~~Sokakta karşılaştığımız herkes, okula dönüşüyorsunuz, diyerek bize nerede ise hayırlı olsun! hadi yaşadınız" dercesine beyanlarda bulunuyor. Bir çok konuda olduğu gibi bu konuda da kamuoyu yanlış bilgilendiriliyor.Yıllardır dershane işletmeciliği yaparak yağıyla kavrulan insanlar açıkça mağdur ediliyor.

 Bu dershane tartışmasından sonra zaten kurumlar batma kapanma noktasına gelmiştir.Kapanma noktasına gelen dershanelere satın almak için müşteri olanların siyasi kimliği gerçekten merak konusudur. Allah'ın dini serbest ticareti müteşebbis hürriyetini öngörüyor. Evrensel hukuk, temel insan hakları bundan yanadır. Ama ülkemizde bunun tam tersine bir dayatma,geri gelen 163 benzeri hesaplaşmalar adına, bu işle hasbelkader iştigal edenleri mağdur ediliyor. Dönüşen kurumlarda ilköğretim, orta öğretim ve lise seviyesinde eğitim yapılmasına rağmen, dönüşümde bunlardan sadece bir bölümde eğitim yapma öngörülüyor. Dershaneler daha önce ruhsatlı olmasına rağmen, yeni ruhsat alınması için, müfettiş raporu zorunlu izinlere tabi tutuluyor. Yani yeni düzenlemelere göre, itfaiye izni,kurumların faaliyette olmasına rağmen, kuruma 100 metre mesafede kahvehane ve benzeri iş yerleri olmaması şartı getirildi.

 100 metre mesafede içki satışı,kumar oynatan vb işletme varsa dershaneler kapanacak, ama bu işletmeler yaşayacaktır.Yani eğitim yasak, içik kumar vb işler serbest öylemi? Öyle ilçeler var ki sırf bu şarta uygun olmadığı için dönüşüm başvurusundan sonra tüm dershaneler kapanır. Çocuklar hafta sonları,içki,kumar,vb işletmeleri ve AVM'leri basa tıka doldurur, ülke böylece çağ atlar(!), eğitimin sorunları böylece çözülür(!) böyle bir gençlik mi istiyorsunuz? Dershanelere verilecek eğitim desteği 4 yıl sonra okula dönme taahhüdünü yerine getirmeyen kurumdan geri alınacaktır.

 Dört yıl boyunca öğrenci için alınan eğitim desteği,öğrencinin eğitiminde harcanmış cüzü bir kar belki bırakmış meblağın tamamı,dönüşüm şartını haklı veya haksız şekilde yerine getiremeyen kurum sahiplerinden bir ay içinde geri alınacaktır. "Aman dershane sahibi ölmesin,iflas etmesin,mutlaka yaşasın" yani alınan destek öğrenciye harcanmasına rağmen, bunu kurum sahibinden geri istemek hemde bir ay içinde talep etmek, ancak totaliter rejimlerde olabilecek, insaf, merhamet ve adalet gerçeğinden yoksun, kin, nefret ve ayırımcılığın daniskasıdır. Yani insanları böyle sıkboğaz etmek, hangi vicdana sığar? Cemaat paralel yapısı ile mücadele adına bu adaletsizliğin, ülkeyi yakıp yıkan, mal ve cana zarar verenden pratik ne farkı vardır? Dershane sahipleri devlete güvendi, kurum açtı, bütün kurum sahipleri için bu kazanılmış hakkı yok saymak, bunun piyasa dengeleri dışında dayatarak,arz talep dengesini tanımayıp, mağdur ederek dönüşüm adı altında dolaylı kapatmak, nasıl bir siyasal anlayıştır? İnsanların işi, aşı ve kurulu düzeni ile oynayacak onu bozacak kadar dünyada kötü bir davranış var mıdır?

İnsanların ekmek teknesi,kuşların kartalların yuvası,fakirin, garibin,özel okul, özel ders, yurt dışı eğitim fırsatı bulamayan, çocukların gelecek ümitleri, okuma hayalleri bozulur mu? Fakirlerin,çaresizlerin çocukları doktor, hakim, savcı ve mühendis olmasın mı? İnsanların rızası helalliği dışında dayatma ile kurum kapatılır mı? Bırakın insanlar gönül rızası ile iflas etsin ve kaderine razı olsun.İflas etme dayatmadan daha onurlu bir hak ve özgürce bir davranıştır. Evlatlarınız imtiyazlı iş aş sahibi olurken, kurumlarına emek veren, ter akıtan, nişan veya evlilik yüzüklerini sermaye yapanlar bu ülkenin evladı değil midir? Hemde okumuş aydın kesime dayatma yapmak hangi kitapta yazar?

 Hangi vicdan Bu haksızlığı kabul eder? Bu anlayış hangi inançta hangi siyasal anlayışta vardır?İmar rantının tavan yaptığı,herkesin mütaahit olmaya çalıştığı büyük şehirlerde imar rantçılarının elinden okul arsa yeri almak deveye hendek atlatmaktan çok daha zordur.O puan uygulaması içi boş vaatten öteye geçemez.Teşvik lafları tam bir balondur, kimlerin teşvik alacağı şu ana kadar sağır sultanın duyduğu tahmin edilen bir gerçektir. İşletmeleri gelmeyen müşterileri siyasi partileri halk kapatmalıdır. Bu gerçeği özümsemeyen her tasarrufun sonu hüsrandır mağduriyetlerdir.

 Dershane sahibi olan, bu işi geçim kapısı olarak gören, hiç bir sosyal ve siyasal kesimle ilgisi olmayan insanların, ilerleyen günlerde merhum Bülent Ecevit'e yapılan kasa eyleminden daha farkı bir tepki ile seslerini duyurmaya hazırlandıklarını, belkide kendilerini yanlış bulsak da yakmaya hazırlandıklarının duyumlarını aldık. Yağmalayan,kalkışma yapan, isyan eden,yakan ve yıkanın itibar görüp, talepleri üzerinden terör örgütlerinin dikkate alınıp örgüt liderinin dinlendiği siyasal ortamda, kurum sahiplerinin başkalarını değil kendini yakması, bir seçenek olarak gündeme gelmişse bu utanç dayatma sahiplerine yetmez mi? Yazıktır bu ülkeye korkutarak, dayatarak, var olmak, ne demokrasiye, ne insan haklarına, nede inancımıza asla sığmaz. Bu ülke'de içki satışı,kumar ve şans oyunları, işletmeleri rekor seviyede büyürken,fuhuş sektörü, uyuşturucu ve kötü alışkanlıklar patlama yaparken sıra dershanelere mi geldi?

Editör: TE Bilişim