ABD Başkonsolosluğu bölge güvenlik biriminde araştırma görevlisi olarak görev yapan ve ‘Silahlı terör örgütüne üye olmak’ suçlamasıyla 17 aydır ev hapsinde tutulan Nazmi Mete Cantürk ile adli kontrol şartı altında olan eşi Sevim Cantürk ve kızı Kevser İrem Cantürk’ün yargılanmasına başlandı. İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, sanıklar Nazmi Mete Cantürk, eşi Sevim Cantürk ve kızı Kevser İrem Cantürk ile avukatları katıldı. ABD Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Jeffrey Hovenier, ABD İstanbul Başkonsolosu Daria Darnell, eski ABD İstanbul Başkonsolosu Jennifer L. Davis ile konsolosluk görevlileri duruşmada izleyici olarak yer aldı.

“İŞ İLANINI GAZETEDE GÖRDÜM”

Duruşmada savunmasını yapan sanık Nazmi Mete Cantürk, “1988 yılında eşimle evlendim. O dönemde gazetede gördüğüm ABD Başkonsolosluğunun iş ilanına başvurdum. Daha önce yurt dışında çalıştığım için İngilizce biliyordum ve işe alındım. 1 sene resepsiyonist olarak çalıştım. Daha sonra gece tercümanlığı görevine geçtim. Bu görevin ardından Bölgesel Güvenlik Biriminde araştırma görevlisi olarak çalışmaya başladım. Görevim makam koruma, mekan koruma ve güvenlik soruşturmalarından oluşuyor” ifadelerini kullandı.

“GÜVENLİK GÖREVLİLERİNE SUNUMLAR YAPTIM”

“Görevlerim kapsamında resmi kurumlarla görüşmelerim oluyor” diyen Cantürk, “ABD yetkilileri isterse, İstanbul Emniyet Müdürlüğü yetkilileriyle görüşüyordum. Güvenlik sağlamayla ilgili planlar yapardım. Görevim gereği terör tehdidinde farkındalık oluşturmak amacıyla güvenlik görevlilerine sunumlar yaptım. İddianamede FETÖ’ye yakın kişilerle aynı otelde kaldığım yazılmış ve toplantıya katıldığım söylenmiş. Ben gittiğim yerlere konsolosluk görevlendirmesiyle giderim. Konakladığım yerde kalan kişileri bilmem mümkün değil” dedi.

“BENİMLE İLGİLİ BUNLARI NEDEN UYDURDUĞUNU BİLMİYORUM”

Metin Topuz’un hakkında söylediklerine yönelik konuşan Cantürk, “İddianamede Metin Topuz’un aleyhime konuştuğu yazıyor. Kendisiyle yıllar önce kavga etmiştik. Bu yüzden böyle dediğini düşünüyorum. Metin Topuz’la hiçbir zaman aynı yerde çalışmadım. Benim hangi gazeteyi okuduğumu, hangi dine mensup olduğumu bilemez. İddianamede geçen Hacı Salih Zengin ile 25 yıl önce tanışmıştım. O zamandan beri kendisini görmedim. Görevimle alakalı neden böyle bir şey uydurduğunu bilmiyorum. FETÖ’ye üye olduğum iddiasını tamamen reddediyorum. Bylock kullanmadım. Darbeden sonra televizyon yayınlarına Bylock’u öğrendim. Hain Fetullah Gülen ile tanışmadım. Ev hapsi nedeniyle hürriyetim kısıtlandı. 17 aydır devam eden tedbir cezaları ceza haline döndü. Beraatimi talep ediyorum” şeklinde konuştu.

“EŞİM OLMASA BURADA OLMAZDIM”

Daha sonrasında savunma yapan sanık Sevim Cantürk, “Aslıma yöneltilen suçlamayı kabul etmiyorum. Yaptığım evlilik benim ağır ceza mahkemesinde olmama neden oldu. Eşimle ilgili böyle bir suçlama olmasa bende burada olmazdım. Benim 2005 yılında açılmış Bank Asya hesabım var. Hesap hareketlerine bakıldığında normal bankacılık işlemleri yaptığım görülüyor. Evime çok yakın diye oraya hesap açtım. Emekli maaşımı da oradan alıyordum. Bir de ailemden gelen mirası yatırdım oraya, çocuklarıma pay etmek için” dedi.

