Atalardan Selam Var

Abone Ol

"Kalk silkin kendine gel.

Umutsuzluğa sarılma.

Umutsuzluk şeytandandır.

Ümit etmek Allah'tandır."

Seçim bitti, artık bütün ümidimiz kırıldı, çaresizlik içinde kıvranmaktayız, gibi sözleri çok duymaktayım. Seçim öncesinde var gücüyle mücadele eden insanlar şaibeli seçim gecesini ve sonrasında Cumhurbaşkanı adaylarına gece ulaşılamaması ve beklenen açıklamayı yapmaması yüzünden Türkiye'de büyük bir çoğunluk mağlubiyetliği kabullenmiştir.

Oysa: "Her şerde bir hayır vardır" sözünü hiç hatırlamazlar. Osmanlının son dönemini düşünelim. Vatan işgal edilmiş, koskoca imparatorluğun toprakları elden gitmiş, İmparatorluğun hazinesi boşalmış, saray şatafatlı hayatını devam ettirmek için düşmanlarından borçlar almış ve karşılığında çok şeyler feda edilmişti. Ve Osmanlı bitti.

Osmanlı bitti denildiği yerde bir avuç idealistin verdiği mücadele birden anadoluyu sarmış ve işgal edilen toprakların büyük bir kısmı düşmanlardan, işgalcilerden temizlenmiş Türkiye Cumhuriyeti kurulmuştur. Yüzbinlerce şehit verilerek, bedel ödenerek bu vatan kurulmuştur. Bağımsız, hür, kalkınmaya, ilerlemeye başlamış ve saygınlığını kazanmıştır.

24 Haziran'dan itibaren Türkiye Cumhuriyeti Devletinin sistemi değişmiştir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti değildir artık. Türkiye Devleti olmuştur. Önümüzdeki günlerde Türkiye isminin kaldırılıp yerine yeni bir isim konulursa şaşırmamak gerekir. Bunu zaman zaman dile getirenler olmuş, bayrağa, Türk'ün istiklal marşına karşı çıkan zihniyet ve Türklüğü ayaklar altına alan bir Devlet Başkanı vardır. Yani şehit kanlarıyla kurulan Türkiye Cumhuriyeti bedel ödemeyenlerin ve işgal kuvvetlerinin fiilen sahneye çıkmadığı bir an ve "Buyrun sistemi değiştirin, istediğiniz şekilde tek adam tarafından yönetin." mesajı verildi ve uygulamada.

Hür düşünce artık kalkmıştır, internet üzerindeki eleştiri yapanlar dahi cezalandırılmakta susturulmaktadır. Devletin bütün kadroları peyder pey tasfiye edilmiş ve edilmektedir. Tek parti, Tek Adam rejimiyle yönetilen bir ülkede hürriyet, adalet, her şey bir kişinin iki dudağının arasından çıkan sözlerle belirlenecektir.

ÜMİTLER KAYBOLDU MU?

Hayır, işte asıl büyük mücadele burada başlayacaktır. İslam'da Büyük Cihat denilen, kişinin nefsiyle olan cihadı gibi. Eğitimle, araştırmayla, mevcut fırsatları değerlendirerek insanları bilinçlendirerek kanunlar çerçevesinde içerde veya dışarda Milli bir mücadele başlayacaktır.

Bu mücadelede partiler söz konusu değildir, mevcut partiler ümit olmaktan çıkmıştır.

Tarih bilinci olmayan topluluklar kaybolmaya ve kaybetmeye mahkumdur. Türk Milleti binlerce yıl kültürüne tarihine sahip çıkmış savaşçı bir millettir. Tarihi karıştırmaya başlayınca rüya ile hayal arasında beynime fısıldanan şeyleri kaleme dökmeye karar verdim. Çok düşündüm, bunun getirisi götürüsü ne olur diye düşünmeden, hür iradem ile Atalardan gelen mesajı günümüze göre yorumluyorum.

Sen ki yılmadın, çaşıtların içine girip sizi darmadağın ettiği zamanlarda bile talan edilmiş, yakılmış yıkılmış obalarını dolaştın ve sağ kalanlarıyla bir oldun, birlik oldun, istişare yaptın ve küçük bir topluluk iken büyük bir ordu oldun. Bununla yetinmedin kanın alevlendi yüreğin kavileşti ve büyük imparatorluklar kurdun. Sen kutsal bildiğin değerler için varsın, değerlerin için mücadele vereceksin ve hak ettiğin yere geleceksin.

