Hayatımda adalet üzeri olmayan çok iktidarlar oldu.

Çok haksız kalabalıklar gördüm,

Çok zalim, zulüm eden yığınlar geldi,

Çok büyük cenaze merasimleri ile karşılaştım.

Yatan mevta da her türlü :

Yalan

Dolan

Entrika

Sahtekârlık

İhanet

Hurafe

Yobazlık

Hırsızlık

Zulüm

Zalim

Mide bulandırıcı ne ararsanız var olan.

Lakin imam dahil cemaatin "riya" içerisinde olduğu cenaze namazlarından.

O kalabalıkların sahte tebessümlerinden, o yalan, o bıyık altından gülerek hak helal etmelerinden.

Hayatım boyunca hep nefret etmiş sorgulamışımdır.

Ömrüm boyunca, ne İktidarlarla, ne kalabalıklarla, ne güçlülerle hiç ama hiç bir ortak yanım ortak değerlerim olmadı.

Hep iktidarlardan, kalabalıklardan, güçlülerden uzak mazlum, mağdur, ezilenlerin, unutulmuşların, ötekileştirilmişlerin, fakir fukara, kimsesiz, tacize uğramış, işçi, emekçi, öğrenci, köylü, çiftçi, yolda kalmışlar ile beraber oldum.

Onlar ile ekmeği mi, o yalnızlıkları, o masumlukları, o saflıkları, o tertemiz yürekliliklerini, o katıksız, hormonsuz yiğit cesur yürekli delikanlı tavırlarını, onurlu, haysiyetli, şerefli duruşlarını onlar ile yaşadım ve paylaştım.

Tasamı, sıkıntımı, dertlerimi, onları dinleyerek unuttum gücüme güç kattım.

Akşam başımı yastığa koyduğumda, o mağdur kimsesiz yoksul bir dost arayanlara bir fiske yardımım dokundu ise çok mutlu ve mutmain oldum.

-Ne hayatımda savunduğum bir siyasi parti iktidar oldu.

Çünkü onlar mahallenin delikanlı yiğit idealist insanlarıydı.

Onların A planı B planı, Brüksel, Washington, Kudüs bağlantıları, ikbal beklentileri yoktu.

- Ne tuttuğum takım şampiyon oldu.

Çünkü onlar mahallenin boş arsalarında okul sonrası, iş çıkışı gazozuna, yemeğine top oynadığımız çocuklardı.

- Ne alış veriş yaptığım esnaf iflah oldu.

Çünkü onlar mahallenin bakkalı, manavı, kasabı, onlar veresiye veriyorlardı.

Onlarda yazar kasa, kredi kartı, kasiyer yoktu.

- Ne o şaşalı havyar, beyaz trüf mantarı, kaz ciğeri, kuş yuvası, sofralarda bulundum.

Bizim yemekler hep sarımsak, soğan kokan, baklagillerden, acılı, bulgur pilavı ayran, kelle paça, işkembe ve dostlar.

Cenazem de tabutumu taşıyacak 4 kişi dışında kimse istemiyorum.

Hayatım boyunca hiç ilişkim olmayan o kalabalıklar ile Allah'ın huzuruna çıkmaktan hicap duyarım.

Dolaysıyla yaşarken beraber, birlikte olmadıklarım ile ölünce de aynı mezarda bulunmakdan imtina ederim.

Bireylerin nirvana da olduğu, egomuzun zirvede yaşadığı, toplumun insanlığın, insani meziyetlerimizin öldüğü, çukurda olduğu zamanı yaşıyoruz ki ;

Buna yaşamak derseniz.

Hakikaten biz yaşıyor muyuz?

Kalın sağlıcakla