplu yapacak kurum da BDDK olmalı. Gerekirse tespitler yapıp suç duyurusunda bulunarak toplu iadeleri sağlanmalı. Soyarken toplu, iadede tek tek olmaz! Ahrete havale etmek hiç olmaz. Türkiye’yi sömürge ülkesi gibi görüp kendi ülkelerinde yapamadıklarını yapmalarına izin verilmemeli. Bu işlemlerde bankada sorumluluk da başta Yönetim Kurulu olmak üzere tüm Üst Yöneticiler ( bazı bankalar Kilit Yönetici diyor )   olmalı. Soyguna “soygun”, hırsıza “hırsız” diyeceğiz. Yok öyle vatandaşı soyup soyup Primleri cebe indirmek.


Erol TAŞDELEN
Siyaset Bilimci, Ekonomist
[email protected]
 

Editör: TE Bilişim