Türkiye’de haber alma ve yayma aşamasında yerel basın çok zor şartlar altında akıl almaz bir şekilde mücadele veriyor susturulmaya sindirmelere maruz bırakılıyor.

Türkiye’de basın denilince akla ilk gelen ulusal televizyonlar ve gazeteler birde haber ajansları gelmekte, Ancak azımsanamayacak ve görmezden gelinemeyecek kadar bu işi canıyla kanıyla her türlü zorluğu göğüslenerek yapan birde yerel basın gerçeği var. Buna rağmen Yerel basın Adeta yok sayılmakta; Halbuki Ülkemiz genelinde milyonlarca yerel basın mensubu hiçbir bahanenin arkasına sığınmadan tüm zorluklara rağmen bu mesleği fedakarca icra ediyor.

*Lakin şöyle bir sıkıntı var.

 Ülkemiz genelinde yerel basın mensupları özgür değil, maddi manevi bir çok yönden baskı altında; Çizgisi düz olan, taraf olmayan doğru bildiğinden asla ödün vermeyerek kimsenin güdümü altına girmeyen yerel basın mensupları ise ayaklar altında.

*Peki yerel basının,´’Haber alma veya Yama Özgürlüğü’ ne durumda!..

Yerel basının haber alma ve yayma özgürlüğü kısıtlanmakta baskı altına alınıp her türlü zorbalıkla boğuşmakta bunun kabul edilebilir bir tarafının olmadığı aşikar ancak; Bu eziyetlerin ortadan kaldırılması adına da hiçbir adımın atılmadığı ve sadece basına verilen desteğin sözelde kaldığı bir dönemde yaşıyoruz.

*Türkiye’de ulusal basın baskı altında; Peki yerel basın ne durumda;

Bu hususu gözden geçirdiğimizde ise, yerel basının çok daha fazla baskı altıda olduğu görülmekte ayrıca yerel basına karşı baskı, sindirme eylemlerinin dışında şiddet olayları da her geçen gün artarak devam etmekte!..

*Yerel basına karşı sözlü ve fiziksel şiddet!..

Yerel basına karşı artmakta artan bu şiddet olayları gerek sözlü gerekse fiziksel olarak boy göstermekte, Yerel basına yönelik yapılan fiziki ve sözel şiddet her geçen gün ciddi bir şekilde yoğunluk kazanmakta. Tabi bu ifade ettiklerim taraf ve yandaş olanlar için geçerli değil.

*Tarafsız yol izleyen yandaş olmayan yerel basın.

Türkiye’de tarafsız bir yol izleyen eleştiri hakkını kullanan yerel basına karşı çarpık bakış açısı olduğu aşikar ve bunun  ivedi olarak değişmesine ayrıca kalıcı çözümler bulunmasına acil olarak ihtiyaç var.

*Yerel basın, üst üste yığılmış bir dizi sorunla boğuşuyor.

Topluma karşı sorumluluk bilinci ile hareket etmesi gereken yerel ve yaygın basının; genel bir ifadeyle medyanın etik değerler çerçevesinde işlevini yerine getirmesi hiç kuşkusuz ki hayati bir önem taşımakta. Bunu her birimiz biliyoruz.

*Medyayı kullanan kitlenin yerel basına duyduğu güven?..

Yerel medya örgütlerine duydukları güvenin tesisinde medyanın etik davranışlarını etkileyen bazı faktörlerin varlığı ise yadsınamaz. Ekonomik ve siyasi erkin baskısı, çalışma koşullarının olumsuz etkisi, mülkiyet yapısından kaynaklanan açmazlar, çalışanların kişisel çıkarlarını ön planda tutma eğilimi ve medyanın genel anlamda içinde olduğu ortam bu faktörlerin başlı başına bir sorunu olarak değerlendirilmelidir.

*Yerel basın yalnızlaştırılıyor.

Türkiye´de özellikle yerel basının çok zor şartlar altında yaşam mücadelesi verdiği aşikardır. Son olarak yerel basına uygulanan ekonomik ambargonun dışında gerek sözlü gerekse fiziksel baskı ve sindirmeye yönelik yaklaşımların bardağı taşırdığı herkesçe bilinmekte ancak yetkililer veya siyasilerce bu yönde hiçbir önlem alınmamaktadır.

*Yerel basın görmezden geliniyor

Ülkemizde borcu olmayan kurum ya da insan mı var ki? Ekonomik zorluklar almış başını gitmiş iken birde üzerine yerel basının haber alma yayma hakkı görmezden geliniyor buda yaşanan zorlukların üzerine bal kaymak oluyor.

*Haksızlıklar artık son bulsun

Ülkemizin farklı bölgelerinde faaliyet gösteren yerel basın mensuplarının, suçu günahı olmamasına rağmen, baskı altına alınıp bir düzüne zorluklarla baş başa bırakıldığı  bir çoğunun ise iş yapamaz hale getirilip susturulmaya çalışıldığı herkesin malumu; "Demokrasi bilincimizin gelişmesinde, toplumsal olaylara duyarlılıklarda, birey haklarının iyileştirilmesinde etkin bir rol oynayan yerel basın mensuplarına uygulanan sosyal ve ekonomik baskılar son bulmadıkça Ülkemiz´de ne haktan, ne hukuktan nede adaletten söz etmek mümkün olmayacaktır.

*Yerel basın mensupları mücadeleyi elden bırakmayacaktır.

Yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen çizgisi tek ve kalemi keskin olan yerel basın mensuplarının mücadeleyi elden asla bırakmayacağına inanıyorum. Elbette bir gün haksız yere mağdur edilen, baskılara maruz bırakılan kalan fiziki ve sözel olarak şiddetle uğrayan yerel basın mensuplarının mükafatlandırılacağı günleri göreceğiz. Öyle ya; Mutlak suretle inanıyorum ki bir gün; Demokrasinin, insan haklarının, basın özgürlüğünün ve hukukun üstünlüğü ilkesinin galip geleceği aşikardır. İşte o zaman yerel basın gerçek anlamda işini rahatça yapacaktır.

Bir gerçek var ki; 2018 yılında basının haber alma, yayma özgürlüğü yine sınıfta kaldı.

Son olarak; Manisa’nın Turgutlu ilçesinde yerel bir basın mensubuna yapılanlar bunun en somut örneği oldu. Yerel basın mensupları haber yapar silahlı saldırıya maruz kalır, Haber yapar tehditlerle karşı karşıya bırakılır. Yine bir haber yapar operasyon ile baskı altına alınır. Bu nedir kardeşim bu ülkede özgürce haber yapılamayacak mı? Buradan bu yazımla birlikte tüm yetkililere sesleniyorum. Yerel basın yok oluyor. Kaybolup gidiyor. Buna ivedilikle bir çözüm bulunmalı ve bu baskılar durdurulmalı ve önlemler alınmalıdır.

Yerel basın mensuplarının Anayasal hakları korunmalıdır.

Saygılarımla.