Esasen üniversite sınavı için kursa kaydımı yaptırdığım şu günlerde bugünkü yazımı gençliğin yeni milli eğitim bakanından beklentileri üzerine yazmayı istiyordum. Ama bir kez daha hayatın, her ne kadar plan yaparsak yapalım kendi planını işlettiğini görmüş oldum. Diğer yazıya kısmet olursa…

‘’Suyu Bulandırmak’’ Adlı değerlendirmemde İYİ Partinin yapması gerekenlerden ve Meral Akşener’e önerilerimden bahsetmiştim. Söylediklerime bakanınız varsa tespitlerimin temenni veya soyut önermeler olmadığını doğrudan doğruya gerçeği yansıttığını görmüşlerdir. Söylediklerimin gerçekleşmesi çok vakit almadı.

Bildiğiniz gibi Afyonkarahisar’da partinin seçim muhasebesini yapmak ve yeni yol haritasını belirlemek adına bir çalıştay tertip edildi. Bu çalıştayın neticesinde de genel başkan Meral Akşener seçimli kurultay kararı alarak aday olmayacağını ilan etti.

Peşinen söylemek lazım İYİ Parti bu çalıştay sürecini biraz geciktirmesi dışında, seçim sonuçlarını muhakeme etme ve gereğini yapma noktasında AKP’yle birlikte en başarılı parti oldu. Tonla engele, sansüre, namussuzluğa rağmen elde edilen %10 oyla meclise 43 milletvekili göndererek ciddi başarıya imza atan bebek parti, yeni yol haritasını belirleme konusunda da çoğu partinin aksine yine başarısını sürdürmeyi başardı.

Partiler eğer bir şahsın etrafında gelişmenin ilerisine uzanabilirse kalıcı, uzun ömürlü olurlar. Lakin bunun sağlanması yine güçlü, dirayetli, tecrübeli, doğru yerde doğru kararı alabilen ve taban tarafından benimsenmiş bir lidere bağımlıdır. Çünkü Türk seçmeni tabanını oluşturduğu partinin çatısından hakikaten memnunsa lider talimatının dışına kolay kolay çıkmaz. Mesele aslında bu çatıyı çakabilmekte bu işi becermek de basit olmuyor, sancılı süreçler gerektiriyor…

İYİ Parti güçlü kurucular ve iddialı isimlerle bu yola baş koydu. Partinin içinde 90’ların siyasi ağır toplarından tutun google’da görev yapmış genç isimlere varana kadar türlü türlü ağırlığa sahip insanlar var. Bir kere hal böyle olunca teşkilatlanma işi normalde de epey zor olurken 2-3 katı zorlaşıyor, iddialı insanlar büyük beklentiler içine giriyorlar; o veya bu sebeple bu beklentiler gerçekleşemeyince ya kırılıyorlar ya da kırıyorlar. Daha bu dengeler sağlanamamışken, İYİ Parti daha teşkilatlanmasını iş görecek vaziyete tamamlayamamışken baskın erken seçim kararı alındı. Teşkilat mensubu biri olarak söyleyeyim ki sorunların çözümü ve kuvvetlenmek için hep seçim sonrası işaret edildi. Yani aslında İYİ Parti seçime falan hazırlanamadı. ‘’Hele şu seçimden rezil olmadan bir çıkalım !’’ dedi. Çıktı da.

Hep söyledim yine, yine söylüyorum İYİ Partideki ülkücü kesimi kimse hafife alamaz ama bir realitedir ki bu partinin içinde sadece ülkücüler yok, bu parti ülkücü bir parti de değil. Yine bir realitedir ki seçim sonuçlarına bakıldığında İYİ Partinin ülkücü kesimin yeni partisi olmasından öte merkez – merkez sağda, daha seküler milliyetçi ve Atatürkçü olanların partisi olduğu da açıkça ortada. Hal böyleyken kimlik sorununu bu partiye neden reva görüyoruz ? Neden İYİ Parti ülkücü parti olmak mecburiyetinde ? Neden sadece ülkücülerin alternatifi olmak değil de tüm seçmen gruplarının kendinden değerler bulabileceği üçüncü yol partisi olunmasın ? Tabii ki bu söylediklerim İYİ Parti içindeki tüm ülkücüleri kapsamıyor, üçüncü yol olma idealinde ciddi çalışmalar gösteren ülkücüler olduğu gibi buna direnen ülkücülerin sayısı da az buz değil.

