Toplum olarak dayanışma, yardımlaşmayı severdik oysa.

Atalarımızdan bir asdır, örf, anane, geleneğimiz.

Böyle büyüdük, böyle yetiştik.

Anamız, ablamız, kız kardeşlerimiz.

Kimi fen bilgisi alır, kimi din bilgisi.

Hiç sorgulanmazdı, sorgulamazdık.

Hem soframızda, gönlümüzde yerleri ayrıydı.

Harçlıklarımızı bölüşür, aynı tabağa kaşık sallardık.

Bize ne oldu?

Okul dönüşü kapıyı tıklardık evde kimse yok ise komşuya geçer sofrasında karnımızı doyururduk.

Bakkal giderken Ayşe teyzenin de kapısını tıklar ihtiyacı sorulurdu.

Dönüşte önce Ayşe teyzenin ekmeği verilir sonra eve girerdik.

Bayram sabahı ilk durağımız Ayşe teyze olurdu.

Kapıda bırakmaz içeri alır.

Önce o güzel el yapması tatlısını yedirir, sonra elini öptürür.

Gideceğimizi bilirdi.

Diğer komşular da var.

Hemen beyaz mendilimizi verir, mendilin içinde kıyağında harçlığımız da hazır.

Peki ne oldu..

Ne olduysa 2000' yıllardan sonra oldu.

Komşuluk bitti.

Ahbaplık bitti.

Dayanışma, geleneklerimiz, saygımız, sevgimiz hiç bir şeyimiz kalmadı.

Ya sonra...

Her şeyimizi kaybetmeye başladık.

Kısa zamanda o kadar çok şeyimizi kaybettik sormayın.

Aile içi ahlakı, sevgiyi,saygıyı ve hoşgörüyü.

Komşuluğumuzu, yardımlaşmayı, selamlaşmayı.

Alın teriyle helal lokma kazanmayı, vicdanı, hakkaniyeti kaybettik.

Bu kadar mı tabiî ki değil.

Duygularımızı, hissiyatımızı.

Velhasıl İNSANLIĞIMIZI kaybettik.

Bütün bunlar nasıl oldu.

Siyasiler sağ olsun.

Toplumu ötekileştirip düşman ettiler.

Meshepcilik oynadılar.

İnançlarımızla topluma komut verdiler.

Yobazlaştırdılar.

Cahilleştirdiler.

Yoksullaştırdılar.

Toplumu kendilerine muhtaç hale bıraktılar.

Toplumu uyuşturdular, ne yazık ki Millet ayılmaya başladı.

Siyasilerin topluma satacakları meta kalmadı.

Kep düştü kel göründü.

Şimdilerde mişlerle işi kurtarmaya çalışıyorlar.

Nasıl mı?

Rejimi Cumhuriyetmiş gibi.

Sistemi Anayasalmış gibi.

Seçimi Demokratikmiş gibi.

Adaleti varmış gibi.

Basını özgürmüş gibi.

Fikirler hürmüş gibi.

Halkı tukmuş gibi.

Fakiri yokmuş gibi.

Hükümeti AK'mış gibi, yönetilen bir Ülkede

Vatandaşmış gibi, yaşamamız isteniyor.