MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Pensilvanya’daki Papaz ne zaman ülkemize iade edilecek? Bu hain Türk adaletinin önüne ne zaman çıkarılacak?" dedi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM’deki grup toplantısında konuştu. Bahçeli, güvenlik ve huzur ihtiyacının insanlığın en temel meselesi olduğunu belirterek, “Güvenlik kaybolmuşsa, huzur kalmamışsa ne ekonomik gelişmişlikten, ne siyasi güçten, ne de parlak bir gelecekten bahsetmek mümkündür. Küresel düzeydeki anlaşmazlıklar, bölgesel düzlemdeki kamplaşmalar hem İnsanımızı hem de bütün insanlığı derinden sarsmaktadır. Dünya fazlasıyla istikrarsız, bir o kadar da belirsizliklerle dolu süreç ve dönemden geçmektedir. Krizlerin biri biterken diğeri başlamaktadır. Kategorik çatışmalar, kanlı hesaplaşmalar, karanlık planlar birbirine eklemlenerek kronikleşmekte, dahası kökleşmektedir. Uluslararası toplum adeta kendi kendinin kuyusunu kazmaktadır. İnsanlık değerleri, adalet ve ahlak ilkeleri yok sayılmaktadır. Devletler arası ilişkiler, ülkeler arası irtibatlar, milletler ve toplumlar arası diyaloglar gittikçe körelip her geçen gün kopuşun sınır hattına yaklaşmaktadır” ifadelerini kullandı. “İSRAİL’İN ARAYIP DA HENÜZ BULAMADIĞI BELASINA ER YA DA GEÇ KAVUŞACAĞINA YÜREKTEN İNANIYORUM” Özellikle Türkiye’nin de içinde bulunduğu geniş coğrafyaların durumunun umut verici, huzur vaat edici olmadığına dikkat çeken Bahçeli, “İsrail, Gazze’deki yıkım ve katliamlarına devam etmektedir. Filistinli mazlumlar çok açık saldırı altındadır. 13 Ekim 2018 Cumartesi günü, Gazze’de barışçıl ve demokratik gösterilerini yapan Filistinli kardeşlerimize İsrail hiç acımadan, hiçbir vicdana sığmayacak şekilde ateşle karşılık vermiştir. Sonuç olarak 7 Filistinli hayatını kaybetmiş, sayıları 200’ü aşan Filistinli de yaralanmıştır. Filistinliler 2006 yılından bugüne kadar abluka altında tutulan Gazze şeridinin İsrail sınırında, 30 Mart 2018’den beri ’Büyük Dönüş Yürüyüşü’ temasıyla taşkınlıktan uzak, son derece demokratik gösterilerini yapmışlardır. İsrail her zaman olduğu gibi tahammülsüz ve zorbadır. Çocuklara silah doğrultacak kadar da gözünü kan ve kin bürümüştür. Şiddet, İsrail devletinin vazgeçmeyeceği bir politika haline gelmiştir. Terör yöntemlerini kullanarak mazlumların kanını döken, bölgesel gerilim ve habis senaryoların ana aktörü haline gelen İsrail ’in arayıp da henüz bulamadığı belasına er ya da geç kavuşacağına yürekten inanıyorum. Bilinmelidir ki Kudüs komplosuyla mukaddesatımıza kast etmek için kuyruğa giren zalimlerin Allah’ın gazabıyla tanışacakları günler de çok uzak değildir. Mazlumların arşı titreten ahları inanıyorum ki müstebit ve müstevli emellerin tahtlarını sallayacak, taçlarını havaya uçuracaktır. Allah var gam yoktur. Tarih, hiçbir katilin, hiçbir katliamcının yaptığı kötülüklerin yanına kalmadığını göstermemiştir. İsrail’in Gazze’de düzenlediği menfur saldırıyı kınıyor, hayatlarım kaybeden Filistinli kardeşlerimize Allah’tan rahmet diliyor, yaralılara da şifalar temenni ediyorum” şeklinde konuştu. 