Durup dururken yeni bir tartışmamız oldu.

Zaten eksikliğini çekiyorduk.

Devlet Bey sağ olsun, tartışacak bir mevzu daha kazandırdı harekete.

***

Ortak tanımlara sahip olmayanların bir fikrî tartışmayı girmeleri kadar saçma bir uğraş olamaz.

Sözünü ettiğimiz tartışma da bunlardan biri.

Neyi tartışıyoruz?

Kaçımız söz konusu zat hakkındaki iddianameyi okuduk?

Adalet, hukuk ve suç kavramları üzerinde ortak tanımlara sahip miyiz?

Adam Türklük düşmanı imiş, ya da ülkücülük veya Başbuğ düşmanı.

Peki! Bu suçlardan(!) dolayı mı yatıyor içerde?

***

Bana göre bir ülkücünün ölümüne bağlı olacağı kavram, adalettir.

Adaletin olduğu yerde, kişinin kimliği değil, eylemidir önemli olan...

Ve adil yargılanıp yargılanmadığı.

Veya haksızlığa uğrayıp uğramadığı.

***

Bana göre illa tartışılacaksa, bu kavramlar üzerinden tartışılmalıydı mesele.

Küfür ve hakaret etmeden birbirini kırıp dökmeden.

***

Günlerdir, yorumları okuyorum.

İnsanlar kızgın.

Ve büyük bir çoğunluk birbirini anlamaya çalışmıyor bile.

Bir vesileyle kinini kusuyor sadece...

Elbette şaşırmadım.

Tartışmayı başlatanın da şaşırdığını sanmıyorum.

Ne de olsa onun uzmanlık alanı.

Muhalefeti kendi içinde bölmenin en güzel örneklerinden birini daha paylaşıma soktu.

Büyük ihtimal eserini keyifle seyrediyor ve yeni hamleler için kafa yoruyordur.

Elinde zaten yeterince yem var.

Hem olmasa ne olur?

Etrafta oltaya takılmak için can atan bu kadar hevesli varken.

Boş oltaya bile takılır bunlar...

Editör: TE Bilişim