Merkez sağcı – ülkücü çekişmesinin bu partiye zerre faydası olmadığı gibi uzun vadade feci zararaları var. Bunun sona erdirilmesi gerekiyor. Bunun sona erdirilmesi büyük ölçüde ülkücülere düşüyor çünkü yeni partinin yeni imajı, yeni mesajlar kavşağından trafiğe baktığımda ülkücü damarın bastırılamadığını görüyorum. Meral Akşener MHP’den hazır vekilliği bırakıp partisine yol arkadaşlığına gelenlere olması gerektiği gibi vekillik koltuğu açtı, oraya taşıdı. Tabii bunun sayısı epey fazla oldu ülkücü kökenli vekillerin sayısı olması gerektiğinin üzerine çıktı, listelerde meclise taşınması hayati olan isimler taşınamadı. Çok büyük hatalar oldu. İYİ Partinin 43 Milletvekili bu durumun farkında olarak ülkücü alışkanlıkları azaltıp partinin tamamını kucaklayan imaja bürünmeli, yakışan bu olacak.

Yazdığım temel iki sorun yani sağlıksız teşkilatlanma ve ülkücü – merkez sağcı tartışmaları İYİ parti için ciddi problemler. Bir partinin teşkilatları sağlıklı inşa edilememişse, kimliği açıkça deklare edilememişse ileriye gitmesi imkansızın imkansızı olur. Biliyorsunuz partilerin içinde makul ölçüde kanatlar oluşur bu doğaldır. Ama bugün İYİ Parti içindeki hal bazı konulara farklı yaklaşım getiren kesimlerin tek çatıda temsil edilmesinin sempatikliğinden hakikaten uzak. Çözümlenmek zorunda…

Meral Akşener Tecrübeli bir lider. Türk siyasetinin her türlü kademesinden geçmiş, işi yaşayarak öğrenmiş biri. Oyunun partisinin 3 puan altına kalmasının bir takım seçmenlerde huzursuzluğa sebebiyet verdiğini ve yüksek beklentinin tam manasıyla karşılamadığının farkında. Farkında da her liderin bir karakteri var. Meral Akşener Şurada 1,5 ay önce seçim için destekçilerinden bağış isterken utanıyordu, yüzü kızarıyordu. O Yüzden kimse sarsılmış şekilde açıklama yapmasını zaten beklememeliydi. Ben çıkıp çatır çatır ‘’Bunca probleme rağmen bu kadar oldu kardeşim ! Daha İYİye devam !’’ demesini umut ederdim ama bunu da yapmamayı tercih etti. Bu suskunluğu yine bir takım seçmenlerde huzursuzluğa yol açtı. Bu huzursuzluğa seçim döneminde vakti gelince konuşulur diye diye çekyatın içine tıkılan sorunlar da eklenince çalıştay hararetli geçti.

Çalıştayın öyle sütliman geçmesini asla beklemiyordum ama bu boyuta ulaşacak sarsıntılara gebe olduğunu da düşünmüyordum. Demek ki parti içindeki çatışma ortamı dışarıdan göründüğünden daha da çetinmiş. Çalıştayın tertip edilebilmesi, 81 ilin temsil edilerek bir siyasi parti açısından böylesine kıymetli bir organizasyonun sağlanabilmesi hakikaten büyük başarı. Bu tüm siyasi partilerin örnek alması gereken bir organizasyon olmalı diye düşünüyorum. Elime geçen bazı notlara baktığımda da verimli geçirildiğini memnuniyetle görüyorum. Ama keşke daha sakin olunabilseydi, daha soğukkanlı olunabilseydi. Gelen yorumlar daha büyük olgunlukla karşılanabilseydi.

Meral Akşener’in faturayı ilk başta kendisine sonra da parti içindeki ülkücülere kesmesi ortamı olması gerektiğinden çok daha fazla hareketli hale getirdi sonra da depremler meydana geldi zaten. Meral Akşener’in tespitinin doğruluğuna katılıyorum. Ülkücülerin eleştiri karşısında daha sakin olabilmesini, Meral Akşener’in de fatura kesmeye entegre bir konuşmanın aksine özeleştirilere, kucaklayıcı hesaplaşmalara kapı açan bir konuşma yapmasını isterdim. Bu olaylar yaşanınca partiye sala okumayı heyecanla bekleyen yandaş medyaya gün doğdu. İçeride kalsaydı sorun yoktu ama tüm gözlerin dikkat kesildiği organizasyonda fırtına esmesi yakışık almadı.