13 Ekim 2018 Cumartesi günü Afganistan’ın Tahar vilayetinde, bir seçim mitingi sırasında meydana gelen terör saldırısında çok sayıda insan hayatını kaybederken, pek çoğunun da yaralandığını hatırlatan Bahçeli, “Dost ve kardeş ülke Afganistan’a taziyelerimizi iletiyor, terör saldırısı sonucu can verenlere Allah’tan rahmet, yaralılara da acil şifalar diliyorum. Terörün olmadığı, teröristlerin yer almadığı, huzur ve güvenliğin tam hakimiyet kurduğu bir dünyaya ulaşmayı Rabbim’den niyaz ediyorum” dedi. “KURGUSU TÜRKİYE DÜŞMANLARINCA YAPILAN OYUNLAR BOŞA ÇIKARTILMIŞTIR" Türk milletinin eşsiz sağduyu ve sabrı ile yaşadığı ağır istismarlara ve tahriklere karşı vakarını korurken sakinliğinden ve sükûnetinden de asla taviz vermediğini vurgulayan Bahçeli, şöyle konuştu: “Kurulan tuzaklar anbean bozulmuştur. Kurgusu Türkiye düşmanlarınca yapılan oyunlar boşa çıkartılmıştır. Kumandası hain ellerce gerçekleştirilen provokasyonlar kaynağında kurutulmuştur. Bu söylediklerime delil olarak, dünden bugüne yaşanan ibretlik olaylar teker teker gösterilebilecektir. Bölünme tartışmaları, sınır tanımayan tehditler, bölücü saldırılar, bekamıza düzenlenen suikastlar, devlete ve millete yönelik meydan okumalar çok tehlikeli olayların önünü açmıştı. Ancak Türk milleti asalet ve soylu duruşunu göstererek yangına körükle gitmemiş, işbirlikçilere ve ihanet ehline prim vermemiştir. Biz bu vatanı kolay bulmadık, asla da kaybetmeyeceğiz. Biz bu ülkeyi akşamdan sabaha kurmadık, birileri dayatıyor, birileri istiyor, birilerinin canı çekiyor diye teslim etmeyeceğiz, tarihi haklarımızdan vazgeçmeyeceğiz. Zorluk varsa dayanacağız, kuşatma varsa yaracağız. Yılgınlığımızı gözleyenler, yenilgimizi özleyenler mahcup olacaklardır. Gerekirse canımızla, gerekirse malımızla, gerekirse de son damla kanımıza kadar bu vatanı, bu milleti, bu devleti tıpkı Plevne kahramanı Gazi Osman Paşa gibi, tıpkı Şıpka Kahramam Süleyman Paşa gibi, tıpkı Çanakkale’yi geçilmez yapan fedakar nesil gibi korkusuzca savunacağız. Bizi çiğnemeye kalkan, öğütmeye çalışan, öldürmeye çabalayan kim olursa olsun ya boğazına dururuz, ya da haramla dolup taşan boğazını sıkar atarız. Bu suretle bekamızı kurban ettirmeyiz, ona buna peşkeş çektirmeyiz, onun bunun merhametinden, insafından medet ve menfaat ummayız.” “ABD KARARINI NETLEŞTİRMELİDİR” “Dikkatinizi çekiyorum ki güney kara sınırlarımız boyunca vahim ve vahşi bir senaryo hayata geçirilmek isteniyor” diyen Bahçeli şöyle devam etti: “Suriye ve frak topraklarına tutunup ülkemizin mücavir alanlarını A’dan Z’ye kaosa sokacak çok tehlikeli bir planlama ve hazırlık devamlı surette ikmal ve ihata ediliyor. ABD terör örgütleriyle aleni düşüp kalkıyor, açıktan emel ve