Çok kısa bir süreye sıkıştırılan baskın seçimin propaganda döneminin bitişine yaklaştığımız şu günlerde Türkiye'nin manzarayı umumisi üzerine kıvırmadan , yandan dolanmadan bir tahlil yapalım .
Malumunuz bu seçimde iki ayrı sandıkta iki ayrı oy kullanacağız. Birinci sandıkta partili cumhurbaşkanı ”hadi kıvırmadan söyleyelim BAŞKAN” için oy kullanırken ikinci sandıkta milletvekilleri için oy kullanacağız.
Milletvekili seçiminde bu güne kadar denenmeyen bir tescilli ittifak sistemi uygulanacağı için partiler oy pusulasında ittifak yaptıkları diğer partilerle her biri kendi amblemleriyle ayrı aday listeleri ile ama ayni ittifak karesinde seçime girecekler.
Bilindiği gibi CUMHUR İTTİFAKINDA AKP VE MHP kendi amblem ve listeleriyle yer alırken BBP den bazı isimler AKP listelerinden aday gösterildiler
MİLLET İTTİFAKINDA DA CHP İYİ PARTİ SAADET PARTİSİ kendi amblem ve aday listeleriyle oy pusulasında yerlerini alırken bazı DP'liler İYİ PARTİ listelerinden aday gösterildiler

Seçmen ittifak listelerindeki partilerden birine mührü vurduğu anda o partiyi seçmiş olduğu için oy hesabında oy o partiye yazılırken orta noktaya çizgiler üzerine vurulan mühürde o oy ittifaka vurulmuş oy olarak değerlendirileceği için seçim sonu hesaplamalarda ittifak içindeki partilerin aldıkları oy yüzdeleri oranında ittifak içindeki partilere dağıtılacak şekilde hesaplanacak
HDP seçime yalnız girdiği için ülke genelinde %10 barajını aşmak durumunda olacak ki aşamazsa parlamento dışında kalacak.
İttifaklar toplu halde %10 barajını geçtikleri anda ittifak listesindeki bütün partiler barajı geçmiş olacaklar. .

Görüldüğü gibi seçime giren partilerin HDP dışında baraj sorunu olmayacak .
Bu bilgilerin ışığında ve partilerin liderlerin Başkan adaylarının propoganda dönemi performanslarına ülkenin genel politik ekonomik sosyal iç ve dış görünüşlerine bakarak bir analitik değerlendirme yapalım

Yalnız bu değerlendirmeyi yaparken Türk seçmen profilinin çok özel bir yapısı olduğunu özellikle tercihlerde bölgesel alt yapıların eğitim ve kültür düzeyinin din tarikat cemaat yapılanmalarının mezhep önceliklerinin batı demokrasisini oluşturan ülkelerin seçmen profilleriyle önemli farklılıklar gösterebildiği gerçeklerini göz ardı etmeden olabildiğimiz kadarı ile yansız ve objektif bir değerlendirme yapacağız.

Öncelikle CUMHUR ittifakının birincil partisi AKP ve başkan adayı mevcut cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan başlayalım
Tayyip bey 16 yıldır partisi AKP'nin çok üstünde bir popülariteye sahip. Karizmatik ve pervasız kişiliği ile özellikle emperyal dış dünyaya karşı olan sert çıkışları popülist politikaları ile bilhassa muhafazakâr manevi değerlerine bağlı geniş halk yığınlarının gönüllerinde bir mitoloji kahramanı fenomeni olarak yerleşti.

Sürekli partisinin çok önünde oldu halk nezdinde. AKP'nin sürekli lokomotifi oldu.
Ülkemizin şu andaki görüntüsü her açıdan gerçekten iyi değil. Dış politika ekonomi yargı sürekli SOS veriyor . Her ne kadar batı emperyalizminin Osmanlının son yüzyılından beri Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyetine bakış açısı ve uyguladığı politikalar böl paçala politikaları olsa dahi bir ATATÜRK dönemindeki uygulanan dış politika stratejileri örnekleri de bütün çıplaklığıyla ortadadır.

