Londra merkezli Cambridge Analytica adlı veri analiz firmasının, 50 milyon Facebook kullanıcısının hesaplarından izinsiz topladığı kişisel verileri, ABD'de Kasım 2016'da yapılan başkanlık seçimleri ile İngiltere'de Haziran 2016'da gerçekleşen Avrupa Birliği (AB) referandumunu etkilemek için kullandığına dair suçlamalar, küresel ölçekte bir krize yol açtı.

İngiltere, ABD ve AB'deki regülatörlerin devreye girmesiyle derinleşen kriz, Facebook'u Atlantik'in iki tarafında başlatılan soruşturmalarla karşı karşıya getirdi.

Facebook'taki kişisel verilerin usulsüz kullanımına ilişkin iddiaların incelenmesi amacıyla soruşturma açtığını açıklayan İngiltere Bilgi Komisyonu'ndan (ICO) AA muhabirine yapılan açıklamada, Cambridge Analytica'nın elindeki tüm kayıtlara ulaşmak için yasal girişimlerin başlatıldığı bildirildi.

Açıklamada, "7 Mart'ta ICO Başkanı Elizabeth Denham, Cambridge Analytica'nın elindeki tüm kayıtlara ve verilere ulaşmak için izin talebinde bulundu. Şirket komisyonun verdiği son tarihe kadar bu talebe cevap vermedi. Bu yüzden komisyon başkanımız soruşturmasına ilişkin kanıtlara ulaşmak, sistemlerine erişim sağlamak ve bilgi elde edebilmek için yasal izin talebinde bulunuyor." ifadelerine yer verildi.

İddiaların ardından Facebook'un da devreye girdiği belirtilen açıklamada, "Facebook, 19 Mart'ta Cambridge Analytica ofislerinde başlattığı aramayı ICO'nun talebi üzerine durdurduğunu açıkladı. Bu şekilde bir arama, denetimsel soruşturmayı potansiyel olarak tehlikeye sokabilir." uyarısında bulunuldu.

ABD'den Facebook'a 40 milyar dolardan fazla ceza gelebilir

ICO'nun yanı sıra ABD Federal Ticaret Komisyonu'nun (FTC) da Facebook hesaplarından elde edilen kişisel bilgilerin ülkede Kasım 2016'da yapılan başkanlık seçimlerini etkilemek için kullanıldığı iddiaları üzerine inceleme başlattığı basına yansıdı.

AA muhabirinin konuya ilişkin sorularını yanıtlayan FTC Basın Sözcüsü, "Kişisel bilgilere yönelik kurallarımızın ihlaline yönelik tüm suçlamaları, 2012'de Google'a ilişkin davada olduğu gibi çok ciddiye alıyoruz. Şu anda ortaya atılan iddiaların farkındayız ancak soruşturma açıp açmadığımız hakkında yorum yapamayız." değerlendirmelerini yaptı.

Öte yandan, sosyal paylaşım sitesi Facebook, FTC'nin kişisel verilerin paylaşımına ilişkin kuralların ihlal edilip edilmediğini belirlemek amacıyla başlattığı inceleme kapsamında şirkete bazı sorular yönelttiğini teyit etti.

FTC'nin, Facebook ile 2011'de vardığı uzlaşmadaki kuralların ihlal edildiği sonucuna varması durumunda, şirkete günlük 40 bin dolar ceza verme hakkı bulunuyor.

ABD'de Kasım 2016 yapılan başkanlık seçimine yönelik siyasi kampanyaların 2015 baharında başladığı göz önüne alındığında, Facebook'a verilecek ceza tutarının 40 milyar doları aşabileceği belirtiliyor.

Mark Zuckerberg, Avrupa Parlamentosu'na davet edildi

Gelişmeler üzerine Avrupa Parlamentosu (AP) Başkanı Antonio Tajani, Facebook'taki kişisel verilerin kötü amaçlı kullanıldığına yönelik iddiaların detaylı bir şekilde soruşturulacağını açıkladı.

Tajani ayrıca, Facebook'un kurucusu ve Üst Yöneticisi (CEO) Mark Zuckerberg'i, söz konusu iddialara açıklık getirmesi için AP'de konuşma yapmaya davet etti.

Benzer şekilde, İngiltere ve Amerikalı kanun yapıcılar da Zuckerberg'den konuyla ilgili kendilerine bilgilendirme yapması talebinde bulundu.

İddialar, Almanya'da geniş yankı buldu

Facebook'taki kişisel verilerin kötü amaçlı kullanıldığına yönelik iddialar, Almanya'da da geniş yankı buldu.

Almanya Adalet Bakanı Katarina Barley, Passauer Neue Presse gazetesine verdiği demeçte, Facebook'un sorumluluk alması ve gelecekte kullanıcıların gizliliğini nasıl daha iyi korumayı planladığını açıklaması gerektiğini ifade etti.

