Aykut Azgur’un yazısı şu şekilde:

Zafer Partisi'nin Sürdürülebilir Planlı Kalkınma içindeki "4 Deniz 4 Bölge Projesi" Türkiye'nin geleceği için bir sigorta poliçesidir. Yıllardır ülkemizde sanayi yatırımları hiçbir stratejik görüş geliştirmeden İstanbul ve Marmara Bölgesinde yoğunlaşmıştır. Türkiye'nin sanayi üretiminin yarıdan fazlası bu bölgeden sağlanmaktadır. Bu yoğunlaşma, bir dizi sosyo-ekonomik ve stratejik problemi de beraberinde getirmiştir. Eğer önlemler alınmaz ise bu problemler yakın bir gelecekte bütün Türkiye'yi derinden sarsacak ve ülkemizi dış güçler tarafından işgale kadar götürebilecek sonuçlar doğuracaktır. Bilim insanları bu bölgede yakın bir gelecekte yıkıcı bir depremin olabileceğini sık sık dile getirmektedir. Ayrıca bir savaş durumunda bu bölgeye yapılacak saldırılar, ekonomiyi tamamen çökme noktasına getirecektir. Bu nedenle Türkiye vakit kaybetmeden, yeni sanayi ve ticaret koridorları üretmek zorundadın Bugüne kadar hiçbir siyasi parti tarafından ortaya konmamış bu projeyi Zafer Partisi gündeme taşımıştır. Bu proje, iktidara gelindiğinde ekonomi gündeminin en üst sıralarında yerini alacak ve uygulamaya geçilecektir. Bu projeyi ana hatlarıyla ele alalım.

İstanbul; Berlin ve Tokyo arasında yeni bir ileri teknoloji üssü haline getirilecektir. Ağır ve orta ölçekli sanayi merkezleri Anadolu'da tespit edilen yeni merkezlerine taşınacaktır.

Buna göre;

1) Ağır sanayi, Zonguldak liman olmak üzere aşağıya doğru bir ucu Bursa diğer ucu Ankara'ya inen hatta kaydırılacaktır.

2) Orta ölçekli sanayi ve hayvancılığın ağırlık verileceği bölge, Trabzon liman olmak üzere bir ucu Erzincan'da diğer ucu Van'da olan yeni bir ticaret ve sanayi koridoru olacaktır. Bu bölge, hem Kafkasya ve Orta Asya'ya açılan aynı zamanda da Rusya ve Ukrayna pazarına hakim olan bir bölge haline gelecektir.

3) Güney bölgemiz ise Mersin ve İskenderun limanları olmak üzere bir ucu Konya'da diğer ucu Mardin'de olan orta ölçekli sanayi kuruluşlarının olduğu, Avrupa Birliği ile beraber Serbest Ticaret Bölgelerinin oluşturulduğu, tarım ve tarıma yönelik üniversitelere ağırlık verilecek bir bölge olacaktır.

4) Batı bölgemiz, İzmir limanı başta olmak üzere Afyon'a kadar uzanan bölgede yüksek teknoloji, madencilik ve orta ölçekli sanayinin ön planda olduğu bir bölgemiz olacaktır.

Ağır sanayilerini , organize ve orta ölçekli sanayilerini ülke çapında yaygın kurmaktan uzak duran ülkeler büyük devlet olma niyetinden tamamen uzaktırlar. Bu ülkelerin

sanayileşmeleri bizde olduğu gibi döviz, dış borç karşılığında ithal edilen ekipmanlarla yürütülmektedir. Enflasyonu önlemenin en gerçekçi çözümü veya panzehiri üretim ve verimlilik artışıdır. Sanayileşmenin ihtiyaç gösterdiği ekipmanların yurt içinde üretilmeyip sürekli ileri sanayi ülkelerinden döviz karşılığında ithal edilmesiyle kalkınma ve Türk halkının refahının yükseltilmesi için gerekli olan katma değer, ithalat yapılan ülkelerin ekonomileri için sağlanmaktadır. Ülkemizin çağdaş bir ülke sayılması için kişi başına milli gelir, elektrik tüketimi ve diğer göstergelerde bugünkü seviyesinin 5 katına, ileri sanayi ülkelerinin seviyesine yükselmesi için de 10 katına çıkması gerekmektedir. Sürdürülebilir Planlı Kalkınma modeliyle bu hedeflere ulaşmak hiç de zor değildir. 5000 yıllık bir medeniyete sahip olan büyük Türk Milletinin, yüce önder Atatürk'ün de işaret ettiği gibi çağdaş uygarlık seviyesine ulaşması, laik, hürriyetçi demokrasi ve hukuk devletinin bütün kurumlarıyla kurallarına sahip, teknoloji üreten, ihraç eden, gelişmiş medeniyetler seviyesine yükselmesi ve Türk Milletinin refah içinde yaşaması için var gücümüzle çalışacak ve projeler üreteceğiz.

Editör: TE Bilişim