“BERAATİMİ TALEP EDİYORUM”

“Telefonuma geldiği iddia edilen mesajlar toplu mesajlardır” diyen sanık Sevim Cantürk, “Numaramı nereden aldıklarını bilmiyorum. İddianamede Murat Hökelek ile konuştuğum yazılmış. Kendisi kardeşimdir. Telefonla konuşmam gayet normaldir. Kendisi hakkında FETÖ soruşturması açılmış ancak soruşturma sonlandırılmıştır. Hakkımdaki suçlamaları kabul etmiyorum. Beraatimi talep ediyorum” ifadelerini kullandı.

“VAKİT GEÇİRMEK İSTEDİK”

Cumhuriyet Savcısı, sanık Sevim Cantürk’ün savunmasının ardından sanığa, “Ankara’dan Merzifon’a giderken, otelde bir gece konaklamışsınız. 4 saatlik bir yol için neden konaklama ihtiyacı duydunuz?” şeklinde bir soru yöneltti. Sanık Sevim Cantürk, “Kızımla birlikte gidiyorduk. Biraz dinlenip, vakit geçirmek istedik” dedi. Savcı bu cevap üzerine, “Aynı tarihte FETÖ yöneticilerinin orada toplantısı varmış, bilginiz yok muydu?” şeklinde sordu. Bunun üzerine sanık Cantürk, “Kaldığım otelde kalan her insan hakkında bilgi sahibi olamam” dedi.

“KİTAPLAR DEDEME AİTTİR”

Daha sonrasında savunma yapan sanık Kevser İrem Cantürk, “TUS’a hazırlık süreci dışında hiçbir dershaneye gitmedim. Okurken ailemin yanında kaldım. Bu yüzden hiçbir yurtta kalmadım. Telefonla görüştüğüm iddia edilen Murat Hökelek dayımdır ve meslektaşımdır. Hakkında açılan soruşturma sonlandırılmıştır. Doktor olduğum için birçok kişiye numaramı verebiliyorum. Bu yüzden her telefonla görüştüğüm kişiyi hatırlamayabilirim. İddianamede bana ait kitapların bulunduğuna yer verilmiş. Ancak arama anneannemin Merzifon’daki evinde yapıldı. Kitaplar rahmeti dedeme aittir ve yasaklı değildir. Hakkımdaki suçlamaları reddediyor ve beraatimi talep ediyorum” diye belirtti.

Sanıkların savunmalarının ardından söz alan sanık avukatları, sanıkların adli kontrol şartlarının kaldırılmasını talep etti.

Duruşmada görüşü sorulan Cumhuriyet Savcısı, sanıklar hakkındaki adli kontrol hükümlerinin devamını ve firari eski savcı Zekeriya Öz’le irtibatı tespit edilmesinin ardından casusluk yaptığı iddiasıyla hakkında dava açılan ABD’nin İstanbul Başkonsolosluğu görevlisi Metin Topuz’un tanık olarak dinlenilmesini talep etti.

Mahkeme heyeti, sanığın üzerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti, sabit ikametgah sahibi olması ve sağlık durumu nedeniyle sanık Nazmi Mete Cantürk’ün ‘konutu terk etmemesi’ şeklindeki adli kontrol şartını kaldırdı.

Sanık hakkındaki yurt dışına çıkış yasağının devamına karar veren mahkeme heyeti, sanığın haftada bir olmak üzere karakolda imza atmasına hükmetti.

Sanıklar Sevim Cantürk ve Kevser İrem Cantürk hakkındaki imza şeklindeki adli kontrol hükümlerini kaldıran heyet, yurt dışına çıkış yasağı şartının devamına kararlaştırdı.

Heyet, başka davada sanık olan Metin Topuz’un tanık olarak dinlenilmesine hükmetti.

“KARARI DOĞRU BULUYORUZ”

Duruşma çıkışında adliye önünde açıklama yapan ABD Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Jeffrey Hovenier, “Ev hapsinin kaldırılması kararını tanıyoruz ve doğru bulduğumuzu söylemek istiyoruz. Aynı zamanda kendisine yüklenen suçlamaların herhangi bir delilinin de görmediğimizi ifade etmek isterim. Bir de sadece bu süreç değil tabii ki, bütün devam eden yargı süreçleriyle ilgili olarak çabuk, şeffaf ve adil çözüm konusundaki arzumuzu tekrar dile getirmek isterim. Çok teşekkürler. Soru almayacağız, ilave söyleyeceğimiz bir şey yok” dedi.

Kaynak: iha