Hemen her ortamda bu soruyla karşılaşıyorum.

Gerçekten biz bu hale nasıl geldik?

Bir taraftan dindarlık gösterisinde bulunuyor,hatta siyasi tercihlerimizi bile buna göre belirlediğimizi söylüyoruz,diğer taraftan  en rezil,en çirkin, en ahlak dışı işleri görmezden geliyoruz.

Dindarız  diyoruz,yolsuzluğa,rüşvete,hırsızlığa alkış tutuyoruz.

Dün şiddetle ret ettiğimiz şeyleri bugün savunuyoruz.

Yanımızda,berimizde insanlar,zulme,gadre uğruyor alkış tutuyoruz. Acıma,merhamet etme hissimizi kaybettik. Kulağımızın dibinde ağlayanları bile duymuyoruz.

Hariri ve içimizdeki ortakları Telekom ihalesinde bu ülkenin 25 milyar dolarını götürdü,sustuk.

SEKA'nın arazileri ona buna peşkeş çekilerek birileri zengin edildi,sustuk.

Devlet ihaleleri hep aynı müteahhitlere verildi, bir defa olsun niçin diye sormadık,sustuk.

Devlet ihale kanunu yüz küsur defa değiştirildi,nedenini merak etmedik,bir defa olsun yüzümüzü ekşitmedik.

Ulaştırma bakanlığının ihalelerinin çoğu çok küçük kırımlarla  maliyetinin üstünde rakamlara ihale edildi,sesimizi çıkarmadık.

Daha dün bir belediyenin 100 km'de 5-6 litre yakan araçlar için 64 litre,yani on katı kadar fatura kestiği ortaya çıktı, gıkımız çıkmadı.

15 Temmuz ihaneti bahane edilerek her türlü baskı,dayatma,meşrulaştırıldı, sesi çıkan FETÖ sopası ile susturuldu, bu nasıl demokrasi diyemedik.

Medya tek sesli hale getirildi, biraz özgür olan kalemler bir bir tasfiye edildi, geçmişte medya tek taraflı yayın yapıyor diyerek ortalığı velveleye verenlerin hiç birinin sesi çıkmadı.

Çünkü biz hiç bir zaman adaleti aramadık.

Çünkü hiç bir zaman demokrasiye inanmadık,onu hep ülkenin altını oyacak en uygun yönetim biçimi olarak gördük.

 Biz, fikir ve düşünce hürriyetine de  inanmadık, serbest olmasını istediğimiz sadece kendi fikirlerimizdi.

Her toplum zaman zaman reflekslerini kaybedebilir,

Ahlaki sarsıntılar geçirebilir,

Fetret dönemine girebilir.

Korkabilir,korkutulabilir,

Hatta susturulabilir.

Ama vicdanını kaybetmemişse  yaşadığı buhran ne kadar derin olursa olsun tekrar kendine gelebilir.

Bir toplum,hırsızlığı,yolsuzluğu,zorbalığı alkışlıyorsa o toplum vicdanını kaybetmiştir, umut etmek için çok az sebep var demektir.

Biz vicdanımızı kaybettik,çünkü artık doğru söyleyeni yuhalıyor, yalan söyleyeni alkışlıyoruz.