Rum Çocuğu Yorgos ve Simitis Sokakta Cilli oynuyordu..

Yanlarına Anadolunun yiğit evladı, Türk çocuğu Ali geldi..

-Merhaba, bende sizinle oynayabilir miyim?
Rum çocuğu küçümser bir edayla baktı, Anadolu’nun yiğit evladı Ali’ye…

-“Sen kimsin ki bizimle oynayacaksın pis Türko” dedi

Yiğit Türk evladı Ali, kendi öz yurdunda, başını eğip gitti

*****

Anadolu Düşmüştü..

İstanbul hükümeti, İngilizlerin Karşısında esas duruş bekliyordu..

Osmanlı Sarayı’nda İngilizlerden habersiz hiçbir iş yapılamıyor, imza dahi atılamıyordu..

600 Yıllık Osmanlı efsanesinin son günleriydi..

Padişah Vahdettin, her yanı sarılmış ele geçirilmiş olan sarayda çaresizdi..

Belki de Osmanlı’da tahta istemeyerek zorla çıkan tek padişahtı Vahdettin..

Osmanlı çaresizlik içinde, Osmanlı Hükümeti gaflet, delalet ve hatta hıyanet içindeydi..

Padişahın da yapabileceği pek fazla bir şey yoktu..

Bir mucize bekliyor ve o mucizeyi Cenab-ı Allah Türk Milletine gönderiyordu…

*****
Türk Milleti bitkindi..

Ruhunu kaybetmiş, özü tahrip edilmiş, savunması düşmüş, bilinci yitirilmiş bir Türk Milleti vardı..

Herkes, İngilizler ile iyi geçinmenin yollarını arıyor, kimi Almanlardan medet umuyor, kimisi de Araplar bir el uzatır diye bekliyordu..

Tam bu anda Türk Milletine umut olan bir lider çıktı: Mustafa Kemal..

*****

Samsun’a Çıkmış, milli mücadeleyi başlatmış, Türk milletini emperyalistlere karşı örgütlemişti.

Bitti denilen Türk, yedi düvele karşı destan yazıyordu..

Kuva-i Milliye Harekete geçmiş, çiftçisi, köylüsü, esnafı, memuru herkes silahlanmış, her Türk kendi bölgesinde direniş hareketi oluşturmuştu.

Örneğin Milli mücadelenin sembol İsmi “Kara Fatma” vardı…

Kimdir Kara Fatma?

Erzurum’da dünyaya gelen Fatma Seher, Balkan Harbi yıllarında asker olan eşiyle Edirne’ye yerleşir. Sarıkamış’a gönderilen eşiyle bu defa Doğu Cephesi’nde çeşitli görevler üstlenir.

Eşinin şehit düşmesinden sonra Fatma Seher’in savaş sahnesine çıktığı görülür.

Akrabalarından oluşan bir müfreze oluşturur. Fatma Seher, Sivas Kongresi sırasında Mustafa Kemal Paşa ile görüşerek savaşa katılmak için izin ister. “Kara” lakabını da ve üsteğmen rütbesini de Mustafa Kemal’den alan Fatma Seher, aşçılık, hasta bakıcılık, hemşirelik gibi pek çok görevin yanında İstiklal Harbi’nde 300 kişilik birliği komuta eder.

*****

İşte bu inanmış ruh, Mustafa Kemal önderliğinde zaferini ilan etmişti..

Milli mücadele kazanılmış, Türk’ün bağımsızlığı ilan edilmiş, Türk’ün esir alınamayacağını yedi düvel öğrenmişti…

Osmanlının küllerinden, yeni ve genç Türkiye Cumhuriyeti devleti doğmuştu…

Bizim yiğit Anadolu genci Ali, büyümüştü…

Kurtuluş savaşı dönemi İzmir’e gidip Kuva-İ Milliye’ye takılmış, akabinde de İzmir’e yerleşmişti…

28 Ekim 1923 savaşı, Konak meydanına çıktı.

Yunanlılar, “Mustafa Kemal ve ordusu geliyor” korkusuyla denize atlayıp atlayıp kaçışıyordu..

Ali denize atlayıp kaçan yunanlıları izliyordu, bir ara gözüne Cilli oynamak için yanlarına gittiğinde “Sen kimsin ki pis Türko” diyen Rum çocukları Yorgos ve Simitis takıldı.

Atatürk ve Türk Ordusunun korkusundan onlarda denize atlıyor, Türk’ün gücünü görmenin verdiği dehşet ile bu sefer kendi başları eğik bir şekilde Ali’ye bakıyorlardı…

Bugün, Ayasofya’da elinde Emevi kılıcı ile Türkün atasına laf soktuğunu zannedenler unutmasın!

Atatürk, dedelerinizi hizaya sokmuştu!

Türkün zafer ayı Ağustos, Türk ırkının evlatlarına kutlu olsun..

Tanrı Türk'ü Korusun ve Yüceltsin