Etrafta bir durgunluk var.

Bu durgun ortamda konuşulan sadece iki konu var;

Seçimler ve ekonomi

Aslında etraf tam bir yangın yeri;

ABD, İran ile olan nükleer anlaşmadan çekildi.

Küresel güçlerin Rusya, Türkiye ve İran üzerindeki ekonomik savaşı hızlandı. İran’a ekonomik yaptırım, ambargo izolasyonlarda kapıya dayandı.

Ermenistan’da Sorosvari “Kadife Devrim” günlerce sürdü ve sonunda Başbakan değişti.

Doğu Akdeniz gazının Türkiye devre dışı bırakılarak Akdeniz’in ortasından Girit, Yunanistan ve İtalya üzerinden Avrupa'ya ulaştırılacak anlaşma İsrail, Yunanistan ve Güney Kıbrıs tarafından imzalandı.

Yunanistan ile adalar ve kıta sahanlığı sorunu halen daha devam ediyor.

Suriye sınırımıza ABD ve Fransa başta, Suudiler destekçi olarak yeni askeri tesisler kuruluyor ve yığınak yapılıyor

ABD, İran’a yaptırımları onaylıyor. İsrail Suriye’yi füzeler ile İranlı askerlerin olduğu tesisleri vuruyor.

İsrail Suriye’yi füze yağmuruna tutuyor. Kendince Suriye’de ki İranlı askerlerin olduğu hedefleri vuruyor. İsrail bir de Esad’ı uyarıyor; “hava savunma sistemlerin ile füzelerimi vurursan, senin hava savunma sistemlerini vururum” diyor. Esad ise füzeleri havada imha etmeye devam ediyor.

Anlayacağınız; BOP illeti tıkır tıkır işliyor.

***

İRAN’A YENİ AMBARGO

İran’a ABD tarafından uygulanacak olan ekonomik yaptırım, ambargo izolasyonlardan en çok etkilenecek ülkelerin başında Türkiye geliyor.

Para ve altın ticareti için 90 gün, ham petrol ve petrol ürünleri ticareti için ise 180 günlük geçiş süreci sonrasında yaptırımlar tam anlamıyla 4 Kasım 2018'de yürürlüğe girecek.

Ham petrol ve doğalgaz temininde ciddi sıkıntılar yaşanabilir.

Bu sürecin asıl amacı ise İran’ı ekonomik olarak köşeye sıkıştırmak ve öncelikle iç karışıklıklar ile rejimi devirmek, olmaması durumunda ise ABD, Suudi Arabistan ve İsrail öncülüğünde askeri müdahaleleri masaya yatırıp uygulamaya sokmak.

***

AMBARGO VE KRİPTO PARA

ABD’nin İran’a uygulayacağı bu kısıtlamalar bir öncekine benzemeyecektir. Bir öncekinde Rıza Sarraf gibi aracıları kullanan İran iş dünyası ve devleti için yeni Rıza Sarraf’ının adı “Kripti Para” olacaktır.

Şimdilik denetimi olmayan ve trafiği tespit edilemeyen diye bilinen kripto paralar bu tarz krizleri atlatmak için biçilmiş kaftan. Ama şimdiden söyleyeyim ABD’nin Ulusal Güvenlik Dairesi NSA, Bitcoin kullanıcılarını ve trafiğini takip ediyor.

***

NATO VE EMASYA BENZERİ DÜZENLEMELER AKIL KARIŞTIRIYOR!

Rusya ile tüm dünyanın gözü önünde bu kadar yakınlaşıp, S-400 hava savunma sisteminde bu kadar ısrar edip, “ Türkiye’nin S-400 ısrarı NATO için bir tehdit” denildiği bir atmosferde yanlış giden bir şeyler var!

Hatırlayalım;

15 Temmuz’dan hemen önce NATO ve Türkiye ilişkileri ile ilgili bazı düzenlemeler yapılmıştı;

1 Haziran 2016 tarihli resmi gazetede “2016/8858 karar sayısı ile 5 bölüm ve 24 madde olarak yayınlanan karar”la NATO’ya “Türkiye’ye tezkeresiz/izinsiz müdahale izni” verilmesine ilişkin düzenleme halen daha yürürlükte.

Hal böyle olunca akla önümüzdeki süreçte Rusya ile bölgedeki gelişmelerden dolayı olası daha da yakınlaşma ABD, AB ve dolaysıyla NATO’yu fazlasıyla rahatsız edecektir.

Tüm bunları göz önünde tutarak ülkeyi farklı müdahale ve gayri milli durumlara soka bilme ihtimaline karşın NATO’ya “Türkiye’ye tezkeresiz/izinsiz müdahale izni” verilmesine ilişkin düzenleme ve 15 Temmuz darbe girişiminden bir gün önce imzalanan EMASYA benzeri düzenleme acilen kaldırılmalıdır.

Neydi bu düzenlemenin hikayesi;

7 Haziran 2016; Ergenekon ve Balyoz operasyonları sonrasında "darbeye zemin hazırladığı" gerekçesiyle Şubat 2010 yılında iptal edilen Emniyet-Asayiş Yardımlaşma Protokolü (EMASYA) ya çok benzer düzenlemeler, "Terörle mücadelede etkinlik" gerekçesiyle kanun teklifi olarak meclise sunuldu.

14 Temmuz 2016; “Türk Silahlı Kuvvetleri personel kanunu ile bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanun” resmi gazetede yayınlandı. Böylece 2010’da, ''Böyle protokol olamaz, olmayacak. Bu işi bitireceğiz" denilerek iptal edilen EMASYA benzeri düzenleme, 6 yıl sonra geri getirilmiş oldu.

İnsan düşünmeden edemiyor;

Böylesi bir ortamda “pimi çekilmiş bir bomba misali” yürürlükte olan düzenlemeler neden bu OHAL ortamındaki KHK ile değiştirilmiyor veya mecliste iptali yönünde bir çalışma olmuyor?

Ne gerek var olası bir darbeye davetiye çıkarmaya!

Alsak ya şimdiden önlemlerini!..