ATATÜRK dönemindeki saygın ve batı değerlerine bağlı olsa da SSCB ile olan ölçülü ilişkilerimiz dış politikamızın altın dönemleridir
Yurtta sulh cihanda sulh ilkeli politikalar uyguladığımız yıllar Avrupa'da faşist ve komünist diktatörlerin iktidar yıllarıdır
Maalesef bu gün neredeyse tüm komşularımızla problemli bir hale gelen istikrarsız ve güven vermeyen bugün ilişkilerimizin iyi olduğu ülkelerin bile acaba diye şüphe ile baktıkları bir ülke görünümündeyiz.
İçeride ABD'nin baskısı ve Henry Barker Devid Phlips e hazırlatılan bir açılım projesi Beşir Atalay'a okutularak hayata geçirilmiş Güneydoğuda bağımsız bir Kürt devletinin alt yapısı hazırlanmış 900 km lik Suriye sınırımız ve Irak sınırımız emperyal sistemin bize dikte ettirdiği biçimde ülkemiz için ateşten gömlek durumuna getirilmiş neredeyse tamamen bitirilmiş olan PKK'nın bugünkü gücüne ulaşmasını sağlayan yanlış politikalar uygulanmıştır

Ülke içinde tarikat ve cemaatler emperyal güç odaklarının destekleri ile yıllarca neredeyse iktidar ortağı olmuşlar TSK yı Yargıyı Emniyet güçlerini teslim almışlar milli güçleri bağımsız Türkiye diyen etkin çevreleri Ergenekon ve Balyoz operasyonları ile zindanlara tıkmışlar ve ancak zaman içinde ABD ile olan BOP ortaklığı eşbaşkanlığı sürecinde Suriye politikalarında ABD ye ters düşüp radikal Sünni bir İslâm imparatorluğu acaba bu kargaşada mümkün olur mu arayışları ABD tarafından fark edilip AKP iktidarıyla ilişkilerini sınırlayıp kontrolündeki “ filmin esas oğlanı” FETÖ örgütünü AKP ye karşı operasyonlara zorlayınca Hakan Fidan operasyonu 17-25 Aralık operasyonları ortaya çıktı ve Tayyip bey de Dershaneleri kapatıyorum la buna karşılık verdi.

15 Temmuz hain darbe teşebbüsü bu gelişmelerin nihai halkasıdır ve bu darbe yalın bir sümüklü imam darbesi değil CİA ve FBI'nin içinde olduğu çok vahim sonuçlar verebilecek bir teşebbüstür ve şükür ki erken istihbarat ile olabileceklerin en hafifi ile atlatılmıştır.
Eğer ABD ile Suriye ayrışması dolayısıyla ters düşülmese idi inanın ki bu gün halâ FETÖ değil sayın hocam hoca efendi olarak tüm kurumlar üzerinde bir cemaat hakimiyeti sürecek ve cemaat AKP işbirliği sürerken Ergenekon ve Balyoz mağdurları halâ zindanlarda olacaklardı.

Bu gün fiili durum yargı ve yasama tamamen yürütmenin kontrolünde ve bağımlıdırlar 24 Haziranda anayasal olarak tek adamın emir ve komuta sisteminde olacaktır.
Dolar 5 tl ye Euro 6 TL ye yol alırken benzin ve mazot 6-7 TL bandını zorluyor patates ve soğan da ben de varım deyip 5-6 TL'ye ulaşmış durumda.

İnanın böyle bir tablo batı demokrasilerinde olsa iktidar partisi ilk seçimlerde %1 oylara düşer. Ama burası Türkiye ve burada özel bir durum söz konusu !
Bir sıkı nutuk bir ayet bir hadis okunur müritler şeyhi uçurur ve eğitimsiz geniş halk yığınları yaşa var ol sesleri arasında kendilerine küçük nimetler sağlayan güçlerin yanında yer alırlar

Kabul edelim ki bu vahim tablo karşısında da Türkiye'de Tayyip bey dışında hiç bir lider varlığını devam ettiremez ezilir giderdi.
Tayyip beyin fenomen oluşu bu seçimi son üç günde her şey olabilir durumuna sokuyor
Tayyip bey dışında bu koşullarda iktidarda şu bey veya bu hanım kim olursa olsun %4-5 oylarla ezilir giderdi

Yalnız şunu da ilâve edelim ki bu seçim kesinlikle 2. Tura 8 Temmuza kalır ve 24 Hazirandaki Meclis seçiminde de AKP asla aradığını bulamaz. Tespitlerimize göre “reise devam AKP ye ceza keselim” diyen önemli bir bölüm var.

