"Ölür ise ten ölür, canlar ölesi değil."

Başbuğ Alparslan Türkeş'e minnetle...

Güzel bir ifadeyi bir şeyi olumlayıp, konumlayan bu ”AŞIRI”  kelimesini bu memlekette suçmuş gibi göstermenin miladı 1944’dür.


Düşünebiliyor musunuz Ülkenizi, milletinizi, değerlerinizi çok sevmek, çok çok sevmenin suç ilan edildiği, sevdiğinizi ispat ettiklerinde sizi suçlu ilan edip tabutluklarda, zindanlarda işkenceye mahkûm ettikleri ülkenin adı Türkiye, suçu Türk’ü aşırı sevmek kısacası suçumuzun adı; “aşırı milliyetçilik” le itham edilip cezalandırılmış bir hareketiz. Bu hareketin tek lideri Başbuğu ALPASLAN TÜRKEŞ…


4 Nisan 1997 tarihinde bu idealleri önümüze rehber olarak koyan ülkücülerin atası büyük Başbuğumuzun ölüm yıldönümüdür. Bu dünyada her canlı fani olduğuna göre, bu dünyadan göçüp gidecek. Fiziksel ölüm esasında inancımızda ebedi yaşama geçiş, manevi ölüm ise bu dünyada iz bırakmadan gitmek unutulma cezasına mahkûm olmaktır diyebiliriz. İşte size bu gün rahmetle andığımız manen ölümsüzleşen Başbuğumuzu hatırlatmak istedim. Hayatının her anını inandıkları için seve seve feda eden, ideallerle bezenmiş bir gençlikle Türk İslam âlemine dünya var olduğu müddetçe hizmet erleri yetiştirecek bir ışık yakıp göçtü bu dünyadan!

Başbuğ Türkeş’i yazmak kolay bir iş değildir.
Onu nasıl anladıysanız o şekilde anlatabilirsiniz. Hiç kuşku yok ki Başbuğ siyasi bir hareketin sahibi ve lideridir. Türkeş sevgisi ve sadakatinin parametreleri nelerdir?

Türkeş’in yanında olmak onu anlamak manası taşımaz eğer yanında olmak onu anlamak olsaydı iki evladı sırasıyla AKP’den milletvekili olmayı tercih değil teklif dahi ettirmezlerdi!
Başbuğ varken nerde idi başbuğ yokken neredeydi söylemleri samimi söylemler değildir. Bu söylemler aksine Başbuğumuzun fikirlerini anlamaksızın şekilsel bir tapınmanın tezahürüdür! Başbuğumuz anlaşılmak istedi anlaşılmak için anlatma fırsatlarını sonuna kadar kullandı, yaşı geçmiş kökeni başkaymış demedi bu vatanın ve milletin ne kadar sevilmeye değer olduğunu bu uğurda mücadele vermenin hazzını binlere milyonlara yorulmadan sıkılmadan anlattı!

Bizler Başbuğumuzu anladık belki yanlışlarımız oldu hatalar yaptık ama biz Başbuğumuzu anladık, o bize evlatlarım derken riyasız yalansız dolansız evlat kabul ederek derdi bizde o sınırların dışına asla çıkmadık! 

Fikirlerini yaşamak ve yaşatmak için gayret ettik nefes aldıkça da devam edeceğiz.

Selam ve Dua İle