Tarih Bölümü öğretim üyesi Yrd.Doç.Dr. Eğilmez, Fetullah Gülen ile örgütünü dünyaya tanıtmak için Türkçe, İngilizce, Fransızca, Almanca, Rusça, ve Arapça olmak üzere 6 dilde yazdı. Yrd. Doç. Dr. Savaş Eğilmez, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 'Tabanı ibadet, ortası ticaret, tavanı ihanet çetesi' tespitiyle başladığı kitabın ilk bölümünde Gülen'in hayatını, ikinci bölümde siyasi bağlantılarını, üçüncü bölümde örgüt içi yapılanmaları, dördüncü bölümde uluslararası ilişkileri, beşinci bölümde ise, diğer terör örgütleriyle bağlantıları ve 15 Temmuz sürecini işledi. Resmi kayıtlara göre 27 Nisan 1941'de Erzurum'un Pasinler İlçesi'ne bağlı adı daha sonra Şehit Burak Karakoç Mahallesi olarak değiştirilen Korucuk Köyü'nde dünyaya gelen Fethullah Gülen'in ailesi ve soyu hakkında farklı iddialar bulunduğunu dikkati çeken Yrd. Doç. Dr. Savaş Eğilmez, bu konuda şunları söyledi:
"FETÖ'yü Türkiye, hem de dünya kamuoyuna tanıtmak istedik. Fetullah Gülen, uluslararası güçler tarafından hazırlanmış, desteklenmiş ve yönlendirilmiş bir kişi. Örgütün nasıl kurulduğu ve kimler tarafından desteklendiği, uluslararası bağlantılarını, hangi yöntemlerle Türk devletine sızdıklarını, beş bölümde anlatmaya çalıştık.Türkiye'de ailesine, soyuna ait bilgilere ulaşamadık. Cumhuriyet öncesine ait resmi kayıtlarda, hiçbir bilgi yok. Köyün en eski ahalisinin buluştukları ortak nokta, Gülen'in dedelerinin Siirt ya da Bitlis civarından Erzurum'a gelmiş olmalarıdır. Bununla beraber köyün eski anlatılarında, Gülen'in Ermeni kökenli olduğu iddiaları da yaygın bir şekilde ifade edilmektedir. ABD'ye gitmek için yaptığı pasaport başvurusunda annesinin ismini Yahudi kökenli Rabin olarak belirtmiştir. Kökeni konusunda kendi ifadelerinden kaynaklı örgüt üyelerinin çeşitli propaganda faaliyeleri olmuştur. Örgüt elebaşısının önce 'seyit' olduğu iddiaları dile getirilmiş. Sonrasında Nene Hatun'un torunu olduğu öne sürülmüş. Bütün bunlar tutmayınca son olarak Mehmet Şükrü Paşa'nın torunu olduğu ileri sürülmüştür. Ama bu safsataların hiçbiri kanıtlanamıştır."
"ASKERİ DARBELERDEN GÜÇLENEREK ÇIKTI"
Dünya kamuoyunda sözde soykırım iddiaları 1970'lerin sonunda başlarken 1965'te Kırklareli'nde sıradan bir imam olan Gülen'in, dönemin Ermeni patriğine sözde soykırımdan duyduğu üzüntüyü belirten ve içerisinde 'özür' cümleleri olan mektup göndererek bir anlamda patriği de çok şaşırttığına işaret eden Eğilmez, Türkiye'deki askeri darbelerden FETÖ’nün güçlenerek çıktığını savundu. Savaş Eğilmez, şöyle devam etti:
"1971 muhtırası ve 1980 darbelerinden güçlenerek çıkıyor. Özellikle Kenan Evren'den büyük destek görüyor. Sızıntı Dergisi'nde yayınlanan makalede Kenan Evren için 'Hiçbir sevabı olmasa bile cennetliktir' diyor. Gerçek yüzünü görünceye kadar önce Necmettin Erbakan'ı, sonra da Turgut Özal'ı kullanıp kendisini güçlendiriyor. Merhum Erbakan, 1980 yılında gerçek yüzünü görene kadar Gülen’in başında bulunduğu grubun büyümesine vesile oluyor. Yine merhum Özal döneminde çıkan Özel Okul yasasıyla örgütün ülke çapına yayılması sağlanıyor. Gülen, evlerinde ve okullarında yetiştirip illegal yollarla devlet kadrolarına gönderdiği örgüt mensuplarını 'altın nesil' olarak nitelendiriyor. Bu neslin gelecekte Türkiye'yi yöneteceğine inanıyor ve ona göre hazırlıyor. Altın nesle ait bir yemin metni var. 15 günde bir tekrarladıkları yemin metninde, en dikkat çekici cümle, 'Fetullah Gülen'in talimatlarını asla sorgulamayacaklarını ve onun sözünden asla çıkmayacaklarını bildirmeleridir. Hemde Allah üzerine yemin ediyorlar."