CUMHUR ittifakının 2. partisi MHP ye gelince içindeki çok ciddi bir kırılmaya İYİ PARTİ ye çok büyük bir kaymaya karşın Devlet bey bence bu defa önce ülkem prensibini çiğneyerek önce partim diyerek CUMHUR ittifakı içinde yer alıp ittifaklı seçim sistemini AKP ye kabul ettirip MHP'nin TBMM ne girmesini garantiye aldı
Ayrıca ısrarla belirtiyorum ki MHP anketlerin biçtiği 5- 7 bandı ve 20 milletvekilinin çok üzerinde bir netice alacaktır

16 yıldır ülkücü kökenli olup güç odağı olarak gördükleri için AKP ye kayan muhafazakâr eski ülkücü seçmen bilhassa Orta Anadolu illerinde Karadeniz'de nasıl olsa oylar ayni yerde birleşiyor mantığıyla CUMHUR ittifakına oy verirken mührü 16 yıldır bastığı AKP ye değil eski aşkları üç hilâle basacaktır
Göreceğiz ki AKP oylarında bir miktar düşüş MHP oylarında bir miktar yükseliş olacaktır

MİLLET İTTİFAKI'na gelince çok enteresan gelişmeler ve son bir ayda çok zikzaklı gelişmeler yaşandığını gördük.
Bir ay önceye kadar ülkenin her noktasındaki CHP'lilerle birebir yüzlerce yüz yüze görüşmelerimizde MERAL AKŞENER'e karşı tarif edilemez bir ilgi gözlemliyorduk. Direkt İYİ partiyi tercih etmeye hazırlanan CHP seçmeni ve belki bunların 10 katı milletvekilliğinde CHP ye Cumhurbaşkanlığında Meral hanıma oy vereceğiz çünkü Tayyip beye oy veren kitleleri çözerse ancak Meral hanım çözer diyorlardı
Ne olduysa Muharrem İnce’nin meydanlara çıkmasıyla oldu Tayyip beyin karşısında ona kendi anladığı dille cevap veren vehitabet sanatını en az Tayyip bey kadar kullanan polemikten korkmayan samimi içten ifadeleriyle” Yalova'nın Elmalı köyünde halen oturan Makedonya göçmeni Türk bir ana ile Rizeli Türk bir kamyon şoförünün oğlu fizik öğretmeni Muharrem İnceyim ben” ifadeleriyle kendini tanıtan zeybek oynayan horon tepen şiir yazan türkü okuyan Muharrem ince bütün taşları yerinden oynatıp Meral hanıma yönelen CHP oylarını n neredeyse tamamını CHP ye geri çevirdi

İçten tavırları ile ezilmeyen dik duran tavrı ile klâsik CHP %25 ini üstüne çıkıp %30 ları bulacağını düşünürken CHP'nin adalet yürüyüşü Muharrem İnceyi aday göstermesi ve İYİ partiye kurulan tezgâhı bozup geçici 15 milletvekili transferi baştan yıpranan kan kaybeden CHP'yi bir kaç puan da olsa %25 bandını geçmesini sağlayacaktır .

İYİ PARTİ ye gelince MHP parti içi muhalefeti olarak ortaya ilk çıkıldığının 5-6-7 aylarındaki MERAL AKŞENER ilgisi 2002 deki Tayyip Bey dip dalgasını andırıyordu
Tüm umutsuz kitleler solun ucundan sağın ucuna kadar ortak bir kurtarıcı bulduk demeyebaşlayıp AKP yi Tayyip beyi devirirse bu kadın devirir deyip heyecanlı bir bekleyişe girdiler
AKP ve Saray desteği ile Meral hanımın önü emir komuta altındaki yargı ve kolluk güçleri ile kesilip tüzük kurultayında da tüm ikazlarımıza rağmen yanlış stratejiler uygulanıp bağımlı yargının ekmeğine yağ sürülünce hakim karakuşi örneği kararlarla tüzük kongresi iptal edilip MHP kongresine sokulmayıp ihraçlar başlatılınca yeni stratejiler ortaya konup partileşme tartışılırken 15 Temmuz hain darbe teşebbüsü ve olağanüstü hal ilânı önemli çapta bir kan kaybına yol açtı

