Bilindiği gibi; CHP ve İYİ Parti arasında “Millet İttifakı” AKP ve MHP arasında ise “Cumhur İttifakı” 31 Mart’ta yapılacak Yerel Seçimlerde de sürdürülmüş ve İttifaklar daha çok özellikle Büyük Şehirlerde biri diğerinin lehine İL veya İlçe Belediye Başkan adayının gösterilmemesi üzerine kurulmuştur.   Başka bir ifadeyle İttifaklar antidemokratik bir usulle  “Seçmen İradesinin Zorunlu Mübadelesi”  üzerine dizayn edilmektedir. 

Buna ilave olarak gözlemlenmektedir ki, istisnasız bütün partilerde, Adaylar Önseçim veya Eğilim Yoklaması yerine, demokrasinin ruhuna aykırı olarak ve yerel seçimlerin olmazsa olmazı olan yerel unsurlara uygun olmadan, adeta atama usulüyle belirlenmektedir.
  
Eldeki en son veriler olarak 24 Haziran Milletvekili Genel Seçimleri Sonuçları üzerinden Partilerin açıkladıkları İL bazında ittifaka ilişkin analizler yapılarak, Seçimin İL Belediye Başkanlıkları ve  Muhtemel Genel Sonuçları ile Etkileri hakkında elde edilen çarpıcı bulgular paylaşılacak, ayrıca bazı değişik varsayımlarla farklı ittifakların ilginç sonuçları ortaya koyulacaktır. 

Analize baz teşkil eden bir önceki Seçim Sonuçlarının ortaya çıkmasındaki tercihlerin çok fazla değişmediği, Seçimden bu yana geçen kısa sürede Partilerin aldıkları oy oranlarını radikal olarak değiştirecek şekilde Seçmen kaymalarının olmayacağı varsayılmıştır. İttifak Toplamlarından elde edilecek Belediye Başkanlıkları hesabı yapılırken de Siyasette “2+2’nin her zaman 4 etmeyeceği” ifadesi gözardı edilmiştir. Elbette “Siyasette 24 saat uzun bir süredir” ve 60 gün öncesinden yapılan bir tahminde tölere edilebilir farklılıklar çıkma ihtimali de bulunmaktadır.

İTTİFAKLAR KAMUOYUNDAKİ BEKLENTİLERİN AKSİNE MEVCUT DURUMU ÇOK FAZLA DEĞİŞTİRMİYOR

Öncelikle belirtmek gerekir ki; yapılacak seçim bir sonrakine referans olsa da, Ülkemizin Genel Yönetimini bu aşamada etkilemeyecektir. Ne Meclis aritmetiği değişecek, ne de Meclisin sıfırlanmış Fonksiyonları artacaktır. Sonuçlar daha çok vatandaşlarımızın yerel hizmet alımındaki nitelik ve niceliği etkilemesi gerekirken, İktidar ve Muhalefetin Seçmen nezdindeki düzeyini ortaya koyacaktır. 

    
İTTİFAKLARIN İL BELEDİYE BAŞKANLIKLARI SONUÇLARINA ETKİSİ

Partilerin bu kadar mesai harcamaları ve abartılı söylemlerinin aksine her 2 Blok için de yapılacak ittifakların elde edilecek Belediye Başkanlığı sonuçlarını çok fazla etkilemeyeceği analizler ile ortaya çıkmaktadır. İttifak Blokları arasında oy kayması olsa da Toplam İttifak oyları çok fazla değişiklik göstermeyecek ve Partiler daha önce sahip oldukları Belediye Başkanlıklarını büyük ölçüde koruyacaklar. Yani aslında “bir bardak suda fırtına kopartılmaktadır”.

Bu kadar gürültü çıkartılarak çevre kirliliğine yol açan ittifaklar ile;

1-Her ne kadar bir Partinin Gn.Bşk. “Beka” kelimesini ağzından düşürmese de, Bölücü Terör Örgütü PKK’nın Meclisteki uzantısı HDP’nin Kayyumların ellerinde olan Belediyeleri tekrar elde etmeleri bu seçimin en önemli sonuçlarından birisi olacaktır ki bu durum “Beka” söylemini çürütecektir. (Mesela; Türk Dünyasına açılan kapı ve Üniter yapının önemli kalelerinden biri olan Iğdır İlinde hiçbir partinin İttifak Yapmaması açıklamaya muhtaç önemli bir konudur) 

HDP’nin açıkladığı Adana, İstanbul ve İzmir’de Seçimlerde aday göstermeme kararın da; İstanbul ve İzmir açısından etkisi olmayacak, ancak Adana’da Seçmen Kitlesinin tamamı Millet İttifakına (CHP’ye) yönelirse sonucu değiştirecektirki bu da zor görünmektedir.

2- AKP elindeki Belediyeleri İstanbul dahil büyük ölçüde koruyacak, Ankara ve Denizli MHP sayesinde elinde kalmaya devam edecek, Hatay ise ittifak sayesinde tek kazanımı olacaktır.

