Boşuna uğraşmayalım, buradan ortak bir noktaya varamayız...
Çoktan ayrıştık, farkına değil mi kimse?

***

Herkesin, “bana göre” diyerek söze başlaması, ortak değerlerin birleştirici olma özelliğini kaybetmesidir...
Bunun ayırdına vardığımızda ideolojik tartışma yapma vasatını çoktan kaybettiğimizi göreceğiz...

***

İstanbul seçimleriyle alâkalı ortaya koyduğum tercih tamamen şahsi önceliklerimden kaynaklanmaktadır... İdeolojik bir kılıf bulma gayretim yoktur ve olamaz da... Aynı durum karşı duruş gösterenler için de geçerlidir...
‘CHP, bölücü parti ve bilmem hangi iç ve dış mihrak’ zırvaları, şahsi önceliklerine örtü arayanların yöntemidir...
Hayırlı olsun!..

***

Bir meşruiyet sorunu yaşadığımız açıktır...
MHP’nin kendini inkâr pahasına kurduğu ittifakı, elbette meşru görmüyorum... Kendi tüzük ve programı hilâfına hareket eden MHP üst yönetimini görmediğim gibi...
Ancak, bir çok ülkücü bunu sorun etmiyor...
Etmediği gibi içlerinden bir vicdan sahibi çıkıp: “Parti tüzük ve programına uymayacaksanız, bari onları yeni konumunuza göre değiştirin!” diyemiyor ne yazık ki…

***

Ortada kurumsal bir karar yok... Dikte edilmiş kararlar doğrultusunda tarihi birikimi helâk eden bir adama biat var sadece…
Bu noktada da anlaşacağımızı zannetmiyorum...
Kendi yazdığı tüzüğe uymayan insanların ciddiye alınmasını anlamam mümkün değildir çünkü…

***

Elbette yazdıklarıma katılmayıp, itiraz edenler olacaktır...
Bundan doğal ne olabilir ki...
Onları ikna etmek veya yanlış düşündüklerini söylemek konumunda da görmüyorum kendimi...
Dediğim gibi, çoktan ayrıştık…
Her birimizin öncelikleri çoktan farklılaştı…
Anlaşmamız imkânsız bu sebepten...
O değişmeden anlaşma zemini bulacağımızı da zannetmiyorum…
 

Editör: TE Bilişim