Mahkeme, mevcut delil durumu ve tutuklu kaldıkları süreyi gözönünde bulundurarak 3 sanığın tahliyesine karar verdi.
İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, müebbet hapisleri istenen tutuklu sanıklar Yavuz Özkurt ile çocukları olan sanıklar Uğur, Okan ve Hülya Özkurt getirildi. Maktül Ali Rıza Biberoğlu'nun oğulları Orhan ve Ahmet Biberoğlu da duruşmada hazır bulundu.

BİBEROĞLU'NUN OĞULLARI: ŞİKAYETÇİYİZ

Maktulün oğulları Ahmet ve Orhan Biberoğlu, olayı görmediklerini ancak sanıklardan şikayetçi olduklarını söylediler. Şikayetçi Biberoğlu ailesinin avukatı Ahmet Çakar ise yazılı yaptığı savunmasında, sanıkların eylemi planladığını belirterek ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmalarını talep etti. Avukat Çakar, "Savunmasız kişinin, önceden planlanarak ve olay sırasında işkence edilerek canavarca his sevkiyle öldürüldüğü halde iddianamede basit adam öldürme olarak değerlendirmiştir. Düşünün ki sanıkların elinden kurtulmaya çalışan yaralı müvekkil, sanıkların ısrarlı ve yoğun kastları sonucu bıçakla işkence edilerek öldürülmüştür. Sanıklar resmen katliam yapmak amacıyla hareket etmiştir. Tanığı da öldürmek istemiş, tanık kaçarak kurtulmuştur. Olayda tahrik yok, tartışma yok, adam öldürmek için tek bir sebep yok. O halde sanıkların açıkça canavarca his saikiyle haraket etmiş olduğunda en küçük bir şüphe yoktur." dedi.

"MEŞRU MÜDAFAA SINIRLARI İÇİNDE İŞLEMİŞTİR"

Sanıkların ifadesi, Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile alındı. Tanıkların da dinlenmesinin ardından avukatlara söz verildi. Sanık Okan Özkurt'un avukatı, müvekkilinin eylemi tamamen meşru müdafaa sınırları içinde işlediğini belirterek tahliye talebinde bulundu.

TAHLİYE TALEBİNDE BULUNDULAR

Sanık Uğur Özkurt'un avukatı da müvekkilinin olay yerinde bulunmadığını öne sürerek tahliyesini talep etti. Sanık Hülya Özkurt'un avukatı ise müvekkili hakkında tanık Erşen'in ifadeleri nedeniyle tutuklama kararı verildiğini ifade ederek "Maktülün otopsi raporuna baktığımızda 122 promil alkollü olduğu, tek bıçak darbesiyle yaralandığı, DNA örneğinin ise erkeğe ait olduğu ortaya çıkmıştır. Tanıklardan İbrahim, müvekkilimin elinde balta olduğunu söylemiş, tanık Yunus ise müvekkilimi görmediğini belirtmiştir. Beyanlar çelişkilidir. Müvekkilimin tahliyesini talep ederim" diye konuştu. Sanık Yavuz Özkurt'un avukatı, müvekkilinin suçsuz olduğunu söylediğini belirterek "Maktülün müvekkilimle beraber tanık Erşen tarafından araca konulduğu dosyadan anlaşılmaktadadır. Müvekkilimin ilgilenmesi gereken çiftliği ve hayvanları vardır. Tahliyesini talep ederim" dedi.

ÜÇ SANIĞA TAHLİYE

Mahkeme heyeti, sanıklar Yavuz, Hülya ve Uğur Özkurt'un mevcut delil durumu ve tutuklu kaldıkları süre nedeniyle tahliyesine karar verdi. Heyet, sanıklardan Hülya ve Uğur Özkurt hakkında konutu terk etmeme ve yurt dışına çıkış yasağı konulmasına, Yavuz Özkurt'a ise imza şeklinde adli kontrol uygulanmasına hükmetti. Tanıklar Erşen Kuruhasan, İsmail Kur ve Mehmet Karabal'ın dinlenmesine karar veren mahkeme heyeti, sanık Okan Özkurt'un tutukluluk halinin devamına karar verdi. Duruşma ertelendi.

