MUHALEFET ÜRETİMİ

Bu direnç grupları serbest bırakılırsa ülkeyi yeniden kurtuluşa götürecek hareketlere girişebilirler. Bunun engellenmesi için o direnç grupları içine sızılır, sulandırılır, etkisizleştirilir, istenildiği zaman da yok edilir. İşte bu şekilde oluşturulmuş muhalefet hareketlerine "muhalefet üretimi" denir.

Siz bir muhalif ekip içinde olduğunuzu zannedebilirsiniz. Ancak muhalefet üretiminin ne ve nasıl yapıldığını bilmiyorsanız, tam tersine muhalefet ettiğinizi sandığınız odağın değirmenine su taşıyor olabilirsiniz. O odağı maşa olarak elinde tutan küresel güç odaklarına da hizmet ediyor olabilirsiniz.

Dolayısıyla konunun biraz açılması gerekmektedir.

Çağımız kapitalizminde "demokrasi" hayali hakim unsur olarak ortaya atılır. Yerleşik toplumsal düzeni tehdit etmediği sürece muhalefete İZİN VERİLİR. Bu şekilde bir muhalefet egemen elitlerin çıkarınadır. Amaçları açıktır: Var olan MUHALEFET bastırılmamalı AMA sınırları belirlenmeli, şekillendirilmeli ve bir kalıba sokulmalıdır.

Küresel güçler, küresel kapitalizmin temellerini ve kurumlarını sarsabilecek radikal muhalefet türlerinin gelişmesine ENGEL OLMAK AMACIYLA sınırlı ve kontrollü muhalefet türlerini desteklerler.

Diğer bir deyişle “muhalefet üretmek” Yeni Dünya Düzenini koruyan ve sürdüren bir “EMNİYET SUPABI” görevini görür.

İşte bugün Türkiye’de ‘MUHALEFET’ olarak ortada olanları bu sözleri aklınızda tutarak değerlendirmek lazımıdır. SAHTE muhalefetin zulüm odaklarına NEFES aldırmak için ortada olduklarını unutmayalım…

Yeni Dünya Düzeninde “sivil toplum” önderleri, güç odaklarının iç çemberlerine davet edilir, aynı anda halk baskı altına itilir.

Bu sürecin iki önemli işlevi vardır;

Önce emperyalizme muhalefet edenlerin, güç odaklarıyla kaynaşabilmesi için taviz ortamı hazırlanır.. Sonra küresel elitlerin MEŞRU oldukları martavalı yayılır.. Bu da "demokrasi" söylemiyle yapılır.

Küreselleşmenin “başka bir alternatifi olmadığı” dillendirilir; köklü bir değişiklik mümkün değildir ve yapılacak en "mantıklı" şey, direnmemek, muhalefet etmemek, "akıllı olmak" ve "cellatlarımızla" aşk ilişkisine girerek yol almaktır ve toplum buna inandırılır.

Üretilmiş muhalefetin de buna direnç göstermemesi sağlanır. Direnç gösteren gerçek muhalifler ise, medya ve çeşitli enstrümanlar kullanılarak kolayca değersizleştirilir.

Ülkemizde yıllardır yaşananlar bunlar değil mi?

Mustafa Kızıklı

Editör: TE Bilişim