hedef birlikteliği yapıyor. Türkiye’nin kağıt üstünde müttefiki görülen bir ülke, dönüp dolaşıp Türkiye düşmanlarıyla bir oluyor, beraberlik kuruyor. ABD kararını netleştirmelidir. Tavır ve tutumunu sadeleştirmelidir. ABD’nin müttefiki Türkiye midir? Yoksa PKK YPG midir? Bir terör örgütünün ağır silahlarla donatılması hangi ahlaka, hangi İnanca, hangi kitaba, hangi akıl ve mantığa sığmaktadır? Teröriste hoşgörü, terör örgütlerine yardım ve yataklık insanlığın bugüne kadarki birikim ve kazanımlarına ihanet sayılmayacak mıdır? ABD nereye varmak istiyor? Fırat’ın batısında sinsi hesabı ayağına dolanan, aslında saha dışı bırakılan ABD, bu kez Fırat’ın doğusuna bütün gözünü dikmiş durumdadır. Fırat’ın doğusunu kavrayarak sadece büyük Kürdistan projesine kan ve can takviyesi yapmak amacıyla seferber olan ABD adeta zehir saçmakta, çok bariz şekilde terörizme çanak tutmaktadır. Suriye ve Irak’ın toprak bütünlüğünü tartışmaya açmaktadır. Müttefiki olan Türkiye’yi pervasızca tehdit etmektedir. Büyük Kürdistan emperyalizmin kanlı hedefidir.Yıkım, bölünme demektir, hatta savaş demektir. Türkiye’nin egemenlik haklarını, milli güvenliğini hiçe saymaktır. Binlerce kilometre uzaktan gelip sınırlarımızın dibinde terör örgütleriyle hıyanet cephesinde buluşan ABD bırakınız insanlık mirasını lekelemeyi; kendi varoluşuna, devlet olma vasıflarına bile hakaret etmektedir. Biz bundan sonra NATO çatısı altında nasıl çalışacağız? NATO’nun devamını ne şekilde temin edeceğiz? Hepsini geçtik, NATO’nun varlığı ve devamlılığı meşruiyetini hangi yollarla sağlayacak? Sırtımıza hançer vurmak üzere harekete geçen bir ülkeyle lafın gelişi de olsa dostluktan nasıl bahsedilecek? Münbiç yol haritası ile Münbiç güvenlik prensiplerinin bağlayıcılığı bundan sonra nasıl mümkün olacak?” "NASIL BİR MINTIKA TEMİZLİĞİ YAPILMIŞSA, AYNISI, BELKİ DAHA DA TESİRLİSİ FIRAT’IN DOĞUSUNDA BAŞARILMALIDIR" Bahçeli şunları kaydetti: "12 Ekim 2018 tarihi itibariyle, Türkiye ve ABD tarafından Münbiç’in etrafında 59 bağımsız devriye faaliyetinin icra edildiği söyleniyor. Teröristler Menbiç’in çevresine çukurlar kazıyor. ABD sözde Büyük Kürdistan hayaliyle avunuyor, PKK/YPG silah ve terörist takviyesiyle günden güne palazlanıyor. Türkiye bu iğrenç tabloya sessiz kalamaz. Milli bekamızı itlaf ve infaz etmek isteyen zulüm koalisyonuna asla tepkisiz duramaz. Fırat Kalkanı Harekatı’yle Azez Cerablus arası nasıl emniyete alınmışsa, Zeytin Dalı Harekatı’yla Afrin’de nasıl bir mıntıka temizliği yapılmışsa, aynısı, belki daha da tesirlisi Fırat’ın doğusunda başarılmalıdır. Fırat’ın doğusu tehdit olmaktan tamamen çıkarılmalıdır. Hainler doğduklarına doğacaklarına pişman edilmelidir. Türkiye’nin bunu yapacak muktedir gücü vardır. Türk milletinin beklentisi bu yöndedir. Hiç kimse milletimizin sabrıyla oynamamalıdır. Yeri gelirse hepimiz Mehmet oluruz, hepimiz şehadet kadrosuna