3- MHP ise Cumhurbaşkanlığı Seçimindeki hizmetlerine ve son dönemdeki Jest’ine karşılık Adana, Mersin, Osmaniye ve Manisa’yı AKP sayesinde elinde tutmaya devam edecek ve yeni bir İl Belediyesini bünyesine katamayacaktır.

4- CHP en önemli kazanımını İYİ Parti sayesinde Antalya’yı elde ederek yapacak, Aydın’ı ise yine İttifak ortağı sayesinde elinde tutabilecektir.

5- İttifakın en çok kaybedeni İYİ Parti gibi görünmektedir. Çünkü gerek herhangi bir İL’de Belediye Başkanlığı kazanılamaması, gerekse aşağıda açıklayacağım genel oy oranlarındaki düşüşler bunu göstermektedir. 

İYİ Parti’nin konuyla ilgili Gn.Bşk.Yardımcıları hakkaniyetli teknik bir işbirliği çalışmasını yapabilmiş olsalardı; CHP’ye terkedilen Ankara, Antalya ve Bursa’dan ikisinin kendi adayları ile, Mersin’in de ittifak kapsamına alınarak yine kendi adaylarının desteklenmesinden asla taviz verilmemiş olurdu ve böylece genel oy oranları da bir önceki seçime göre ciddi anlamda azalmamış olurdu.

Tekrar etmek gerekirse; İYİ Parti’nin iddialı bir şekilde kazanılacağını kamoyuna deklare etmesinin aksine, İttifak kapsamına aldıramadığı ne Mersin’de, ne de İttifak kapsamında portföyüne aldığı Manisa’da Belediye Başkanlığını kazanabilecek gibi görünmemektedir. 

Bütün bu İttifak İşbirliklerinin Büyükşehir ve İL Belediye Başkanlıklarında NET SONUCU:
 
AKP’nin Hatay’ı CHP’den,  CHP’nin Antalya’yı AKP’den alma ihtimalleridir ki,  Bu durum seçimden sonra en çok anlatılacak olan; “Ağam biz bu b.k. niye yedik?” meşhur hikayesi olacaktır...

İTTİFAKLARIN GENEL OY  DAĞILIMI SONUÇLARINA ETKİSİ

Diğer yandan, İttifaklar Siyasi Partilerin Oy dağılımını Büyük Partiler Lehine, Küçük Partiler aleyhine etkileyecek gibi görünmektedir. Aday göstermekten vazgeçen Partinin oylarının Blok olarak diğer partiye gideceği varsayımıyla ve İL Belediye Başkanlıkları gözönüne alınarak yapılan analizlerde ortaya çıkmaktadır ki;

AKP: 24 Hazirandaki %42,56’lık Oy oranlarını %45-46 aralığına çıkartırken,
MHP’nin oy Dağılımı %11,10 düzeyinden %7-8 bandına inecektir.

CHP: 24 Haziranda %22,65 olan Oylarını %29-30 aralığına yükseltirken,
Ortağı İYİ Parti ise % 9,96 olan Oylarını %5-6 bandına düşürecektir.

HDP’nin 24 Haziran Seçimlerinde % 11,70 olan Oyları, ilan ettiği 3 İlde Belediye Başkan adayı göstermemesi durumunda %8,16’ya inecektir ve doğal olarak 3 Puanlık oy AKP ve CHP’ye kanalize olacaktır.
 
Analizlerden net olarak ortaya çıkan Sonuç; Büyük Ortaklar, ittifak sebebiyle Aldıkları Oylar Verdikleri Oylardan daha fazla olduğu için Oy Yüzdelerinin bir miktar artması anlamında karlı çıkarken, Küçük Ortaklar Zararlı çıkmaktadırlar. Yani küçük partilerden ittifak müzakereleri yapanların oy dağılımı dengesini çok fazla gözetmedikleri veya analiz yapma yeteneğinden yoksun oldukları gayet açıktır.

İTTİFAKLARA MİLLİYETÇİ ALTERNATİF VE  VARSAYIMLARLA BAKABİLMEK

Bazı varsayımlar altında yapılan analizlerde ilginç sonuçlar ortaya çıkmaktadır:

1-Eğer, kamuoyunda Milliyetçi Eğilimli olarak görülen MHP ve İYİ Parti İttifak yapmış olsalardı; Yine yukarıdaki gibi elde edilecek Belediye Başkanlıklarında çok büyük değişiklikler olmamakla beraber, bu ittifak tam olarak mevcut durumlarına ilave olarak 20 İlde daha 2. Büyük Parti konumuna gelip, Belediye Meclisi Üyeliklerinde etkili bir hale gelmiş olacaklardı.   

2- Varsayımı biraz daha ilerletip bu seçimler Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği Genel Seçimleri olsaydı:

AKP Cumhurbaşkanı Adayı İlk Turda Seçilemez ve Milliyetçi bir Cumhurbaşkanının seçilme ihtimali yüksek olurdu.

