Son yıllarda hızla sayısı artan teknokentlerin emlak ofislerine döndüğünü iddia etti. İyi çalışan birkaç teknokenti hariç tutan Oğuz, üretmeyen kuluçkaların ve zombi girişimcilerin artık sorgulanması gerektiğinikaydetti.

İşte teknokentlerin hâlini anlatan o yazı:

“TEKNOKENT Mİ EMLAK OFİSİ Mİ?

Açık iyi bir şey değildir. Aç ve açıkta olmayı çağrıştırır ki öyledir. Benim tanımım şu: Açık ihtiyacı karşılamama hali... Ayağa yetmeyen yorgan... Ya derin kuyu veyahut kısa ip...

Bu yüzdendir ki ben cari açığı da bütçe açığını da "akıl açığıyla" özdeş tutarım ve daha fazla aklın, sürdürülebilir çare olduğuna inanırım.

Devletin üretim ekonomisine sağladığı yığınca destek vardır ve yatırımcıya altyapısı hazır arazi sunmak, bunların içinde ilk sıralarda gelir. Beklenti, yatırım yapacak olanın önünü açmak, ona destek sunmak...

Fakat tecelli bu arazilerin "etik açık" yüzünden istismarına dair binlerce örneğin önümüze konulmasıdır. İleri teknolojik üretim yapsın, inovasyon ile uğraşsın diye arazileri teknoparka dönüştürdük ancak kötü kuluçkaları engelleyemedik. Tıpkı girişimcileri teşvik edelim derken hiçbir şey üretmeden sürekli kaynak tüketen zombi girişimciler gibi...

İleri teknoloji kümelenmesi için kamu, üniversite yakınlarında teknopark kurmaktan maksadımız, bu kuluçkalardan binlerce kartal uçurmak, ekonominin ihtiyaç duyduğu katma değerli üretimi geliştirmek idi. Hatta mümkünse bunları yörüngeye çıkarmak yani 1 milyar $'ı aşan şirketlere dönüştürmekti.

Ancak tecelli farklı oldu. İşini iyi yapan birkaçını özenle ayrı tutarak diyorum ki çoğu teknokent bugün "emlak ofisine" dönüşmüş durumda. İçeride "amaca uygun yenilikçi üretim" yerine, organize sanayi gibi şirketler türedi.

Üstelik burada yer almak isteyen ve hedefi inovasyon olanlar, hava parasına, astronomik emlak maliyetine katlanmak zorunda. Ben, teknokentlere aktarılan kaynakların kısılması taraftarı değilim. Fakat üretmeyen kuluçkaların ve zombi girişimcilerin artık sorgulanması gerektiğine inanıyorum.”

Editör: TE Bilişim