YENİ SİYASET GÖZÜYLE REFERANDUM SONUÇLARINI OKUMAK..!


Sevgili arkadaşlar;


Referandum sonuçları üzerine bilhassa sosyal medyada ve bizim diye saydığımız camiâda yapılan tartışma ve değerlendirmeleri takip ettiğimizde maalesef eski alışkanlıklarımızı devam ettirdiğimiz anlaşılmaktadır.


Öncelikli olarak bu değerlendirmelerin temel yanlışı; 83 milyon nüfus ve 58 milyon seçmenin tercihlerini, özellikle "sosyolojinin kanunlarıyla" anlamak yerine, kendi hareketimizin "siyasi figürlerinin" şahsi hata veya becerileriyle izâh etmeye çalışmaktır.


Gündeminde milletin tamamını kucaklamak derdi olmayanlar, olup bitenlere hâlâ kendi "cemaatlerinin" penceresinden bakmaya devam ediyorlar maalesef. İddia ediyorum ki, bu yöndeki gündemini değiştiremeyen, bakış açısını genişletemeyenler geleceğin Türkiye'sinde önem ve temsil kabiliyetini kaybedeceklerdir.


KİMSE UNUTMASIN Kİ, DÜNYA BİZİM KABİLEMİZ ETRAFIMIZDA DÖNMÜYOR VE HİÇ BİR SİYASÎ FİGÜR DE BU ANLAMDA VAZGEÇİLMEZ DEĞİLDİR.


Millî ve sivil siyaset adına yapılması gerekenler ise, tarihin akışı doğrultusunda ve sosyolojinin adına "sosyal değişme" dediği, ekonomik, siyasi, kültürel ve toplumsal değişikliklerinin yönünü kavramak ve referandum sonuçlarının bizlere sunduğu verileri, "bilimsel analiz" yöntemiyle değerlendirmekten geçmektedir.


Daha önceki bir yazımda ifade ettiğim üzere, "başarılı bir siyasetçi; bilimsel bilgiden yeni bir siyaset dili üretebilen kişidir."


Siyasetin yeniden dizayn edileceği önümüzdeki süreçte, tarihin ve sosyal değişmenin aktığı yönü okuyamayanlar, "konjoktürel" ve geçici başarıların sarhoşluğuyla kendilerini aldatmış olurlar.


Benim için referandum sonuçlarından anlamamız gerekenler özetle; şehirleşmenin öne çıkardığı, iş bölümü, toplumsal farklılaşma, rekabetçi piyasa arayışlarıyla ortaya çıkan rasyonel "birey", temel hâk ve hürriyetlerine, daha fazla sahip çıkacağını, hukuk ve demokrasinin; millî birliğin ve toplumsal barışın teminatı olduğunu, daha âdil bir devlet ve toplumsal düzeni talep ettiğini, Türk milletinin iki yüz yıllık muâsır medeniyet yolculuğundan vazgeçmek istemediğini sandığa yansıttığı iradesiyle ortaya koymuştur.


Toplumda yeni siyaset arayışlarının arttığını müşahede ettiğimiz bu günlerde, "lidere" endeksli olarak ve "soyut akılla" ürettiğimiz temel kabuller yerine, verilere dayalı "analiz" yöntemini benimsemeden harekete geçilmesi yanlış olacaktır.


Muhakkak ki, toplumda karşılık bulmuş siyasi aktörler ancak sağlıklı ve bilimsel analiz ve değerlendirmeleri esas alarak yola çıktıklarında, halk nezdindeki karşılıklarını kalıcı hale getirecek ve siyasal temsil kabiliyetlerini daha da artıracaklardır.


Yeni siyaset adına yola çıkanlar ortaya koyacakları siyasî projelerinde; "demokratik katılım kanallarını", temsil kabiliyeti ve liyakâti, insanı ve hukuku önceleyen bir politik uslûbu ve sivil bir anlayışı öne çıkarmak zorundadırlar. Milleti siyasetin dışında tutan "siyasi oligarşiyi" kırabilmenin ve sistemin gerçekten sahibinin millet olmasını isteyenlerin, başka bir yöntemi seçmeleri söz konusu bile olmamalıdır.


KAYITLARA GEÇMESİ, MİLLÎ VE İNSANÎ VAZİFEMİZİN İCABI OLARAK HATIRLATMAK İSTEDİM..!

Editör: TE Bilişim