İlke, kural ve ahlakın kalmadığı bir ülke olduk. Devlet hukuk devleti olmaktan çıkarılırsa önce polis sonra haydut devlete dönüşür ve hiç ama hiç kimsenin hukuk güvenliği kalmaz. Anayasa referandumu öncesinde evet derseniz biz AK Partiliyiz bize bir şey olmaz kimse dokunamaz sanmayın, tersine ilk operasyon size yapılacak dedik inandıramadık. Eskilerin deyimiyle hana geldik yağmur dindi. Yani iş işten geçti, pişmanlıkları faydasız hale geldi.

Tek adam rejimi tamamen fiilen (çünkü yasaya göre 2019 da girecekti) devreye girdi. Gece yarısı öfkelerinin sevk ve idaresiyle önce TEOG kalktı, YGS na ayar verildi. Eğitim yerlerde sürünüyordu şimdi iyice bitti. Aslında çok daha tanıyıp bilmedikleri anlaşılan 2.Abdülhamit’in vesveseleri gibi vehimlerle alınan kararlar OHAL imkanıyla KHK ler vasıtasıyla yasalaştı yani fermanlarla idare dönemi başladı.

Siyasette en çok en sık anket yaptıran ve sonuçlara göre anında yöntem değiştiren T. Erdoğan itiraf ve kabul edelim ki bugüne dek bu yolla hep başarılı oldu. Nitekim AKP nin de ANAP’ın son dönemi gibi sürekli yolsuzluklarla anıldığını gördü. Üç ay önce işareti verdi, ’’yolsuzluk yapanı kapıya koyarım’’ dedi. Önce sahayı hazırlamaya girişti, sonrasında halkın yolsuzluk algısını belediye başkanlarını istifa ettirerek kendini temize çıkarma operasyonu başladı.

İstanbul’da Kadir abi zorluk çıkarmadan, Niğde sessizce gitti. Bursa, Balıkesir direnme sinyalleri verdi, Ankara önemliydi. 2014’de herkesin bildiği trafoya giren kedilerle seçilen M. Gökçek ise nevi şahsına münhasır tavır sergiliyor. Gitmem demiyor ama gitmiyor. Vakit kazanıp pazarlık ediyor ve temizlik yapıyor. Ancak direnme şansı yok, çünkü ezileceğini biliyor.

Biz işin hukuki ve siyasi tarafını düşünüyoruz. Bu ülkede parti içi demokrasi ve çoğulcu katılımcılık olmadığı için lidere bağlı aday olunur ve halk oyunu liderce seçilene verir. O yüzden parti lideri seçtirdiğine egemendir. İstifa et deyince etsin denilebilir. Ama bunun sebep ve gerekçeleri açıkça izah edilmelidir. Milli irade meftunu birinin yerelde milli iradeye dayanan halkın seçtiği birini işten el çektirmesi ahlaki değildir. Siyaseten de beğenmiyorsa partiden istifasını isteyebilir hatta ihraç edebilir. Lakin başkanlığı bırakacaksın diyemez.

Hukuki boyutu ise tam bir aculluktur. Eğer Fetö’cü ise ‘’F’’ diyenin hapse tıkıldığı bir süreçte bu suçtan soruşturma izne bağlı değildir, bir gece yaparsın operasyonu şak diye alırsın sorun biter. Yok yolsuzluk yapmışsa-ki ima edilen odur- onun da çözümü hukuken yetkili olan İç İşleri bakanı izin verir müfettişler önce, C.Savcıları da sonra soruşturma yapıp yargı önüne çıkarılır ve mesele kapanır.  Bunlar yapılmadan her gün kamu görevlisi olmayan ve seçilmiş belediye başkanı hakkında hiçbir hak ve yetkisi bulunmayan AKP genel başkanı ve yardımcılarının istifa etmezlerse gereği yapılır demeçleri en hafif tabiriyle ‘’şantajdır’’ ve taammüden işlenen örgütlü bir suçtur.

Garabete bakınız suç işlediği ima edilen Belediye başkanlarına suç işleyerek istifa baskısı yapılıyor. Ülkenin onlarca sorunu varken halk aş, iş, ekmek, huzur beklerken parti içi çekişme ve restleşmeleri izliyor. Bu yolun kendilerine fayda vereceğini sananlar yanılıyor. Ama ne gam önüne gelene aldanmış,hep yanılmış olmanın siyasi bir faturası yok. Allah affetsin deyip geçiliyor. Ne diyelim başka olur ağaların düğünü gibidir AKP nin işleri. gene bir ilki yaşatıyor. Seçilmiş başkanlara istifa edin diyor. Aslında başkanlar tamam edelim ama partiden deyip haklarını savunsalar halkı yanlarında bulurlar. Fakat korku dağları bekliyor. Ülke her yönüyle lime lime dökülüyor, devlet idaresi savruluyor, AKP patinaj yapıyor.

Bu hafta içerisinde nihayet M.Akşener partisini kuruyor. Siyaseten tıkanıklığı aşabilme umudu taşıyan tek muhalefet hareketi olması bakımından önemli. Bu yolda halkın beklentisi de yüksek. Karşılaması ve yarınlara ümitle bakmamızı sağlaması dileğiyle inşallah başarılı ve hayırlı olur. Lakin önüne çok mania konulup mayın döşeneceği de aşikar. Kasım ayı her şeye gebe..