Aşiret kültürünün çok köhnelikleri olduğu gibi nadiren insani yönleri de vardır. Örneğin, taziye için gelene, kan davalısı da olsa dokunulmaz, aleyhte konuşulmaz, ağırlanır ve sağ salim uğurlanır. Aşiret değiliz lakin gençliğimiz oralarda geçtiğinden bu kültürü iyi biliriz.

ŞEHİT BAKAN

Gümrüklerde silah, uyuşturucu, bilumum kaçakçılığa dur diyen efsane bir bakan vardı. Baronların taşeronu, DHKC adlı sol örgüt 27 Mayıs 1980’de kurduğu pusuyla kalleşçe şehit etmişti. Teröristlerin Cumhuriyet gazetesine gönderdiği açıklamada taşeronluğun izi vardı.

Şehadetin yıldönümünde yayınladığım mesajda, “Çalmadan çalışmak mümkünmüş, ispatlandı, bedeli canla ödendi. Gümrük Bakanı ŞEHİT Gün Sazak Bey göçeli 40 yıl oldu. Rahmet Olsun” demiştim.

Mesajıma yapılan yorumlardan birisinde, “Yavuz Bey rahmetlinin babasının, Toprak Reformu ve Köy Enstitülerine aldığı tavrı incelemenizi öneririm” denmişti.

Ne alaka demek varken, “Önyargıları yıkmak gerekir. Merhum Gün Bey hırsızlığı, yolsuzluğu defterden sildi ama emperyalistler onu, emperyalizme karşıyız diyenleri parayla kiralayarak öldürttü” şeklinde cevap verdim.

Bu sefer, “Yavuz Bey sorumun cevabını vermemişsiniz” diye ısrar edilince, “Bu bir taziye mesajı. Meramınızı anlıyorum. Madem çok ısrar ettiniz, sorunuza bir makale ile cevap vereceğim. Umarım mahcup olmazsınız” demiştim.

KÖY ENSTİTÜLERİ

Keşke bozulmadan yaşatılabilseydi. İnanıyorum ki Türkiye bir Almanya olurdu.

Köy Enstitüsü mezunu öğretmenlerin devrim niteliğindeki hikayelerini çok okuduk. Benim eğitim kılavuzum merhum Şakir Engin de Cilavuz (Kars) Köy Enstitüsü mezunu, muhteşem bir öğretmendi.

Okulların fikir babası Atatürk, ABD’li Eğitim Profesörü John Dewey’i 1924 yılında Türkiye’ye davet eder ve bir rapor ister.

Kurtuluş Savaşı’ndan yeni çıkılmıştı, okuma yazma oranı %3-4’lerde ve halkın %80'i tarımla uğraşıyordu. Dewey’in raporu da dikkate alınarak gerekli yasalar çıkarıldı. 1939’dan 1948 yılına kadar 21 Köy Enstitüsü açıldı.

Öğretmenlerden, öğrencilere öğretmenlik, topluma eğitmenlik yapması bekleniyordu. Bu nedenle okullar geniş ve bereketli tarım arazilerine, ulaşım açısından da tren hatlarına yakın konumlandırılmıştı. Derslerin yarısı temel örgün, yarısı da uygulamalı eğitimdi.

Okulsuz ve öğretmensiz Anadolu’da köy öğretmeni sayısı 1939 yılında sadece 6847 iken 1950 yılında 18.426’ya (%72’si Köy Enstitülü) ulaşmıştı. 1954 yılında öğretmen okullarına dönüştürülerek kapatıldılar.

TOPRAK REFORMU

İlk Köy Enstitülerinden birisi de 1939 yılında Eskişehir, Çifteler’de açılmıştı. Kırmızı-Yeşil Şeritli İstiklâl Madalya sahibi, birinci dönemden başlayarak üst üste 8 dönem Milletvekilliği yapmış olan, bölgenin en büyük toprak sahiplerinden merhum Emin Sazak beyin memleketinde.

Eskişehir Milletvekili, istiklal madalyalı Emin Sazak, şehit bakan Gün Sazak’ın babasıdır. Topraklarını her karışına kadar işlemekte, üretim yapmaktaydı.

TBMM tutanaklarından iki konuya dikkat çekmek istiyorum. Emin Sazak;

Bir. Köy Enstitülerini bu okullara sadece köy çocuklarının alınması şartıyla savundu.

İki. İkinci Dünya Savaşı'nın ardından hazırlatılan Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu’nun çıkarılmasına taraftar olduğunu ancak âtıl topraklar dururken önceliğin işlenmekte olan topraklara verilmesine karşı olduğunu açıklamıştı.

Gerçekler budur, duyuma kanmak kötüdür ve töreye uymak iyidir.

Es-selam olsun, ves-selam olsun, has-kelam olsun önyargıyı yıkanlara ve rahmet olsun şehitlerimize.