Kritik süreçlerde başarılı liderlik örnekleri vererek öne çıkan isimler vardır. Bu virüs salgınının da her halde en öne çıkan ismi Ankara Büyükşehir Belediye başkanı Mansur Yavaş. Uzun zamandır dikkatle takip ediyorum, kimseyle polemiğe girmiyor, az konuşup çok yapıyor, icraatları, uygulamaları ile öne çıkmayı tercih ediyor. Meclis çoğunluğu elini kolunu bağlamasına rağmen ayağındaki prangalarla yapılabilecek işlerin en iyisini yapıyor. Bu yönüyle de her gün sempati alanı genişliyor, ona oy vermeyenler bile bu ağır başlı, hizmet odaklı belediyeciliği takdir etmek zorunda kalıyor.

Siyaset insana hizmet için vardır. Belediyeler de bu hizmetin araçlarından biridir. Bir belediye başkanı başarılı olmasın diye mecliste her talebini reddetmek, elini kolunu bağlamayı siyaset zannetmek yanlış bir yoldur. Bu tarz menfi muhalefet sonunda yapanları vurur. Nitekim bu vatandaş tarafından görüldüğü içinde -bu gün seçim olsa- tahminlerinde Mansur Yavaş'a verilen destek her geçen gün büyüyor.

Peki, Mansur Yavaş ne yaptı?

Virüs musibetinin daha başından itibaren bir hükümetin almakla mükellef olduğu tedbirleri almakta bir an bile tereddüt etmedi. İşinden, aşından, ekmeğinden olanlar için çareler üretmek için harekete geçti. İnsan kaybındaysa belediye gelirlerinin kaybını göze aldı. Ekonomi odaklı bir belediyecilik yerine, insan odaklı bir belediyeciliği tercih etti. Onun için de muhalifleri tarafından bile alkışlandı.

Ne yaptı sorusunu somutlaştırmak gerekirse şunları söylemek mümkün.

- Önce vatandaşa haber verme sorumluluğu olan ve evde kalamayan basın mensuplarına içinde sağlık kitininde bulunduğu ekipmanlar gönderdi. Böylece vatandaşın haber alma kanallarının tıkanmasını engelledi.

-Ardından tüm okulları dezenfekte etmek istedi, Yavaş başarılı olmasın da ne olursa olsun diyenler tarafından engellendi. (M.Sarıkaya yazısı)

-Başta ATO olmak için bir çok kurum ve kuruluş dezenfekte edildi.

-65 yaş üzeri vatandaşlar için evlere kurye hizmeti verilmeye başlandı.

-Şehirlerarası otobüs terminaline termal kameralar yerleştirildi.

-Şubat ayı su faturaları yüzde 80 üzerinden faturalandırılarak yüzde 20'lik indirim yapıldı.

-Yardım kampanyası açılarak işini kaybedenlere para ve gıda yardımı yapılmasını sağladı.

-Her gün 20 bin aileye sıcak yemek verildi. Şimdi hedef 500 bin aileye gıda yardımı yapmak.

-Öğrenci evleri ile işyerlerinin su abonelerinin faturalandırılmasına ara verildi.

-Bütün toplu taşıma araçları dezenfekte edildi.

-Cenazelerin vakit namazı beklenmeden kaldırılması için tedbirler alındı.

Daha birçok tedbir ve düzenleme yapılarak sosyal belediyeciliğin en başarılı örneklerinden biri verildi. Yavaş bu hizmetleri ilçelere de yaymak ve Korona ile daha etkin mücadele etmek için ilçe belediyeleri ile afet iş birliği protokolü imzalamak istedi ancak Cumhur ittifakı ağırlıklı meclis tarafından engellendi.

Oysa bu tür hizmetleri engellemek yerine ona ortak olmak daha doğru bir yol, önemli olan parti fetişizmi değil, halka hizmettir. Yavaş'ın başarılı bulunmasının arkasındaki sebeplerden biri de parti rozetini çıkarmış olması ve tüm vatandaşlarımızı partilisi gibi görmesidir.

Yavaş'ın hizmetleri elbette bu saydıklarımdan ibaret değil, Elazığ depreminde Ankara itfaiyesinin başarısı, yolsuzluğu, israfı bitirmesi, yandaş sömürüsüne son vermesi, kibir siyaseti yerine tevazu siyasetini benimsemesi başarıya götüren sebeplerin bazıları. Ankara böyle bir başkana biz de böyle bir gönüldaşa sahip olduğumuz için çok şanslıyız. Türk milliyetçileri devlet yönetemez diyenler Yavaş örneğine iyi bakmalı.

İYİ Parti milletvekili Aytun Çıray tarafından eleştirilmesini, bir kıskançlık, bir başka küçük hesap olarak değerlendirmek yerine,eleştiri besler anlayışı ile bunu da hoş karşılayacağını umarak, o sadece Ankara'nın gururu değil bizimde gururumuzdur diyorum.