SANIKLARIN İFADELERİ İDDİANAMEDE YER ALDI

Şüpheli Okan Özkurt'un jandarma tarafından alınan ifadesinde, "Yayılmakta olan mandalarımız toplamak için Kısırkaya Mahallesi kum ocağı mevkiine gittim. Bu esnada tek başımaydım. Mandalarımı topladım. Kısırkaya'da bulunan ahırıma giderken yolun kenarında bir pikap park etmiş duruyordu. Ali Rıza Biberoğlu aracın arkasından bana, 'Lan mal kimsin?' diyerek elinde bulunan bıçakla saldırdı. Bu esnada atın üzerindeydim. Salladığı bıçak kalbime geldi ve battı. Can havliyle kendimi atan aşağı attım ve yere düştüm. Düşerken bıçağı bana salladı. Yüzümü kesti. Kendimi bıçaktan korurken ellerimi, vücudumu kesti. Elindeki bıçaktan tuttum. Yerde boğuşurken bıçak ona da geldi. Ali Rıza Biberoğlu bana saldırırken ne düşündü bilemiyorum. Kavga esnasında hiç konuşmadı. Sonra bir şekilde elinden kurtuldum. Bıçak hep onun elindeydi. Kendimi savundum kesinlikle bıçaklamadım. Kardeşim Hülya'yı aradım. Yanıma gelerek beni araca bindirip hastaneye götürdü. Bu şahısla ilgili hiçbir husumetim yoktur. Kendisinin bana neden saldırdığını bilmiyorum" dediği belirtildi. Diğer sanıkların ise olayda herhangi bir şekilde yardım ve iştirakte bulunmadıklarını söyledikleri iddianamede yer aldı.

İDDİANAME

İstanbul Cumhuriyet Savcılığınca hazırlanan iddianamede, 25 Mart 2020 tarihinde saat 17.00 sıralarında Sarıyer Kısırkaya Mahallesinde Okan Özkurt ile Ali Rıza Biberoğlu'nun tartışarak kavga ettikleri ve birbirlerine bıçakla saldırdıkları, şüpheli Okan Özkurt'un kardeşleri Hülya Özkurt, Uğur Özkurt ve babası Yavuz Özkurt'un da kavgaya karışarak maktul Biberoğlu'nu bıçakladıkları belirtildi. İddianamede, maktulün tanık Erşen Kuruhasan'ı arayıp orman yolunda olduğunu söyleyerek yardım istediği, tanık Erşen'in arkadaşı İsmail Kır'ı arayıp maktulün tarif ettiği yere gitmesini söylediği ve kendisinin de o an yanında bulunan Yunus Tural ile maktulün yanına doğru yola çıktıkları ancak orman yoluna varmadan önce şüpheliler Hülya ve Uğur'un araçlarıyla tanıkların aracının önünü kestikleri kaydedildi.

Tanıklar İsmail ve Erşen'in maktulün tarif ettiği yere gittikleri, orada şüpheli Yavuz Özkurt'un elinde bir sopayla bulunduğunun anlatıldığı iddianamede, tanık Erşen'in Ali Rıza Biberoğlu'nu aracın içinde arka koltukta kanlar içinde gördüğü, aracın biraz uzağında Okan Özkurt'u gördüğü, tanık Erşen'in yaralı Ali Rıza'ya ne olduğunu sorduğu, Ali Rıza'nın "Yavuz ve çocukları bana saldırdılar" dediği anlatıldı. Sanık Hülya Özkurt'un balta ile tanık Erşen Kuruhasan'a saldırdığı, sanıkların tanık Erşen'in "Hastaneye gidelim adam ölüyor" diye bağırdığı, ancak sanık Yavuz Özkurt'un "Bırak ölsün" dediği de öne sürüldü. Daha sonra tanığın maktül Ali Rıza'yı kucaklayıp arabaya koyarak ambulansa götürüp durumu jandarmaya haber verdiği anlatıldı. Sanıklardan Okan Özkurt hakkında "Kasten öldürme", diğer sanıklar hakkında ise "İştiraken kasten öldürme" suçundan müebbet hapis cezası talep edildi.

Editör: TE Bilişim