Zordur aykırı gazeteci olmak,

Bazen sonuçları ağır olur, bedel ödersin,

Bazen canınla,

Bazen malınla,

Bazen kanunla,

Bazen de topumdan tehcir edilerek…

Evet bedel ödersin canınla;

Tıpkı Kışalalı gibi,

Mumcu gibi,

Çetin Emeç gibi,

Bazen şiddete uğrarsın,

İde gibi,

Uğuroğlu gibi ve niceleri gibi…

Bu günde üzücü bir saldırı haberi geldi yine gazeteciye yönelik,

Evet değerli gazeteci Levent Gültekin,

Kimliği belirsiz 25 kişinin saldırısına uğradı,

Peki, ama neden,

Bunların arkasında kim var,

Bu cesareti kimden alıyorlar,

Veya bu cesareti bu hainlere kim veriyor,

Bu soruları elbette aydınlığa çıkaracak yargıdır,

Türk adaletidir.

Evet, zordur gazeteci olmak,

Hele bir de aykırıysan zordur senin için yaşam sürmek,

Tehdit edilirsin; canınla, ailenle, sevdiklerinle, işinle, aşınla…

Ama tehdit edenler mert değildir,

Yürekli değildir,

Hiçbir zaman tek başlarına bir kimlik ve kişilik sahibi olamamışlardır,

Üçü beşi bir adam etmez,

Birilerinin tetikçisi olmaktan öte gitmez,

Birilerinin kişiliklerini para ile satın almasıyla üç beş çapulcu olurlar hepsi bu,

Ve bu üçbeş çapulcu bir araya geldiğinde aslan kesilirler,

İşin üzücü tarafı ne biliyor musunuz sevgili arkadaşlar,

İşin üzücü tarafı bu saldırılar her ne hikmetse hep iktidara yönelik eleştiri getiren gazeticilere yapılması,

Lafa gelince basın özgürlüğü var,

Lafa gelince düşünce özgürlüğü var,

Varoğlu var, var olmasına var da bedel ödetilerek var,

Yazık gerçekten yazık,

Ülke imajına yazık,

Ülke itibarına yazık,

Ülke saygınlığına yazık,

Ne oluyor bize böyle!

Eleştiriye tahammül edemeyen bir toplum haline geldik,

Her zaman diyorum siyasetin dili haline getirilen ötekileştirmeler,

Kutuplaştırmalar, bize fayda getirmez zarardan başka.

Yazık gerçekten yazık insanın insana tahammülü kalmadı bu noktaya getirdiler toplumu en sonunda.

Daha bugün İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın İmamoğlu’nun kadınlar gününe yönelik olarak atmış olduğu bir kutlama Twetine dahi hunharca sosyal medyadan saldırdılar marjinal odaklar.

Hazım gösteremeyen, hazmedemeyen siyasetin belirli noktalarında olan siyasetçilerle işimiz gerçekten çok zor.

Sevgi dilini, hoş görü dilini örnek almayan,

Koltukları, makamları hırsına insanları galyana getirecek itici bir dil ve üslupla siyaset yaptığını sanan siyasiler size de acıyorum.

Yere batsın sizin koltuklarınız,

Yere batsın sizin makamlarınız,

Sözlerimi noktalarken sevgili Levent abiye tekrar geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum,

Bizlerin hep yanında olduğumuzu,

Ve yalnız olmadığını ifade ediyorum.