Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş, Lozan Anlaşması’nda gizli madde olmadığına ilişkin son açıklaması ile ilgili köşe yazısında “Bir siyasî parti başkanının partililerini yönlendirdiği konunun ciddiyetine bakın! Güler misiniz, ağlar mısınız?” ifadelerini kullanan Murat Bardakçı’ya tepki gösterdi.

Baş, “Tarihi senden öğrenen nesillere de acıyorum” dedi.

Baş, 20 Mart’taki büyük kongrede “Lozan’da gizli madde var mı?’ sorusunu Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’ne (CİMER) sorun” demişti. Yapılan başvuru karşısında CİMER’den “Lozan Barış Anlaşması’nda gizli maddeler bulunmamakta olup, maden çıkartmamıza engel teşkil eden herhangi bir madde yer almamaktadır” yanıtı verilmişti.

Gazeteci Murat Bardakçı, köşe yazısında şu ifadeleri kullandı:

Minyatür bir siyasî partinin andlaşmada gizli maddelerin bulunduğuna hakikaten inanan yahut taraftarlarının dikkatini çekmek maksadıyla inanmış görünen başkanının teşviki üzerine bir partili CİMER’e başvurup ‘Lozan’da madenlerimizi çıkarmaya engel gizli bir madde var mı?’ diye sormuş ve ‘Lozan Barış Andlaşması’nda gizli maddeler bulunmamakta olup, maden çıkartmamıza engel teşkil eden herhangi bir madde yer almamaktadır’ cevabı verilmiş. Soruyu soran vatandaş da aldığı cevabı sosyal medya hesabından paylaşıp ‘Bu meseleyi Cumhurbaşkanlığı’na sorun’ diye akıl veren genel başkanını ‘Yokmuş başkanım’ diye bilgilendirmiş... Bir siyasî parti başkanının partililerini yönlendirdiği konunun ciddiyetine bakın! Güler misiniz, ağlar mısınız?

Baş, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda Bardakçı’ya “Senin entelektüel seviyeni yesinler. Olayı anlamaktan uzak, ufak idrakin ile aklınca bana sataştın. Tarihi senden öğrenen nesillere de acıyorum. Amacınızın ne olduğunun da farkındayız. Ayrıca minyatür sensin. Edepsizliğin lüzumu yok” karşılığın verdi.

“KENDİSİNE UYGUN BİR SIFAT BULAMADIM”

BTP Sözcüsü Emre Polat ise Bardakçı’ya şöyle tepki gösterdi:

Murat Bardakçı isimli bir şahıs, Genel Başkanımızın ‘Lozan'da gizli madde var’ yalanını ortaya çıkarma gayretinden rahatsız olmuş. Bunu da kendisine yakışan bayağı üslubuyla ifade etmiş. Öncelikle belirtmek isterim ki, kendisine uygun bir sıfat bulamadım. ‘Sarayın tarihçisi’ diyeceğim tarihçi değil. ‘Sarayın gazetecisi’ diyeceğim gazeteci değil. Biz en iyisi ‘Sarayın şeyi’ diyelim.

Ama bildiğimiz başka sıfatları var. Mesela belli etmemeye çalışır ama Atatürk'ü hiç sevmez, hatta nefret eder. Kim bilir belki de bu özelliğini babasından almıştır. Babası Anıtkabir'e ‘utanç çukuru’ diyecek kadar azılı bir Atatürk düşmanıydı. Atatürk'ün dindarlığı kendisini fazlasıyla rahatsız eder. Çünkü ona ‘Atatürk'ü dinsiz gösterme’ misyonu verilmiştir. Bu misyonunu yıllardır yerine getirir. Hatta, Atatürk'ün soyu ile ilgili açıklamalar yapan bir şahsı, eğer bu söylemlerine devam ederse bir dönem tarih programı yaptığı TV kanalına çıkarmamakla tehdit edecek kadar azılı bir Atatürk düşmanıdır. Dediğim gibi tarihçiliği yoktur ama parayla Osmanlı arşivlerinden belgeler çıkarttırıp transkript ettirir. Sonra da bunları kendi çıkarıp okumuş gibi pazarlar, kitaplar yayınlar.

“DAHA DİNLEDİĞİNİ, OKUDUĞUNU ANLAMAKTAN ACİZ”

Böyle sorunlu birinin Bağımsız Türkiye Partisi'nden ve Lozan'dan rahatsız olması hiç şaşırtıcı değil. Daha dinlediğini, okuduğunu anlamaktan aciz Sarayın şeyi, kendini nimetten saymış. Neymiş efendim Lozan'daki gizli madde muhabbeti bu şeyin bir ironi yazısından çıkmış. Sarayın şeyi, Genel Başkanımızın Kongrede yaptığı konuşmada Lozan'da gizli madde olmadığını tane tane anlatmasını bile anlamaktan aciz.

“RESMİ CEVAP ALANA DEK DEVAM EDECEK”

Genel Başkanımızın tarihi çıkışı ve çağrısı ile harekete geçen vatandaşlarımız resmi kanallara başvurular yaparak bu yalan rüzgarına son vermeye çalışmaktadır. Ama böyle önemli bir konuda, konunun muhatabı Sayın Cumhurbaşkanı'ndan resmi bir cevap alana dek mücadelemiz devam edecektir.

Editör: TE Bilişim