Senin sessizliğin yüreğimi yakıyor, her türlü işkenceye maruz kaldığın halde cuntacılar karşısında da konuşmamıştın. Sana verilen elektrikler, Filistin askıları, falakadan şişen ayakların patlayınca şubat soğuğunda beton zemin üzerinde buz gibi suya tuz atarlar seni üzerinde gezdirirken sırtına bindiklerinde de susmuştun. Neden hala susuyorsun be Musa?

Yüreğimiz hep vatan millet aşkıyla yanarken ne istikbalimizi ne de bizi bekleyen tehlikeleri düşünmüştük. Senin tırnağına zarar gelse hemen acısını hissederdik.

Yüreğimiz kavi, ruhumuzda esen fırtınalarla Türklük aşkıyla yanıyorduk ve Vatan Tehlikede dediler hiç bir şeyi düşünmeden ölümü göze alarak koştuk. Sahi o zamanlar Vatanı tehlikeye atanlar kimlerdi? Hala netleştiremediler..... bizleri suçlu ilan edenler kimlerdi?

Ah be Musa?

Bizler yüreğimiz yumruklarımızda meydanlara Ya Allah diye atılırken köşe bucak kaçanlar ve bizlerin korumasında okullarını bitirenler şimdi bizi beğenmez oldular. İşlerine gelince bizleri kahraman ilan ederken onlar sanki bizden fazla mücadele etmişlerdi.

Ah be Musa?

O zamanlar makam mevki kavgasında olanları hiç görmemiştik, belki de görememiştik. Hep neferiz mücadelemiz ölene son nefes son damla kana kadar diyerek bizler kurşunlara yumruklarımızla koşarken birileri bizlerin makamlarında hesaplar yapıyorlardı.

En önemlisi de önüne siper olduğumuz polisler ve askerlerin komutanları ve bazı askerler dahi…

Yaşadık be Musa, hepsi bizleri arkadan vurmadı mı?

Bizlere işkence yapanlar ve işlemediğimiz suçlardan ceza vermediler mi? Şahitlerimiz kimlerdi be Musa ? işte yüreğimi yakanlarda bunlar işte. O şahitler şimdi bizleri gammazlayan şeref çukurları bizim idealimizin gerçekleştirilmesi için araç olarak kullandığımız Parti de en yüksek makamlarda değiller mi?

Üzülme be Musa?

Bizler bir makam mevki madalya beklememiştik.

Oysa bizlerin üzerinde çok pazarlıklar olmuş da yeni haberimiz oldu. Bu bizim ahmaklığımız veya salaklığımız değildi. Aslında uyanık acar delikanlılardık ve hep iyi niyetimizden. "Kol kırılır yen içinde kalır" safsatasıyla kendimizi avutmadık mı?

Ah be Musa bunları şimdi mi öğreniyoruz?

Birimiz Anadolu'dan gelmişiz, ağa zulmüne, patron sömürmesine, haksızlıklara, partizanlıklara, yandaşlıklara isyan ederken kimimiz Solcu oldu kimimiz Ülkücü kimileri de Din taciri.

Nereden bilebilirdik ki, biz saf temiz kalpli haksızlığa uğrayan Anadolu çocuklarının bir tabancayla hem Solcu hem Ülkücü katledeceğini...

Hep yönlendirilmedik mi, Necip Fazıl dediler karşımıza çıkarttılar iyi bir şair eyvallah ama iyi bir yanıltıcı olduğunu, bizlere gerçek tarih diye uydurmalarını rüyada gördüklerini hayallerini tarih diye yutturmacalarını.

Bazen de dindar Müslüman diye sempati duyduğumuz tarikatlar cemaatlerin aslında o zamanlar gizli bir Türk Düşmanı olduklarını bilemeden sevgi ve saygı duyduğumuz kişilerin şimdi gerçek yüzlerini gösterip Alenen Türk ve Türkiye düşmanlığı yapacaklarını bile bilir miydik?

Haksızlığa karşı çıkan Anadolu gencinin haksızlıklara sömürüye karşı çıkarken bizlerde aynı haksızlıklara sömürüye karşı çıktığımızda önümüze konulan iki şıktan birisini tercih edeceğimiz. Birisi İlahi nizam ile, diğeri Marksist öğreti ile. Arada ne fark vardı ki? Biri Allah'a inanıyor diğeri : "Din uyuşturucu bir afyon" diyordu. İşte asıl mesele burada be Musa. Bizi bir birimize düşürenler kimlerdi? Bir bilebilseydik o zamanlar.... Şu anda çok muhtaç olduğumuz KUVA-İ MİLLİYE RUHU’na o zamanlar sahip olsaydık hiç kardeş kanı dökülür müydü?

Sahi dökülmezdi ama birileri bizi bir birimize vurdurup o kanı mutlaka akıtmalıydılar. ezeli kinlerini öyle kusacaklardı ve bizi yok edeceklerdi.

Şimdi ne farkı var be Musa? işte şimdi yine bizden görünüp, dini inancı sömürüp bizi bize vurdurmaya çalışan Müslüman görüntüsü altındaki Siyonizm’in köpekleri bu kardeş katliamına zemin hazırlamıyorlar mı?

Neden susuyorsun be Musa?

Neden sesini çıkartmıyorsun be Musa?

Neden gerçekleri haykıramıyorsun be Musa?

Yoksa senin kafana da şantaj tabancasıyla dayandılar?

Boş ver be Musa, onlar Türk Milletine karşı silahlansınlar güya bizi yok edecekler. Ama kazdıkları kuyuya kendilerinin düşecekleri gün de var be Musa!

FETÖ terör örgütü diye itham ettiklerine bakalım.

Eyvallah içlerinde iktidar ile birlikte her türlü entrikayı soygunu rüşveti ahlaksızlığı adaletsizliği yapanlar ve sonra menfaatleri çatışınca Cuntacılık oynamaları ve İktidarın bunu kullanması.

Beni hala düşündürüyor be Musa. Neden suçlanan ekmeği teknesi evi barkı her şeyi alınanlardan ses çıkmaz????? Çoook iyi düşün be Musa.....

Aralarında saf temiz kalp ile hizmet diye giden siyasi cambazlığı bilmeyen sadece Dinimi öğreniyorum diyen veya sokakta kalacağıma bu yurtta kalayım bari diyen masumların kanına girenler.. Ben sadece masumlara acıyorum be Musa.

Şimdi Fetö örgütü yaftasını yapıştıran şerefi namusu hırs çıkar olanlar hemen bana da Fetö’cü derler. Zaten dediler. Ateiste, Komüniste, Hristiyan’a dahi Fetö damgası vuranlar bunu da vururlar be Musa.

Hani şu Ergenekon, Balyoz vs. iftiralarıyla Orduyu temizleyip itibarsızlaştırıp, kendi kafalarına uygun satılmışları makamlara getirip güya Cumhuriyeti yıkıp Şeriat devleti kurmak için iktidar ile birlikte kumpas kuranları da unutmadık be Musa.

Bu devirde Tarih bizlere çok şeyler yaşatıyor be Musa.

Ah be Musa biz daha neler göreceğiz. Hele bekle de gör.

Şayet ömrümüz yeterse.