Kullanıcılara, bilgilerinin kullanımına rıza göstermeden önce nelerin olacağını öğrenmeleri tavsiyesinde bulunan Barley, "Facebook bu yasal temele bağlı kalmalıdır. Şirketin açık bir sorumluluk almasının zamanı geldi." değerlendirmesini yaptı.

Öte yandan, Federal Kartel Ofisi aralık ayında Facebook'u, dünya çapında 2 milyar kullanıcının kişisel verilerini toplamak için baskın konumunu kötüye kullanmakla suçlamıştı.

Zuckerberg'in serveti yaklaşık 7 milyar dolar azaldı

Gelişmelerin ardından, Facebook'un hisseleri iki günde yüzde 9,1 değer kaybetti. Şirketin piyasa değeri, söz konusu iddiaların ardından 537,7 milyar dolardan 488,5 milyar dolara kadar geriledi.

Şirketin piyasa değerinde iki günde 49,2 milyar dolar kayıp görülmesi, Mark Zuckerberg'in cuma günü 74,5 milyar dolar olan kişisel servetinin dün itibarıyla 67,7 milyar dolara inmesine yol açtı.

Zuckerberg, servetinde iki günde görülen 6,8 milyar dolarlık kayıp nedeniyle, Forbes'in "Gerçek Zamanlı Dünyanın Milyarderleri Listesinde" 5'inci sıradan 7'nci sıraya geriledi.

Cambridge Analytica Üst Yöneticisi görevden alındı

New York Times'da geçen cumartesi yayınlanan haberde, merkezi Londra'da bulunan Cambridge Analytica adlı veri analiz şirketinin yaklaşık 50 milyon Facebook hesabından veri topladığı ve bu verileri ABD seçimleri ve Brexit referandumunu etkilemek için kullandığı iddia edilmişti.

İngiliz Channel 4 haber kanalının yayımladığı gizli kamera çekimlerinde ise Cambridge Analytica'nın bazı yöneticilerinin, internet ortamında siyasetçilerin itibarını sarsmak için "aşk tuzakları" hazırlanabileceğini ve rüşvet verilebileceğini söylerken görülmüştü.

Görüntülerde, Cambridge Analytica Üst Yöneticisi Alexander Nix'in dünya genelinde gizli şekilde seçim kampanyaları yürüttüklerine yönelik ifadeleri de ortaya çıkmıştı.

Görüntülerde ayrıca, Nix'in ABD başkanlık seçimlerine ilişkin, "Adaylığı sırasında ABD Başkanı Donald Trump ile birçok kez buluştuk. Bütün dijital kampanyayı, televizyon kampanyasını biz yönettik ve bizim verilerimiz stratejilerini belirledi." ifadelerini kullandığı tespit edildi.

Gelişmeler sonrasında Cambridge Analytica tarafından dün yapılan açıklamada, şirket hakkındaki iddiaların ardından Nix'in görevden alındığı duyuruldu.

Öte yandan Facebook ise veri ihlaline yönelik iddiaları kabul etmeyerek, "Facebook kullanıcıları, bilerek bu bilgileri paylaşıyor. Herhangi bir sisteme zorla girilmemiş, herhangi bir şifre çalınmamıştır." açıklamasını yaptı.

Dijital verilerin siyaset için kullanımı

Son yıllarda, teknoloji kullanımının artması ve sosyal medya ağlarının genişlemesiyle küresel anlamda dijital verilerin çeşitli kampanyalarda kullanımı popüler bir hal aldı.

Seçimler ve kampanya yöneticileri bu trende ayak uydurdu ve söz konusu dijital verileri kendi amaçları doğrultusunda kullanmaya başladı. Siyasi partiler, veri uzmanları aracığıyla seçmen e-postalarını, seçmen gelirlerini ve siyasi yönelmelerini toplama yarışına girdi.

Bu veriler, kişiye özel kampanya yapılmasına, rakip adayların olumsuz ifadelerle kontrol altına alınmasına ve sosyal medyada bazı adayların desteklenmesine imkan sağladı.

Öte yandan, AB Komisyonu verilerine göre, Avrupalıların yüzde 90'ı mobil uygulamaların izinsizce kendi verilerini toplamalarından rahatsızlık duyuyor. Vatandaşların yüzde 70'i ise şirketlerin bu verileri kullanma ve kendilerinin bazı özelliklerini ifşa etmelerinden kaygılanıyor.

Bu arada, Avrupa'da gelecek ay yürürlüğe girecek "Genel Veri Koruma Düzenlemesi"nin dijital veri kullanımını önemli ölçüde sınırlandıracağı açıklanmıştı. Yeni düzenlemeyle seçmenlere ait verilerin toplanması, kullanılması veya saklanmasına ilişkin daha sıkı kuralların yürürlüğe girmesi bekleniyor.

Kaynak: aa