15 Temmuz darbe girişiminde İstanbul Büyükşehir Belediyesinin işgal edilmesi ve aralarında Prof. Dr. İlhan Varank’ın da bulunduğu 14 kişinin şehit edilmesine ilişkin 52 sanığın yargılanmasına devam edildi. İstanbul 26’ıncı Ağır Ceza Mahkemesi’nce İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde görülen duruşmaya tutuklu sanıklar cezaevinden getirilirken, taraf avukatları da salonda hazır bulundu. Duruşmada cumhuriyet savcısı, esas hakkındaki mütalaasını açıkladı. Savcı, 52 sanığın “anayasayı ihlal” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmasını istedi. Bunun üzerine müşteki avukatları söz alarak, sanıkların mütalaa doğrultusunda cezalandırılmasını talep etti. Sanıklara esas hakkındaki mütalaaya ilişkin beyanları ve son sözleri soruldu. Sanık er Gökhan Perktaş, ilkokul mezunu olduğunu ve 9 ay askerlik yaptığını belirterek, “Ben 15 Temmuz günü hiçbir terör örgütünün yanında değildim. Ben hiçbir suç işlemedim. Darbe olduğunu öğrendiğimde teslim oldum. Darbeci olsaydım kaçardım. Şu an elime bir silah verin, şunların hepsine tek tek sıkayım, verdiğiniz müebbeti de şerefle yatarım” dedi.

15 Temmuz’da 5 günlük asker olduğunu belirten sanık er Ahmet Özdemir, “İki gün tuvalet temizledim, iki gün bulaşık yıkadım. Beşinci gün de TSK subaylarının emri altında ‘tatbikat var’ diye götürüldüm. Ben hiç kimseyi öldürmedim” diye konuştu.

Sanık er Muzaffer Atacak, suçlamaları kabul etmediğini kaydederek, “Annem, babam beni şehit olmam için gönderdi. Ben anayasa maddelerini bile doğru düzgün bilmezken nasıl ortadan kaldırmaya teşebbüs edebilirim?” dedi.

“ODAMI TEMİZLEYİM DİYE DÜŞÜNDÜM”

Tutuklu sanık İstanbul Büyükşehir Belediye Sivil Savunma Sekreteri Mehmet Tunç savunmasında, 15 Temmuz gecesi ana darbe davası sanıklarından Müslüm Kaya ile hiçbir şekilde konuşmadığını ve mesaj çekmediğini öne sürerek, “Konuştuğum iddiaları tamamen yalandır. Bana telefon ettiler. AKOM’a gittim, tanımadığım biri merdivenlerden indi. Silah doğrulttu, şoförü yere yatırdı ve ‘darbe oldu’ dedi. Ben şaşırdım. ‘Belediyeye gideyim, odamı temizleyim’ diye düşündüm. Ben 5 ihtilal gördüm. Ne olacağı belli olmaz" ifadelerini kullandı.

Bunun üzerine mahkeme başkanının “İhtilal yapılınca oda temizliği mi yapılır. 5 ihtilal görmüşsünüz. İhtilal olunca oda temizliği mi düşünülür" demesi üzerine sanık Tunç, "Korktum” diye cevap verdi.

“İŞKOLİK OLDUĞUM İÇİN ARADIM”

Sanık eski AFAD İstanbul İl Müdürü Gökay Atilla Bostan ise, başına gelen hadisenin FETÖ tuzağı olduğunu söyleyerek, “Ben Müslüm Kaya’yı kışla komutanı olarak aramadım. Ben Afet Acil Durum Müdürüyüm. TSK içinde bir kısım alçak darbe girişimi yapıyor. Bu reaksiyonda göreve dönmek istedim. Ben Müslüm Kaya’yı izinde olduğum için akıl almak amacıyla aradım. Benim aramamdaki maksat işkoliklikten başka bir şey değil. Sadece göreve gitmem gerekiyor mu diye aradım. Ben 15 Temmuz gecesi 23.07’de Müslüm Kaya’nın darbeci olduğunu anladım ve görüşmeyi kestim. Hiçbir memuruma darbe girişimine destek vermeleri için talimat vermedim” diyerek beraatini istedi.

Söz alan diğer sanıklar da suçlamaları kabul etmediklerini belirterek, beraatlerini istedi. Duruşma ertelendi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, 50 kişi şüpheli sıfatıyla yer almıştı. Şüphelilerin darbe girişimini engellemeye çalışan vatandaşlar ve emniyet güçlerinin üzerine ateş açtığı kaydedilen iddianamede, açılan ateş sonucu Prof. Dr. İlhan Varank’ın da aralarında bulunduğu 14 kişinin şehit edildiği, 182 kişinin de yaralandığı belirtilmişti. İddianamede 50 şüphelinin “anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek”, "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek" ve "TBMM’yi ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek" suçlarından ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması istenmişti. Ayrıca İstanbul Büyükşehir Belediyesi Sivil Savunma Sekreteri Mehmet Tunç ile eski AFAD İstanbul İl Müdürü Gökay Atilla Bostan’ın dava dosyaları bu dava ile birleştirilmişti.

Kaynak: iha