1999-2009 yıllarında iki dönem üst-üste MHP Beypazarı Belediye Başkanı olarak gösterdiği başarı Mansur Yavaş’ı Ankara Büyükşehir’e taşıdı.

Ve 2009 yerel seçimlerinde MHP’nin Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkan adayıydı. Gece gündüz çalıştık, Ankara sokakları yeni adresimizdi. 2004 oylarını 6'ya katlayarak %27'ye çıkardık ki bu MHP için bütün zamanların rekoruydu.

Lakin yetmedi, hayırlısı gelecek sefere dedik. 2014’e varmadan köprünün altından farklı sular akmış, Yavaş MHP'den kopmuş veya koparılmıştı. Derken Mevlüt Karakaya MHP adayı olarak açıklandı. Yavaş ise CHP adayı oldu.

Oldu ama olanlar da oldu. Aile çevremiz hariç ülküdaş-arkadaş-meslektaş-hemşeri çoğunluk MHP adayının değil Yavaş'ın yanında yer aldı. Zaten alınan oy oranları da bunu ispatlamıştı. Bu sonucun, çok yakından tanıdığım ve kefil olduğum MHP adayının şahsiyetiyle hiçbir ilgisi yoktu.

Çok tartıştık arkadaşlarla değişik ortam ve mahfillerde.

Demiş ve yazmıştım ki, başka bir parti için bu yaptığınız doğru değil.

Demişlerdi ki, tamam parti başka ama aday bizden biri...

Demiştim ki, Yavaş benim de arkadaşım ama üç hilal varken başka yere nasıl oy verilir?

Demişlerdi ki, biz de istemezdik ama MHP üst yönetimi istedi bunu. Yavaş nerede biz oradayız.

Böylece saflar ayrışmıştı.

Birlikte hesapsızca bedeller ödediğimiz, aynı sofrayı paylaştığımız, aynı marşları çığırdığımız, aynı kabristana toprak attıklarımızla burukluk yaşamıştık…

Bu siyaset var ya, en olmayacak savrulmalara dahi alan açar. Kanaatimce milliyetçi kesim, en önemli çoklu kırılmayı Ankara’da 2014 yerel seçimlerinde, Türkiye genelinde ise 2018 seçimlerinde yaşadı. Sıkılı yumruklar açıldı ve gevşeyen eller başkaca partilere oy vermeye alıştı, alıştırıldı…

Eee, şimdi geldik mi 2019 seçimlerinin arifesine. MHP’nin Ankara Büyükşehirde kendi adayı yok. Ülkücülerin kurduğu iddia olunan diğer partilerin de Ankara adayı yok. Mansur Yavaş da yeniden aday. Sahi ne olacak şimdi?

Bakıyoruz da bazıları erken zafer havasına girmiş ve hatalar tekerrüründe. Oysa 2014’te Yavaş’ın %43,83 oyuna karşın Gökçek sadece ve sadece %0,77 farkla(!) %44,60 oyla kazanmıştı. Bilinmelidir ki, bu seçimlerde de sonucu ülkücü oyların akım yönü belirleyecektir. Her ne kadar ve ne yazık ki ülkücüler birbirilerinin ve oylarının kıymetini bilmese de gerçek bu…

Geçen seçimlerde partisinin adayını desteklediği için tavırla karşılaşanlar ne yapacak göreceğiz. Şahsen benim içim rahat. Ömrümüzce oy verirken ilk kıstasımız, muhtarından-Cumhurbaşkanına ülkücülük ola geldi. Ülkücü aday varsa söz bitmiştir, nokta…

Es-selam olsun, ves-selam olsun, has-kelam olsun geçmişte yaşadıklarını unutmayanlara…