Sen ki yorulmadın, dünya medeniyetten habersiz iken, demiri ilk sen işledin, halıyı, kilimi, kumaşı, keçeyi sen işledin insanlığın hizmetine verdin. Sen atalarını unutma, ilimde, fende, ilahiyatta, teknikte hep ileri bir millettin ve sen gevşemedin dinç kaldın ve üç kıtaya hükmettin. Kendini aciz görme atalarını düşün ve onların yolunu takip et.

Sen ki Hıtayların (*) güzel beyaz tenli hatunlarını sana ikram edip, seni içten fitne ile bir birinize düşüren Hıtayların tatlı diline güler yüzüne kandın ve kardeş kardeşe düştünüz, bir birinizin kanını akıttınız, mallarını yağma ettiniz ve parçalandınız sonunda Hıtay sizi bitirdi köle etti. Bunları unutma. İçinizden yiğitler çıktı ve bu esarete tahammül edemediler ölümüne Hıtay saraylarını bastılar ve hürriyet meşalesini yeniden alevlendirdiler.

Sen ki bütün olumsuzluklara rağmen kanındaki alevleri yine coşturdun, yaktın bütün tabuları ve hürriyet aleviyle tutuştun ateşin etrafına kandaşlarını toparladın yeniden, bitti sanıldığın yerde kendini gösterdin. Sen bir avuçtun ve önündeki düşmanın ordularla yüzbinleri buluyordu, korkmadın, kanındaki cesaret aleviyle üzerlerine saldırdın yardın onları ikiye sonra dörde derken, yiğitliğini cesaretini gösterdin düşman ordusunu darmadağın ettin. Sen bu atalarının kanını taşıyorsun. Yılmayacaksın, yıkılmayacaksın ve başaracaksın. Yeter ki, kanındaki cevheri bil idrak et ve geleneğini unutma.

Atalarımın beynimdeki fısıltıları durmuyor naraya dönüşüyordu. Günümüze döndüm ve düşünmeye başladım. Düşündüm taşındım konuşulacak söz kaldımı? diye endişeye düşmedim. Tanrım beni umutsuzluk içindeki çaresizlikler içinde kıvrananlardan eylemesin diye düşüncelerimi mutlaka kaleme dökmeliydim.

Vatan, Millet sevgimiz daimdir, inancımız kavidir, çalışacağız, çalışırken kazanacağız, kazanırken çalışanın hakkını vereceğiz ve başaracağız, büyüyeceğiz. Büyürken asla gurur kibir yapmayacağız. Tarihimizi bilmezsek kendimizi bilemeyiz, o yüzden tarihimizi ve dünya tarihini siyasi tarihini iyi öğreneceğiz. Nasıl başarılı olmuşlar, nasıl kazanmışlar onları araştıracak ve daha iyisini biz yapacağız.

Devir kan dökme devri değildir, devir bilgi çağıdır, bilgiyle kuşananlar ilmin anahtarlarıdırlar. İlmimizle teknolojik ilerlemeleri yapacağız, nerede olursak olalım. Hangi ülkede olursak olalım durmayacağız, hem zengin olacağız hem güçlü olacağız. Güç olmadan hiç birşeyi başaramayız. O yüzden günlük gelişmeleri takip ederken örneklerini öğrenip en güzeli nedir biz ne yapabiliriz diye düşünerek ufkumuzu açacağız. Dar kalıplar içinde kalıp ümitsizlik bize göre değildir.

Sen her yönüyle mükemmel olunca bütün zorlukları aşacaksın, bu senin kanında var. Ümitsizliğe düşmeden birliği nasıl sağlarız, kendimizi milletimizi nasıl geliştiririz ve güçlendiririz bunun çaresini bulacaksın ve milletine önder olacaksın. Hepiniz ayrı birer önder olacaksınız, kiminiz büyük ilim adamı, kiminiz büyük komutan kiminiz ise devlet adamı olarak yetişeceksiniz ve milletinize layık olarak hizmetinizi yapacaksınız.

Düşmanların az değil, öncelikle içinizdeki birliği bozacak çaşıtlara meydan vermeyeceksiniz. Onları yanınıza yaklaştırmayacaksınız, efendiliğiniz ile, bilginiz ile ve gücünüz ile onları pasifize edeceksiniz veya kazanacaksınız. Kazanmak için bilgi ve güç gereklidir. Güç te birlikten doğar.

(*) Hıtay: Çinli