Mahkemede ağlayarak savunma yapan Metin Topuz, sadece tercümanlık görevi yaptığını söyleyerek suçlamaları reddetti.

Hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen Metin Topuz’un ‘casusluk’ davasının duruşmasında mahkeme heyeti ara verdi.

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada kimlik tespiti yapılan Metin Topuz, lise mezunu ve emekli olduğunu söyledi. Kimlik tespitinin ardından mahkeme başkanı savunma yapması için Metin Topuz’a söz verdi. Metin Topuz’un savunması esnasında yabancı izleyiciler için çevirmen savunmayı İngilizceye çevirdi.

Sanık Metin Topuz, savunmasına konsolosluktaki görevini anlatarak başladı. Santral memuru olarak göreve başladığını söyleyen Topuz, ABD sınırları içerisinde narkotik suçlarla bağlantılı olarak operasyonların yapılması amacıyla yasal izinlerin alınması için tercümanlık yaptığını söyledi. Topuz savunmasının devamında “Ben ABD Uyuşturucu ile Mücadele Dairesi’nin (DEA)’daki amirlerimin talimatıyla hareket ettim. Sayın savcının ’şüphelinin sınırlarını aşacak şekilde görüşmeler yaptığı iddiası’ doğru değildir. Ben görevim amacıyla emniyet görevlileri ile irtibat kurdum” diye konuştu.

İşi gereği çok sayıda devlet memuru ile irtibat halinde olduğunu söyleyen Metin Topuz, iddianamede telefon görüşmesi yaptığı kişiler arasına yalnızca hakkında suçlamalar olan kişilerin eklendiğini söyledi.

Hakkında uyuşturucu kaçakçılığı iddiası olan Tamer Ergüven’in yüksek korumalı lüks cipleri yasa dışı yollarla Türkiye’ye getirilmesi konusuyla ilgili araştırma yaptığını söyleyen Topuz, Türk emniyetinin ABD Uyuşturucu ile Mücadele Dairesi (DEA) ile iletişim kurabilmesi için kendisinin tercümanlığına gerek duyulduğunu da kaydetti.

Tamer Ergüven dosyası ile kendisinin ilgilendiğini söyleyen Topuz, "Dosyayı 3 tercümanın içinden ben biliyordum. Telefon kayıtları diğer Tamer Ergüven dosyası nedeniyle diğer tercümanlara göre benden daha fazla çıkıyor” ifadelerini kullandı.

SAVUNMASI ESNASINDA AĞLADI

İddianamede telefon trafiğinden bahsedilmesinin doğru olmadığını söyleyen sanık Metin Topuz ağlayarak “Tercümanlık sıfatıyla yaptığım görevimde suçlanacağım hiç aklıma gelmezdi” dedi.

Kendisinin irtibat kuracağı kişileri seçme şansının olmadığını söyleyen Topuz, devletin karşılarına muhatap olarak koyduğu kişilerle irtibat kurduğunu söyleyerek Türkiye Cumhuriyeti tarafından belirlenen çerçevede yasal işini yapmaya çalıştığını ifade etti.

Zekeriya Öz ile görüştüğü iddialarına da yanıt veren Topuz, "İddianamede Zekeriya Öz’ün kaleminden arandığım yazıyor. Beni arayıp soru sormak istediler. Benim bunu üstlerime iletmemem imkansız. Beni Zekeriya Öz’ün oğlu Talha Öz ABD vize işlemleri için aradı. ’Yetkili makamlara söyler misin’ dedi. Bu konuyla ilgili tek iletişimim budur” ifadelerini kullandı.

“ZEKERİYA ÖZ ABD’DE KARŞILAMA TALEP ETTİ”

Zekeriya Öz ile görüşüp görüşmediği konusunda ise Metin Topuz, “Zekeriya Öz ile 2 kez görüştük. İkisi de tamamen iş amaçlıydı. Tamer Ergüven soruşturması için amirim beni çağırdı. Soruşturmanın sağlıklı bir şekilde ilerlemesi için savcının ABD’ye gitmesinin daha doğru olacağını söyleyerek ’bir davet mektubu yazalım’ dedi. Ben bu yöntemi bilmediğimi söyledim. Bu nedenle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan randevu aldık. Görüşme günü geldiğinde adliyeye gittik. Bir başsavcı vekilinin odasına geçtik. Karşımda Zekeriya Öz’ü gördüm. Amirim Tamer Ergüven soruşturmasını yürüten savcıyı ABD’ye davet etmek istediğimizi söyledi.

Nezaketen Zekeriya Öz’ü de davet etti. Zekeriya Öz, karşılama talep ettiğini söyledi hatta isteklerini uzunca bir liste şeklinde bize verdi. Biz de kendisine karşılama gibi bir kültürün ABD’de bulunmadığını söyledik. Bunun üzerine Zekeriya Öz bizim davetimizi reddetti ve soruşturmayı yürüten savcının da gelmesine gerek olmadığını söyledi. Bahsi geçen dönem Tamer Ergüven hakkında yoğun çalıştığımız dönemdi” şeklinde konuştu.