Neticede Meral Akşener önc e istifa edeceğini söyledi daha sonra da bu kararını seçimli kurultaya gidip aday olmayacağı şeklinde değiştirdi. 12 Ağustos’ta Meral Akşener’in delege tarafından aday yapılıp genel başkanlığa yeniden seçilmemesi ihtimal dışında dahi değil. Kendisi de olayların bu yolda gelişeceğini biliyor. Ne demiştim Meral Akşener siyaseti bilen bir lider. Bugün tek karar alarak hastalıkların tümünün tek kesiyle ortadan kaldırılmasının, kökünün kazınabilmesinin önünü açtı. Yoksa bıraktığı, umudunu yitirdiği falan hiç yok…

Meral Akşener Şimdi toplumdaki karşılığını bir kez daha tartıyor, Meral Akşener şimdi baştan ayağa parti teşkilatındaki yerini yeniden tespit ediyor, Meral Akşener umulan oyu bulamamasıyla birlikte peşinden gelen memnuniyetsizliği susturarak temiz başlangıç ile yeni sayfa açıyor, Meral Akşener genel başkanlık koltuğu için potansiyel rakibi olarak görülen parti ağır toplarının kendisine olan güvenini test ediyor…

Ve daha da önemlisi bunca badireden sonra tüm delegenin teveccühü ile tek aday olarak gireceği kurultaydan koltuğunu parti teşkilatının ısrarlı arzusuyla 10 ay içinde üçüncü defa kazanarak çıkıyor…

Ama !

‘’Büyük güç büyük sorumluluk getirir.’’ demiş Ben amcamız.

Bu kez önünde hiçbir engel olmayacak, partideki herkesin liderliğine desteğiyle makama oturmuş olacak. Mecliste grubunun başında dahi olmamasına rağmen liderliği yeniden kazanarak ağırlığına ağırlık katmış olacak. Şimdi vakit doğru adımları atmasının, seçimden sonra çözülür denilen meselelerin tümünü halletmesinin vaktidir.

parti içindeki çekişme sona erdirilmeli. Buna direnenler gerekirse görevlerden uzaklaştırılmalı. Partinin çalışmalarına zarar verecek büyüklükte çok sesliliğe aman verilmemeli. Genel başkan yardımcısı Lütfü Türkkan, İlker Karagöz’ün programına konuk oldu ve çalıştay neticesinde partinin ‘’Atatürkçü & milliyetçi merkez yol ‘’ kimliği üzerinde karar kılındığını söyledi. Bu karar tam olarak yapılması gerekendir kongre ile birlikte sıfır tereddütle geçirilmelidir.

Diğer bir yandan ‘’Aman seçim var, riske atamayız, şimdilik böyle kalsın.’’ Diyerek geçiştirilen baştan sona tüm teşkilatlarda gerken revizyon yapılmalı, havadan sudan sebeplerle gelenlerin görevleri gerçekten yetenekli, iş yürütme potansiyeline sahip olanlara bırakmalıdır. ‘’Ben yoksam bu parti yok ulan !’’ Kafasındaki kasıntıların hiç vakit harcanmadan yolcu edilmesi arkalarından adettendir diye az biraz su dökülmesi de gerekir.

Meral Akşener ve İYİ Parti asıl imtihanı 12 Ağustos’taki 2.Olağanüstü Kurultay’da verecek.

Umarım Meral Akşener köklü değişiklikler için alacağı güvenoyuyla hiç beklemeden kararlı adımları atar. Tespit edilmesi başarılmış sıkıntıların, refaha kavuşturulması aynı hız ve aynı kararlılıkla sağlanır, kuruluş aşaması son elzem nokta atışları yapılarak resmen geride bırakılır. Prensipleri, teşkilatları, kimliği, gayesi net olarak kararlaştırılmış İYİ Parti siyasi hayatına gerçekten başlar.

Ve Taşlarının dikkatle dizilmesi icap eden, Türkiye siyasetinin yakın geleceği için büyük önem taşıyan yeni merkez – merkez sağ yol bu kadar yolu gitmişken, hakikaten üstesinden gelinmesi mümkün ehemmiyetsiz hastalıklarla dağılmaya mahkum edilmez…