GÜLEN'İN DIŞ BAĞLANTILARI
Dönemin CIA Türkiye direktörünün aracılığı ile Gülen'in ABD'ye yerleştiğini, oturma, eğitim ve sosyal alanlarda faaliyet izinlerini aldığını vurgulayan Savaş Eğilmez, "Prof. World Peace Academy (PWPA) Türkiye başkanı Kasım Gülek ve ABD Ankara Büyükelçisi Morton Abramowitz aracılığı ile Fethullah Gülen’in ABD'deki tüm bürokratik işlemleri hızlandırılmıştır. Ayrıca Pentagon'da subay olarak görev yapan Kasım Gülek'in baldızı Aylin Rodomisli de Gülen'in NATO tarafından desteklenmesini organize etmiştir. ABD'nin özellikle Asya kıtasında uygulamak istediği 'yeşil kuşak' projesinin en önemli aktörü de Gülen'dir. Örgüt yapılanması, tarihten yakın tanıdığımız Haşhaşiler, Tapınak Şövalyeleri, Cizvit Tarikatı, Opus Dei örgütleri ile büyük bir benzerlik göstermektedir. Küresel güçlerle bağlantısı ilk kez 1957'de başlamış, günümüze kadar devam etmiştir" diye konuştu.
EĞİLMEZ: FETÖ, TERÖR DEVLETİ KURMUŞTUR
Fethullah Gülen'in dünyada sadece Rusya ve İran'da örgütlenemediğine işaret eden Yrd. Doç. Dr. Savaş Eğilmez, kitabında FETÖ ve PKK'yı 'İkiz kardeşler' olarak gösterdi. Yrd. Doç. Dr. Eğilmez, terör örgütü PKK ile Avrupa'nın belirli merkezlerinde ortak staretejiler üzerinde görüşüp anlaştıklarını, Türkiye'de sansasyonel eylemlerde ortak çalıştıklarını belirtti. Yrd. Doç. Dr. Savaş Eğilmez, sözlerini şöyle tamamladı:
"FETÖ'ye üye olmak 'Bir hiç olmaktır'. Çünkü, insanın en büyük değeri olan irade, Gülen’e teslim edilmektedir. Toplum A4, A5, B4, B5 şeklinde kodlanarak sınıflandırılmıştır. Kendilerine yakın olanları A5, kendilerine en uzak olanları da B5 olarak nitelendirmişlerdir. Büyüye, yogolara, telesteziye ve radyesteziye inanan, 1965'ten beri psikolojik rahatsızlığı bulunan ve bu yönde ilaçlar kullanan Fetullah Gülen'in kurduğu örgütün şimdi bile ekonomik gücü hakkında kesin bilgi yok. Ancak bir milyar doların üzerinde bir sermeyeye hükmettiğini söyleyebiliriz. Dünya tarihinde bir benzeri olmayan bu örgütün ilişkileri, hiyerarşik ve ekonomik yapısı incelendiğinde aslında 'Fethullah Gülen bir terör örgütü değil, bir terör devleti kurdu' diyebiliriz."