Bu nasıl bir ihanet çemberi?

Abone Ol

Üç kıtaya hükmetmiş bir imparatorluk kalıntısı olarak 780 bin metre kare bir yere mecbur bırakılmışız. Öyle bir ihanet çemberi ki; akıl sır erecek gibi değil. Biz Ülkücüler ve Türk Milliyetçileri olarak her zaman diyoruz. Henüz bu ülke Türkler tarafından idare edilmedi. Bu güne kadar geldiğimiz noktada bunu daha da açık bir şekilde görüyoruz. Bizden görünüp te ihanet çemberine hizmet edenlere de şahit olduk ve oluyoruz. Hani meşhur bir hikayedir. Kurt ve yavrusu hikayesi

Anlatalım:

KURT VE YAVRUSU

Kurt, hayata yeni başlayan yavrusuna dünyayı tanıtmaktadır. Çıktıkları dağın zirvesinden ovada yayılan koyun sürüsünü gören yavru, babasına sorar:

-Bunlar nedir?

Babası anlatır.

-O gördüğün etrafa dağılmış yaratıklar, koyundur. Etleri çok lezzetlidir. Fırsatını bulursan hemen birini yakala. Onlar senin nasibindir.

Yavru bu defa çobanı göstererek sorar:

-Sırtında keçe, elinde değnek olan ve ayakta duran kimdir?

Baba bu defa çobanı anlatır.

-Sürünün koruyucusudur. Sakın ona yaklaşma. Gördüğün zaman kaç ve saklan.

Yavru, sürünün etrafında dolaşan köpeği merak eder.

-Orada bize benzeyen biri var. O kimdir?

Baba iç çekerek cevap verir:

-Ah yavrum. Asıl ocağımızı söndüren o bize benzeyip de bizden olmayandır. Sürünün köpeğidir.

Ondan uzak dur...!

Şimdi sen 8 milyona yakın Suriyeliyi ülkemize almışsın. Daha yeni başlayan akın akın ülkemize gelmekte olan Afganlıları hiçbir kaydı olmadın sınırlarımızı açmışsın ondan sonra da biz bu ülkede en iyi yaptığımız şey göç sorunudur diyorsun. Yemezler. Bu ülkenin demografik yapısını değiştirmek istiyorsunuz. Türkiye’de Türkleri azınlığa düşürmek istiyorsunuz. Ağzımı bozmak istemiyorum. Bir parti genel başkan yardımcısı diyor ki; Suriyeliler geri gitmeyecek. Türkler geldikleri Orta Asya’ya gidebilirler diyor. Bu nasıl bir ifadedir. Bu nasıl bir mantıktır. Hikayede ki gibi bize benziyor, konuşunca gayet Türkçesi de düzgün ama bizden değil.

Bu ülke’de resmi kurumların tabelalarında ki TC. harflerini kaldırdınız. Andımızı yasakladınız. İstiklal Marşımızı bile tartışmaya açtınız. Askerlerimizin dağlara yazdıkları “NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE” ibaresini kazıdınız. Gücünüz yetse Türk kelimesini Anayasadan kaldırmayı bile teklif ettiniz. Yine Anayasamızın ilk 4 maddesinin kaldırılmasını dahi istediniz. Daha bundan sonra ne yapacaksınız merak ediyorum. Bu ülkeyi silahsız, savaşsız çoğunluğu Arap olan yabancılara teslim etmenize az kaldı. Ama Türk Milletinin amiyane tabirle ayranını kabartmayın. Ne kadar gizli gizli silahlansanız da, sivillere ne kadar silah dağıtsanız da bu milletin ayranı kabardığı zaman daha dün Kastamonu’da meydana gelen sel gibi önünde duramazsınız. Kaçacak delik ararsınız.

Son söz olarak Türk Milletinin sinir uçları ile oynamayın. İstiklal harbinde bu millet 7 düvele karşı nasıl bir mücadele verdi hatırlayın. Bu millet sizin tahmin ettiğiniz kadar koyun sürüsü değil, her ne kadar kendisini koyun gibi hissedenler olsa bile bir gün onlar da koyun sürüsü olmadıklarını anlayacak ve uyanacaklardır. Bilesiniz.

NE MUTLU TÜRKÜM VE MÜSLÜMANIM DİYENE VE DİYEBİLENE