Siyasî partiler yasası yok.

Baraj var ama.

Hazine yardımı küçük partilere yok.

5 partinin kasası dolu.

Eşit işe eşit ücret yok.

Yarış da eşit değil iktidar tüm imkânlarını kullanarak önde koşuyor.

Siyasetin de bu durumda adaleti yok.

Ama seçim var, hazır seçmen var.

Erken seçim var mı?

Baskın seçim yani.

Partilerin içinden pıtırak gibi yeni yeni partiler çıkıyor, ya da kurulma aşamasında.

Kim bilir, belki bölme işlemi tanımlandığında kışa doğru seçim olur.

Mevcut partiler de olmayan ne?

Parti içinde demokrasi mi yok?

İkinci adam mı yetişmiyor?

Yetişmesinin önü mü alınıyor?

Henüz olgunlaşmadan mı topluyorlar parti tarlasından?

Turfanda bunlaaar.

Parti kuran kendini lider olarak görüyor, kitleleri daha iyi toplarım, peşimden sürüklerim, benimle yürürler diye mi düşünüyor?

Muhalefet liderlerini muhalefet yapma anlamında zayıf mı görüyorlar yoksa?

Liderler geldikleri gibi gitmiyorlar, o koltuğa tutkalla mı yapışıyorlar peki?

Halkın iradesinin o koltuğa layık görerek yapıştıran demokrasi tutkalı olduklarını mı unutuyorlar da, hala oturmaya devam ediyorlar?

Her neyse bilemem, partiler ikiye ayrılmış görünüyor.

Ya Cumhur ittifakının yanında yer alıyorlar çarpık Başkanlık sisteminde.

Ya da Millet ittifakının yanında.

İyileştirilmiş parlamenter sisteminin yani Laik Türkiye Cumhuriyetin yanında.

Kurulacak yeni partiler ittifaksız mı iktidar olacaklarına inanıyorlar?

Neyi değiştirme sözü veriyorlar halka?

İşsizlik ve İstihdam konusunda farklı bir ekonomik paket mi geliştirdiler, yeniden kalkınma politikası gibi, partilerini kurar kurmaz onu mu açıklayacaklar?

Çiftçinin, Tarım ve hayvancılıkla uğraşan vatandaşın beli bükülmüşken, banka borçlarını silecek yeni bir var oluş yeniden aydınlanma gibi, kalkınma reçeteleri mi var?

Ekonominin dibe vuruşunun, geçinemeyen halkın derdini şıp diye çözecek çözüm önerileri mi var?

Bu parti içinden çıkan yeni liderlerin farkı ne, ne vaad ediyorlar?

Yok, partiler ele geçti de bizim mi haberimiz yok? Mevcudu yerinde tutmak için bizim gazımızı mı alıyorlar?

Nedir?

Sorun ne?

O zaman ittifak kurmanın mantığı ne?

Parti içinde parti kuranların ele geçmediği bir bölen olmadığı ne malum?

Ne zaman muhalefet güçlense, iktidarı zayıflatsa ekonominin kötü gidişatı gibi iktidarın yumuşak karnını yakalasa, halk yavaş yavaş muhalefete doğru yönelse, güç kaybı yaşanıyor muhalefet partilerinde.

Neden?

Partilerin içinde seçilerek gelen ama tekrar seçilmeyerek gitmek istemeyen bir anlayış mı gelişti?

Neyi bırakmak istemiyorlar?

Dönüp baktığımızda kaybeden liderlerin yerlerini koruduğu asla iktidar olmak istemedikleri gibi bir his kapılmıyor değilim.

Ne diyorlar?

"Giderek oyumuzu yükseltiyoruz"

"Bu çok iyi"

Ne zaman iktidar oluruz?

........

"Buna ömrümüz yetmez"

"Çünkü oylarımız yavaş yavaş yükseliyor"

"Ama Mansur Yavaş iktidar oldu, çalınan oylar geri döndü ya"

"O başka, parti lideri olmak başka"

"Halk seçince oluyor"

Seçmeyince de orada kalınıyor mu?

Benim anlamadığım halk seçmeyince nasıl kalınıyor?

Ahhh bu sefer olmadı, önümüzdeki maçlara bakacağız, yok öyle değildi, önümüzdeki seçimlere bakacağız, bu sefer mutlaka olacak mı?

Halkın iradesinin üstünde başka bir irade mi var?

İçerde seçmeyen mi gidiyor, seçen biat eden kalıyor?

Valla işin içinden çıkamadım, başıma ağrılar girdi.

Önümüzdeki maçlara bakacağım.

Affedersiniz, önümüzdeki seçimlere bakacağım.

Gidiyorlar mı, kalıyorlar mı?

Ya Cumhur ittifakı

Ya Millet ittifakı.

Başka bir şık var mı?

TÜM YAZILARI

Editör: TE Bilişim