Bylock kullanıcısı olduğu iddia edilen ‘Marangoz Muhiddin Usta’ isimli bir şahısla görüşmesi hakkındaki soruya da Topuz, "Aramızda esnaf müşteri ilişkisi vardır. Kendisi ile tadilat amacıyla ve kandillerle bayramlarda görüştüm. Çevremdeki insanların terör örgütü üyesi olduğunu benim sadece bir vatandaş olarak tespit etmem mümkün değil” diye konuştu.

FETÖ ile irtibatı tespit edilince tutuklanan ABD’nin İstanbul Başkonsolosluğu görevlisi Metin Topuz’un ‘casusluk’ davası yarına ertelendi. 

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinde casusluk suçlamasıyla yargılanan Metin Topuz’un duruşmasına öğle arasının ardından devam edildi. Duruşmada bir süre daha savunmasını yapan Topuz, hayatının hiçbir döneminde FETÖ ile irtibatı olmadığını iddia etti. Sanık Topuz, “İddia edildiği gibi casusluk yaparak vatanıma, milletime ihanet etmedim. Bu örgütün düzenlediği seyahatlere katılmadım, bu örgütün hiçbir iletişim uygulanmasını kullanmadım, kendini bu örgüte üye olarak göstererek kimseyle bir ilişkim olmadı. Evim ve işim arasında mazbut bir hayat yaşıyorum. Uzun yıllardan beri aynı adresteyim ve aynı telefon numarasını kullanıyorum. Atatürk İlke ve İnkılapları ışığında bağımsız bir Türkiye savunucusuyum. Ben üzerime atılı suçları kesinlikle işlemedim. Ben aşağılık bir insan değilim. Üzerime atılı suçlar ben ve ailem için onu kırıcıdır. Eşimle emeklilik hayalleri kurarken bu felaket başıma geldi. Bu hain örgütle zerre kadar bir ilişkim yok, yüce adalete güveniyorum” dedi. 

Sanık Metin Topuz bu sözlerinin ardından gözyaşlarına hakim olamadı. Topuz’un savunması sırasında ABD Başkonsolosu Jennifer L. Davis’ın de ağladığı görüldü. Sanık Metin Topuz, sözlü savunmasının bitmesinin ardından 26 sayfalık yazılı savunmasını mahkemeye sundu. Sanık savunmasının ardından mahkeme başkanınca sanık Metin Topuz’a sorular yöneltildi. 

“NEDEN FETÖ’DEN Mİ ALINDIM DİYE SORDUNUZ” 

Mahkeme Başkanı, Metin Topuz’a kendisini tutuklamak için gelen emniyet yetkililerine ‘FETÖ’den mi alındım sorusunu’ aktararak, neden böyle düşündünüz diye sordu. Metin Topuz ise o an ruh haliyle böyle bir cevap vermiş olabileceğini söyledi ve hatırlamadığını ifade etti. 

“NASIL DEA GİBİ BİR BİRİME GEÇEBİLDİNİZ” 

Mahkeme başkanı ardından sanık Topuz’a “Hangi yönünüz ön plana çıktı ki Konsoloslukta Uyuşturucuyla Mücadele Dairesi (DEA) gibi bir birime geçebildiniz” sorusunu yöneltti. Sanık Metin Topuz, öğrenim hayatı boyunca İngilizce dersinin hep çok iyi olduğunu söyledi. Topuz ayrıca DEA çalışanların yükselebilmesi amacıyla kadroların önce içerden açıldığını söyleyerek, yabancı dilinin yeterli bulunduğunu ve işe kabul edildiğini ifade etti. 

“ABD TUTUKLANMANIZA NEDEN BU KADAR TEPKİ GÖSTERDİ” 

Topuz’un gözaltına alınması üzerine ABD ile Türkiye arasında vize krizi yaşandığını hatırlatan mahkeme başkanı, “Diplomatik bağışıklığınız yok, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşısınız, ABD tutuklanmanıza neden bu kadar tepki gösterdi” sorusunu yöneltti. Sanık Topuz “25 yıldır görev yapıyorum. İşimde iyim ve dürüstüm. Bunun içindir. Bir nevi vefa gibi görebiliriz. Ben onların talimatıyla o görevlilerle görüştüm belki de kendilerini bir bakıma suçlu hissettiler bilmiyorum” cevabını verdi. 

“ABD ZARRAB AİLESİNİ 90’DAN BERİ TAKİP EDİYOR” 

Dava dosyasında bulunan Rıza Zarrab’ın ABD’de tutuklanmasıyla ilgili WhatsApp konuşmaları hakkında da savunma yapan Topuz, “Zarrab ailesi 1990’dan beri DEA’nın radarındadır. Yasa dışı özellikle uyuşturucu ticaretinden kazanılan paraları Batı’dan Doğu’ya naklettikleri ve akladıkları iddia edilir. Zarrab ailesi bu yüzden DEA için önemlidir. Zarrab’ın tutuklandığını gazeteden okudum. ‘O İranlı konuşur’ diyorum mesajımda. 25 yıllık tecrübeme göre bunun gibi şahıslar kendilerine yöneltilen suçlama karşısında doğru olsun olmasın bildiklerini anlattıklarını, iftira attıklarını görürüz” şeklinde konuştu. 

Sanık Metin Topuz’un savunmasının ardından mahkeme heyeti duruşmayı yarına erteledi. 

Kaynak: iha