GAZİ MUSTAFA KEMAL 1 MART 1922 tarihli aşağıdaki konuşmasından anlaşıldığı üzere; servetin ve zenginliğin kaynağının çalışmak, üretmek, yenilik yapmak ve rekabet alt yapısına dayalı bir ekonomik düzen kurulmasından geçtiğini layıkıyla biliyordu.

Maalesef o zamanın nesnel şartlarının uygun olmaması sebebiyle, yüzyıllardır devam eden YANAŞMA DÜZENİ ile düşündüğü hesaplaşması yarım kalmıştı. Zenginliğin ve servetin kaynağının "kamu imkanlarına" yakın olmak şeklindeki yüzyıllardır devam eden anlayış ve uygulama, bazı yakınları için bile hâkim bir anlayış olmaya devam etmiştir.

Nitekim; Tek partili ve çok partili dönemin üretmeden kazanmaya alışmış elitleri ve bu elitlerin yanaşmaları kamu kaynaklarını yağmalamaya devam etmiş ve buna uygun siyasi düzenlerini tahkim ederek sürdürmüşlerdir.

Bunun dışında halkı da taraf yaptıkları siyasi mücadelelerin adı da, sadece "kayıkçı kavgasıdır."

Dünkü TV programında "Atatürk ve Cumhuriyet'te yanaşma düzeniyle tam olarak hesaplaşamamıştır" şeklindeki tezlerime itiraz eden arkadaşlar için bu satırları kaleme aldım...

GAZİ MUSTAFA KEMAL'İN KONUŞMA METNİ:

”Türkiye’nin sahibi ve efendisi kimdir?.. Türkiye’nin gerçek sahibi ve efendisi, gerçek üretici olan köylüdür. O halde, herkesten çok refah, saadet ve servete hak kazanan ve layık olan da köylüdür..

Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümetinin izleyeceği yol, bu temel amacın sağlanması yönünde olmalıdır.. Köylünün çalışması sonunda elde edeceği emeğinin karşılığını, onun kendi yararına olmak üzere yükseltmek, ekonomi politikamızın esas ruhudur…

Özellikle tarım ürünlerimizi , benzeri yabancı ürünlere karşı korumamıza engel olarak, milletimizi bugünkü ekonomik yoksulluğa mahkum eden kapitülasyonların yarattığı acıklı durumu, sizlere hatırlatmadan geçemeyeceğim..

Bilindiği gibi, memleketin ekonomik durumu ve ekonomik kuruluşlarımız, dış ülkeler tarafından sarılmış bir halde bulunuyordu. Özel ekonomik teşebbüsler, serbest pazar ekonomisi içinde rekabet edebilecek güçlü seviyeye varmamıştı.

Bize karşı yapılan bu rekabet, gerçekten çok gayri meşru, gerçekten çok ezici idi. Rakiplerimiz bu biçimde, endüstrimizin gelişme imkanlarını yok ettiler. Aynı zamanda tarımımızı da zarara uğrattılar. Ekonomik ve mali gelişmemizi engellediler. "

Lütfen yukarıdaki satırlara bakar mısınız?

Esası aynı olmakla birlikte konuları detaylarda farklılık gösteren bir ekonomik düzen devam etmektedir.