Avellik mi, işbirlikçilik mi?

Abone Ol

İktidar partisinin en üst düzey yöneticisi TV’de konuşuyor.

Program sunucusu göçmen politikası ile ilgili bir soru soruyor.

Sayın Ak parti üst düzey yöneticisi “Biz ırkçılar, faşistler gibi göçmenlerin geri gönderilmesini istemiyoruz. Onlar bizim kadar bu topraklarda hak sahibidir. Anadolu toprakları 1492 yılında Safarad Yahudilerini İspanya’dan göçmen olarak gemilerle getirttik. Balkanlardan Anadolu’ya göçmen kabul ettik. Hitler zamanında Almanya’dan kaçan Yahudileri Anadolu’ya kabul ettik” diye bir Suriyeli göçmen politikası izah etmeye çalıştı.

İlave olarak da “Türk milleti yarım ekmeğini Suriyeli göçmenlerle paylaşıyor” diye Türk milleti adına ahkam kesmeye çalıştı.

Bunlar ne yiyor ne içiyor, uzayda mı yaşıyor acaba?

Normal bildiğimiz halktan çok uzak yaşadıkları çok belli.

Bilgisiz diyemiyorum ama kötü niyetli çarpıtmalarla ancak tanımlayabileceğimiz insanların yönetimindeyiz maalesef.

Öncelikle kendi vatan topraklarını korumanın ırkçılıkla faşistlikle izah edilir tarafı yoktur.

Asıl Türk milletinin emeğini, ekmeğini elinden zorla alıp istilacı sığınmacılara yılda 9 milyar dolar olarak aktarmak faşistliktir.

Sayın Ak parti yöneticisi tabii olarak biliyordur ama biz kayıtlara geçirelim.

1492 yılında Osmanlı İspanya’da can güvenliği kalmayan Safarad Yahudilerini 5 gemi göndererek Selanik ve İzmir’e getirtti.

Hepi topu 5 gemi insan.

Hitler zulmünden kaçabilen yaklaşık 200 Yahudi aile Türkiye’ye sığındı. İçlerinde üniversite hocaları da vardı.

Hepi topu 200 aile.

Balkanlardan gelen göçmenler zaten Balkanlara Anadolu’dan gitmişti. Onların hepsi Türk idi ve Anadolu coğrafyasında dedelerinin ninelerinin ayak izleri vardı.

Osmanlının yerleştirme politikası sonucunda Balkanlara yerleştirilen şerefli soydaşlarımızdı onlar.

Tüm bunlara rağmen Anadolu’ya toplam Balkan göçü 1,5 milyon insanı geçmiyor.

Sayın işbirlikçi görünen yönetici Türkiye’de son 10 yılda 9 milyon göçmen geldiğini Milli Savunma bakanı söyledi.

Bu istilacı göç ettirilen insanlar Türkiye nüfusunun şimdilik yüzde 10’u.

Bir hanımefendi muhalefet partisi başkanına göre (Oğlunun Suriyeli göçmenlerin entegrasyonunda çalıştığını da gene o söylemişti) sığınmacı göçmen nüfusu 10 yıl içinde 35 milyon insana ulaşacak.

Suriyeli istilacı sığınmacılar Anadolu coğrafyasında Türk milletinin ve Türk devletinin en önemli beka, varlık sorunudur.

İstilacı Suriyeli sığınmacıların varlığını savunmak Türk milletinin ve Türk devletinin bağımsızlığına kastetmekle aynı anlamda değerlendirilmelidir.

Halen yaşadığımız çağda dünyada eşi benzeri görülmeyen bir göç dalgası ile karşı karşıya kalmamız emperyalizmle yüz yılın sonunda yeni bir hesaplaşmamızı gerektirecek.

Çünkü Anadolu’ya istilacı sığınmacı göçü bir emperyalist davranıştır ve Büyük Ortadoğu Projesinin bir uygulamasıdır.

Projenin uygulaması yerli işbirlikçilerin Türkiye-Suriye arasındaki sınırın mayınlarının temizlenmesi ve yolların açılması ihalesinin yapılmasıyla başlamıştı.

Sonra garip gureba insanların üstüne bomba yağdırılarak evlerini barklarını yaşanamaz hale getirip Türkiye’ye göç etmelerinin sağlanması geldi.

Şimdi bazı büyük kentlerimizin en orta yerlerindeki Suriyeli istilacıların gettolaştığı, sadece Suriyelilerin yaşadığı mahallelerin oluştuğunu görüyoruz.

İstanbul’un Esenyurt ilçesinin nüfusu 650 bin Suriyeli istilacı 125 bin.

Fatih ilçesinin nüfusu 550 bin, Suriyeli istilacı 100 bin.

Gaziantep’in havaalanının yanındaki Şehreküstü mahallesi tamamen Suriyeli sığınmacıların istilasında.

Kilis’te Suriyeli istilacıların nüfusu Türk vatandaşlarından fazla.

Hatay’ın bazı ilçelerinde nüfus çoğunluğu Suriyeli istilacıların elinde.

Gaziantep’te Suriyeli istilacı nüfusu 700 bin.

Tüm Türkiye’de tüm illerimizde aşağı yukarı bu istila hareketi ile karşı karşıyayız.

İnsanlar İstanbul’da bir hafta sonunda Eminönü’ne gezmeye gittiğinde etraflarına şaşkın şaşkın bakıyorlar. Çünkü bu mecralarda Türkler artık 1/4 nüfusu temsil ediyor.

Osmanlı’da bu avel ve İngiliz işbirlikçi yöneticilerin elinde böyle yıkılmıştı.

Bu beyin Türk milletine ve Türk devletine düşmandır.

Dikkat edelim…