Önümüzdeki çok uzun olmayan zamanlarda milletimizi bir vesayet savaşının beklediği görülüyor.

Ufukta görülen bir tarafının milletimiz diğer tarafının PKK/PYD+ABD olduğu vesayet savaşının 40 yıldır aşağı yukarı altyapısı hazırlanıyor.

ABD önce ülkemizde ülkemizin geleceği gençlerimizi birbirine kırdırdı. Ve akabinde 1980’de askeri darbe yapıldı. 10 bin yetişmiş gencimiz toprağa düştü, bir o kadarı cezaevlerinde yıllarca süründü, daha fazlası okuyamadı istikbalinden oldu.

Bu durum tabii olarak yetişen nesilde bir fikri çoraklaşma, bireyselleşme ve korku iklimine sebep oldu.

İtiraz eden, iyiyi isteyen, içinde millet sevgisi olan, gereğinde fedakârlık yapabilme yetisine sahip bir nesil ortadan kaldırıldı.

Sünepe, kapı arkalarında saklanan, kişisel menfaatleri için her şeyi kullanabilecek (din, milliyet, aile dahil) biatçı, edilgen bir neslin önü açıldı.

Alevi - Sünni çekişmesi, laik- dinci çekişmesi, etnik ayrılıklar, Kürt - Türk çekişmesi hepsi denendi.

Fakat cumhuriyet öyle sağlam temellerin üstünde kurulmuştu ki emperyalizm arzu ettiği ayrışmayı bir türlü başaramıyor, milletimizi bölemiyordu.

1990’lı yılların sonlarına doğru toplumumuzun bölünmesi için uzun yıllardır Orta Doğuda denedikleri “ülke bazında siyasi yapılanma gerginliği”ni devreye soktular.

Ülke bazında siyaset sahnesindeki partilerin ya bir etnisiteye ya da bir dini mezhebe dayalı olarak yapılandırdılar.

Sünni parti, alevi ağırlıklı parti, Türk partisi, Kürt partisi.

Siyasi partilerin konumlanmaları bu şekilde oluşturulunca tabii olarak zaman içinde gerginleşmeler ve siyasal konsolidasyonlaşmalar oluşmaya başlıyor.

Toplumsal ayrışma artık milli konularda bile yavaş yavaş görülmeye başlıyor.

Vesayet odağının oluşmasında son plan BOP (Büyük Ortadoğu Projesi) vizyona sokuluyor. Ve Orta Doğudaki itiraz edebilecek tüm ülkeler bölünme sürecine giriyor.

Mısır, Tunus, Suudi Arabistan ve diğer Arap ülkeleri teslim alındı. Libya, Irak, Suriye bölündü, Yemen’de savaş sürüyor.

Ya sonra?

Sonrasını görebilmek için kehanete gerek yok.

Tıpkı 100 yıl önce İngilizlerin, Yunanlıları silahlandırarak vasi olarak Anadolu’nun işgali ile görevlendirdiği gibi, Bu gün de ABD PKK/PYD’yi vasi olarak silahlandırıyor ve milletimize karşı hazırlıyor.

Asıl düşman ABD’dir, PKK/PYD bataklıkta sivrisinektir.

Millet olarak er yada geç ABD ile karşı karşıya geleceğiz.

Karşı karşıya geliş tabii önce vasi olunan ile olacak ama sonuçta vasi ile kavga etmeden bu kavga sonlanmayacaktır.

Toplum olarak bize bu durumda çok önemli bir görev düşmektedir.

Nasıl bayrağımızı her gördüğümüz yerde heyecanlanıyorsak nasıl ki istiklal marşımızı, gençliğe hitabeyi her okuduğumuzda ağlamaklı oluyorsak, bu topraklara vatanımız diyorsak; kaybetmek üzere olduğumuz ortak ve milli meselelerimizde birlikte hareket etme özelliğimizi acilen yeniden güçlendirme yoluna gitmeliyiz.

Tüm toplumumuz bilmelidir ki ABD ve ortağı PKK/PYD en fazla birlikte hareket edebilme yeteneğimizi kaybetmemize güveniyor...