MHP+İYİ Parti İttifakı Mevcut Vekillerinden AKP’nin 33’ü, CHP’nin ise 19’u olmak üzere toplam 52’sini bünyesine dahil edip Meclisin 2. Büyük Partisi Konumuna gelirlerdi. 

Bu durumda Mecliste Sandalye Dağılımı:
AKP: 262, MHP+İYİ: 144, CHP:127, HDP:67 Olurdu, ki Fena da olmazdı.

Böylece MHP+İYİ Parti Ülke Yönetimine adaylıkta 4. veya 5. Alternatif olmak yerine doğrudan 2. Alternatif olma şansını da elde etmiş olacaklar ve Parlamenter Demokratik Sisteme dönüş de mümkün olabilecekti.

Sn. D.BAHÇELİ’NİN AKP’YE JESTİNE 

Sn. M.AKŞENER REST ÇEKEREK 

CHP İLE İTTİFAK YAPMASAYDI NE OLURDU?

Öncelikle Türk Milleti antidemokratik dayatma ile önüne konan 2 Partinin Adaylarına mahkum olmaz, ayrıca 2 Partili Mutlak Monarşik Sistemin daha da kalıcı hale gelerek kökleşmesine katkıda bulunulmuş olunmazdı. 

CHP İttifakının, İYİ Parti’ye İl Belediye Başkanlığı kazanma yönünde bir şey katmayacağı, aksine genel oy oranlarının %5 düzeyine kadar geriletmesi ihtimaline karşılık, aslında Rest Çekilerek Tek Başına Yerel Seçimlere girilmemesi ile Oyları %15’e kadar yükseltme şansı da kaçırılmıştır. 

Şöyleki: MHP’nin kayıtsız şartsız AKP’ye teslim olması, ittifak gereği aday çıkartılmayacak illerde Milliyetçi Seçmenin, AKP’li adaya gönülsüzce oy vermek veya CHP’li bir İttifaka yönelmek yerine, tek başına seçimlere katılan İYİ Parti’ye oy vermesi daha kolay mümkün olacak ve Milliyetçi oylar büyük ölçüde İYİ Parti’de konsolide edilme fırsatı yakalanmış olacaktı. (Tabiki Parti Başkanlık Divanı ve Belediye Başkan Adaylarının belirli kriterleri sağlamış oldukları ve bu sayede Milletvekili Adaylarının tespitinde yapılan yanlışlara düşülmemiş olacağı varsayımı altında) 

Yani, İYİ Parti Tek Başına Seçimlere Girseydi;
Belki yine Belediye Başkanlığı kazanılamayacak, ancak 24 Haziran Seçimlerinde   almış olduğu %10’luk Oy Oranını korumaktan da öte, AKP’ye oy vermeyi içine sindiremeyen MHP’li seçmenlerden gelecek yaklaşık 1,5-2,5 Milyon Oy ile %15 düzeyini bulacaktı ki, bu da Siyaset Sahnesinde güçlenerek kalmasını sağlayacaktı.  

SONUÇ OLARAK

Her ne kadar oyları düşecek küçük Partiler, Siyasi Literatürde yer alan Milletvekili Genel Seçimleri ile Mahalli İdareler Seçimlerinde bir öncekine göre yapılacak mukayesenin “Belediye Meclisi ve İl Genel Meclisi Üyeliklerinde” elde edilen oranlara göre yapılması gerektiğini ve ayrıca “İttifakın Toplam Oyu”na bakılması gerektiğini iddia edecek olsalar da, İstanbul’da ve Büyük Şehirlerde olmayan Partiler Türkiye Genelinde  istedikleri sonucu alamayacakları gerçeğininin üstünü örtemeyeceklerdir.

Sözkonusu ittifaklar ile AKP konumunu 24 Haziran’dan biraz daha yukarı çekerek güçlendirecek ve “hepsi benim olsun açgözlülüğüne” devam edecek,

HDP kayyumlara devredilmiş belediyelerine tekrar kavuşarak, federasyon hazırlıklarının daha da hızlanacağı önümüzdeki dönemde pazarlık marjını maalesef güçlendirerek ivme kazanacak,

CHP ise bir önceki seçimdeki başarısızlığını örterek yetersiz muhalefete devam edecek, “iktidar olamasam da küçük olsun benim olsun” diyerek Genel Başkanları koltuğuna yapışmayı sürdürecek,

Ve maalesef  Sistem büyük ölçüde 2 Partili olmaya evrilecek ve olan yine Türk Milliyetçilerine ve Samimi Cumhuriyetçilere olacaktır. 

Analizlerden ortaya çıkan sonuç odur ki: Milliyetçilik Rüzgarlarının estiği bir dönemde MHP Seçmeni de, İYİ Parti Seçmeni de İttifaklardan büyük zarar görmekte ve kaybeden elbette Büyük Türk Milleti olmaktadır. Bu kayıpların yerel seçimde son bulması ve 4 yıl sonraki Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Genel Seçimlerinde talihin Milliyetçi ve Cumhuriyetçilerden yana olması temennilerimle,  

Fikret ARTAN
 

Editör: TE Bilişim