Devlet bey Başkanlık sistemi ve Anayasa değişikliği teklifi ile bir anda gündemi değiştirince referandum sürecinde sahaya ine meral hanım kayıp puanların yarısına yakınını toparlayıp kimsesizlerin kimi umutsuzların umudu olmaya devam etti
Parti kuruluş sürecinde yapılan önemli stratejik hatalar şişirilmiş bir takım balon isimler kartondan kaplanlar yolda bulduklarını yola beraber çıktıklarına tercih etme hataları yola ilk çıkanların büyük çoğunluğunu bir küskünler ordusuna çevirdi.

Hele seçim sürecindeki aday tercihlerinde yapılan fahiş hatalar harekete 1 saatini vermemiş ve şeçim tarihi açıklanmadan 45 gün önce ilçe başkanı olmuş olanlar milletvekili adayı yapılırken Meral hanımla 2 yıl Anadolu'yu karış karış gezmiş birikimli donanımlı kariyerli kişiler listelere bile aınmadılar. Bazı yerlerde liste başı olarak bomboş laci parlak takımlı damalı kravatlı büyük telefonlu ithal gözlüklü Erol Güngörden Yusuf Akçoradan Hegel den Voltaireden habersiz altın kolyeli bileklikli klâsik şehir magandaları aday yapıldı

Ve Muharrem ince büyük bir performans gösterince de Meral hanım doğal olarak ilk ikiye girip ikinci tur şansını kaybetti ki buna en fazla üzülenlerden biriyim zira halâ inanıyorum ki mevcut seçmen profilimizde İYİ parti içindeki tüm bu yanlışlara rağmen Meral hanım 2. turda Tayyip beyi geçebilecek tek alternatifti

Muharrem incenin tüm bu olağanüstü performansına rağmen 2. turda bir Türkiye gerçeği olan Türkiye seçmen profili ile Tayyip beyi belki zorlayabileceğini ama Başkanlık seçimini Tayyip beyin alacağını düşünüyorum
İYİ parti CHP ve Sadet partisi ittifakı içinde olduğu için parlamentoya gurup kurarak girecektir lâkin barajın fifti fifti sınırındayız HDP baraj altı kalırsa Millet ittifakı kesin mecliste azınlıkta kalır diye akıllı bir propaganda yapan HDP nin milletvekili sayısı kesin İYİ PARTİ'nin üstünde olur ve HDP parti olarak Demirtaş'ın başkanlık oyundan fazla oy alır

Saadet partisi ve Temel Karamollaoğlu demokratik söylemleri ile ilgi çekse de %2-3 bandını ancak bulabilirler

Netice olarak mecliste AKP ve MHP'nin Cumhur ittifakının 300 ü geçmesi ancak HDP'nin barajın altında kalması ile mümkündür
Tayyip bey başkan seçilirse ve ayni zamanda HDP barajı geçerse parlamentoda çoğunluk muhalefette olur ki o zaman Başkan kısmi olarak denetlenebilir

Tayyip beyin o zaman kendini riske atıp yeniden seçime gidip gitmeyeceğini bekleyip göreceğiz.

Not: Bazı hukukçular Tayyip beyin 3. defa aday olamayacağı için bu ihtimalin olmadığını yazıyorlar ki bence hatalı bir yorum

Yeni anayasa ile bu bir yürütme erkinin başının seçimi olan bir Başkanlık seçimidir

İlk dönemki yalnız bir devlet başkanlığı olan yetkileri sınırlı olan parlamenter sistem içindeki bir organ olan cumhurbaşkanlığıdır

İki organ anayasal olarak nitelik olarak tamamen farklıdır

Ve bu bir Başkanlık seçimidir ki kim gelirse gelsin bundan başka bir dönem daha aday olmaya hakkı vardır

Gerçi Muharrem İnce ve Meral Akşener den biri seçilirse halka verdikleri bir taahhüt bir söz gereği sistemi değiştirip yeniden parlamenter sisteme döneceklerdir