isimlerimizi birer birer yazdırıp hainlerin kökünü kurutur, döktükleri kanda boğar, Türkiye’yi gene de düşürmeyiz. Büyük Kürdistan beyhude hevestir. Bu parça tesirli bölücü bombayı aramıza hiçbir güç atamayacaktır. Türkiye’nin imhası demek olan bu melaneti hiç kimse tesis edemeyecektir. Buna en başta huzurdan, refahtan, birlikten ve bin yıllık kardeşlikten yana Kürt kökenli vatandaşlarım müsaade etmeyeceklerdir. Türk milletiyle oyun olmaz, Türk milletine tehdit sökmez. Türk milletine meydan okunmaz, okunamaz. Yanılıp yenilip meydan okumaya cüret edenler ise bugüne kadar ağır sonuçlara katlanmışlar bedelini sonuna kadar ödemişlerdir. Diyoruz, ki ya istiklal ya izmihlal, ya milli bekli ya hayata veda, ya devlet başa ya kuzgun leşe.” BAHÇELİ’DEN BRUNSON AÇIKLAMASIBahçeli, “Herkesin gözü önünde Türkiye’den Evanjelist bir Papaz geçip gitmiştir. Bu Papaz ki, Türkiye ile ABD ilişkilerini resmen zehirlemiş, taammüden zaafa uğratmıştır. Hakkında çok ciddi suçlamalar bulunan Papaz Brunson 9 Aralık 2016’de tutuklanmış ve cezaevine koyulmuştu. Süren davanın iddianamesi ise 2018 yılının Mart ayında kabul edilmişti. Papaz Brunson’un terör örgütleriyle ilişki ve irtibatı olduğu söylendi. FETÖ ve PKK adına suç işleyip casusluk yaptığı ifade edildi. ABD Başkanı Papaz’la yatıp Papaz’la kalktı. Türkiye’ye yaptırım tehditleri savurdu. Ülkemizden alınan çelik ve alüminyum vergilerini yükseltti. Papaz Brunson’un serbest bırakılmaması halinde ilave yaptırımlar uygulanacağını ilan etti. Trump’ın yardımcısı Pence aynı sorunlu ve şaibeli tavrı arttırarak sürdürdü. 1 Ağustos 2018’de İçişleri ve Adalet Bakanlarımız ABD’nin yaptırım listesine alındı. Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilerin seviyesi dip yapmıştı. Trump, Twitter kanalıyla tehditkâr mesajlarını yoğunlaştırdıkça kur yükseldi, faiz patladı, enflasyon azdı; nitekim Türkiye ekonomisine adı konulmamış savaş açıldı. Ekonomik operasyonlarla Türkiye’nin taviz vermesi, geri adım atması, duruş ve tezlerinden ayrılması hedeflendi” ifadelerini kullandı. Bahçeli, “Papaz Brunson verildiyse, ABD’deki Papaz Gülen niye alınmaz, neden alınamaz? Cevabını aradığımız soru şudur: Pensilvanya’daki Papaz ne zaman ülkemize iade edilecek? Bu hain Türk adaletinin önüne ne zaman çıkarılacak? Varsayalım Papaza Papazla karşılık vermediler. Bu kapsamda umut ettiğimiz takas diyelim ki gerçekleşmedi. İki Papazı da ellerinde tutmak istediler. Bu durum karşısında Halkbankası Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla’nın iadesi ne zaman olacak? Görelim, yüzde 10’la başlayan fiyat indirimleri enflasyonu eski seviyelerine çekecek midir? Bunların takipçisi olacağız.Fırsatçıların, tefecilerin, karambolde arı bırakıp karın hevesine kapılan ahlaksızların peşini bırakmayacağız, enselerinden nefesimizi eksik etmeyeceğiz" ifadelerini kullandı. (Pelin Üzek Kılıç - Nurullah Geylani /İHA)