Sayın Cumhurbaşkanı yine çok ilginç laflar etmiş. Kendine has üslubu ile genç yaşta evliliği tavsiye etmiş, hakim ve savcılara talimatla yön vermeye çalışmıştır.

Bu lafları söyleyen kim olursa olsun, Cumhurbaşkanı da olsa eleştiri konusu olacaktır. Ne demek genç yaşta evlilik. Bu konu çok hassas bir konudur. Kaldı ki Türkiye’de uzun zamandır çocuk evlilikleri tartışma konusudur. Bazı kendini entelektüele veya hoca zanneden sapkın kişiler zaten 6 yaşından sonra evliliklerin olabileceğini ifade ettikleri bir ortamda genç evlilikleri teşvik etmek pek ala yanlış anlaşılmalara yol açabilecek bir durumdur. Biz öncelikle çocuk yaşta evliliklere, daha çok çocuk gelinler konusunu çözmeden böyle genç evlilikleri teşvik etmenin doğru olmadığını düşünüyoruz.

Bizim Türkçemizde ‘Vur deyince öldür anladı’ diye bir söz vardır. Sayın Cumhurbaşkanımızın bu sözünü kendisine referans edecek o kadar sapkın kişi çıkabilir ki çocuk yaşta evlilikleri meşru sayacaklardır. Bu çok tehlikeli bir açıklamadır. Sayın Cumhurbaşkanı belki çok iyi niyetle söylese bile bu işe teşne o kadar abaza ve sapkın kişiler aramızda dolaşırken bu söz çok yanlış mecralara çekilebilir.

Sayın Cumhurbaşkanı’nın en manidar açıklaması de hukukçularla ilgili olanı idi. Ne diyordu Cumhurbaşkanı; “Bu kanunların sayfaları arasındaki maddelere değil vicdanınıza kulak verin"

Şimdi eğri oturup doğru konuşalım derim. Kanunların olmadığı bir yerde dağ kanunları geçer.

Sayın Cumhurbaşkanı genç yaşta evliliği teşvik eden sözünden sonra hukukçulara hitap ederken bize göre çok daha tehlikeli bir cümle sarf etmiştir. Hukukçular, Türk Milleti adına karar verirken ilk müracaat ettikleri mercii Mer’i kanunlarımızdır. Kanunlar bir toplumun düzenli yönetilmesi için çıkarılmış kurallar manzumesidir. Eğer siz kanunları hiçe sayarak kendi kurallarınızı uygulamaya kalkarsanız o toplumda kargaşa ve düzensizlikler baş gösterecektir. Kanunlar hepimizin uyması gereken kurallardır. Dahası kanunlar sana göre veya bana göre diye kategorize edilemez. Kanunlar herkese eşit uygulanmak durumundadır.

Ne demek? Hakim ve savcılara hitaben; ‘Bu kanunların sayfaları arasındaki maddelere değil vicdanlarınıza kulak verin’ ne demek? Bu laf çok tehlikelidir. Bundan sonra hakim ve savcılar kendi dünya görüşleri doğrultusunda karar verirlerse ve gerekçe olarak ta sayın Erdoğan’ın sözlerini kendilerine paravan yapabilirler. Efendim benim vicdanım böyle diyor, bak Cumhurbaşkanımız da bize vicdanınıza danışın dedi diyebilirler. Bu ise toplumda içinden çıkılmaz bir kargaşanın kapısını aralayacaktır. Kanunlarımız savcı ve hakimlere yeteri kadar zaten vicdanlarını kullanma konusunda bir tolerans bırakmıştır. Bugüne kadar yasalar bu şekilde uygulanmıştır. Örnek verirsek bir mahkumun hakkında iyi hal durumunu tayin etmek o hakimin tamamen vicdani kararıdır. İsterse iyi hal durumunu uygulamayabilir. Başka bir şekilde ise; bir suçlunun tutuklanması veya tutuklanmaması konusunda savcı veya hakim o andaki kanun maddelerine bakar ve vicdani kanaatini de katarak ya tutuklanmasına karar verir veya denetimli serbestlik maddesini uygulayarak serbest bırakır.

Aynı suçu işleyen iki kişiden birisi tutuklanırken, diğeri serbest kalıyorsa bu o savcı veya hakimin vicdani kararından kaynaklanmaktadır.

SON SÖZ OLARAK TEKRAR EDİYORUM; SAVCI VE HAKİMLERİMİZ, KANUN VE YASALARI UYGULARKEN YETERİ KADAR ZATEN VİCDANİ KANAATLERİNİ KULLANIYORLAR. HAKİM VE SAVCILARA SİZ KANUNLARA BAKMAYIN. VİCDANINIZI DİNLEYİN DEMEK BİRLİKTE YAŞADIĞIMIZ TOPLUMA YAPILABİLECEK EN BÜYÜK KÖTÜLÜKTÜR. YAPMAYIN SAYIN CUMHURBAŞKANIM. BU YAŞADIĞIMIZ TOPLUMDA KARGAŞA DEMEKTİR. YASALARA İTAATSİZLİK DEMEKTİR. BU GÜZEL ÜLKEMİZE KIYMAYIN.

NE MUTLU TÜRKÜM VE MÜSLÜMANIM DİYENE, VE DİYEBİLENE