Günümüzde engellilere karşı duyarlılık veya farkındalık eskiye göre artmış olsa bile hala engellilere karşı hoyratça davrananları gördükçe içim bir hoş oluyor.

Benim engelli bir torunum var. Adı GÖKALP. Bu yavrumuz otistik. Dolayısı ile bazı davranışlarını kontrol edemiyor. Yukarıda da dediğim gibi toplumumuzdaki engellilere karşı duyarlılık çok fazla olmadığı için bazı hoş olmayan durumlarla karşılaşıyoruz.

Bir gün Samsun Büyük Camii’nde namaz kılıyordum. Gökalp’te kenarda oturuyor ve elindeki telefonla kendine uygun videoları açıyor ve izliyor. Telefon’un sesi çok yüksek olmasa da yinede duyuluyordu. Yaşı 70-80 civarında bir dede başladı Gökalp’e laflar söylemeye. Ben de selam verdim ve dedim ki o çocuk otizmli yani engelli bir çocuk. Yapmayın, öyle ulu orta bağırmayın. Adam ya engellinin ne olduğunun farkında değildi veya bilerek konuşmaya devam ediyordu. Yanımızda namaz kılan 30 yaşlarında bir genç te bak amca o çocuk engelliymiş hala ne bağırıyorsun diye çıkıştı. Ve vatandaş hala söylene söylene Camiyi terk etti.

Bazen de çocuğun yaptığı olayı hoş karşılamayan çıkıyor. Durumu izah ettikten sonra özür diliyor ve anlayışla karşılayanlar da oluyordu.

Ben gazeteci olduğum için gittiğim her resmi kuruluşlara veya basın toplantılarına torunum Gökalp’i de götürüyordum. Çünkü o engellileri topluma kazandırmak ve sosyalleşmelerini sağlamak lazımdı. Bu resmi kuruluşlardan birisi de Samsun Tekkeköy Belediyesi’dir. Belediyenin Basın Müdürü Selahattin Serkan Korkmaz kardeşimiz o kadar anlayışlı ki ne zaman gitsek yanında olmasa da gider başka odalardan veya Belediye Başkanlık makamından Gökalp’e çikolata getirir. Bu artık bir alışkanlık haline geldi. Çocuk istemese de Selahattin artık kendisini Gökalp’e çikolata vermek zorunda hissediyordu. Allah Selahattin kardeşimizden razı olsun. Onun gibi anlayışlı ve duyarlı insanların sayısı artar inşallah.

Yine son günlerde yaşadığım bir olayı burada anlatmak istiyorum. İlişkilerimizin iyi olduğunu düşündüğüm bir parti il başkanını bir gazeteci olarak ziyarete gitmiştim. Oda da iki üç kişi daha vardı. İl Başkanı nezaket! Gösterip bize çikolata ikram etti. Ben de dedim ki sayın başkanım bende seker hastalığı var ben o tür gıdalardan uzak duruyorum. Sen benim hakkımı da torunum Gökalp’e ver o çikolatayı çok sever dedim. Nitekim ikram faslı bitti bir süre sohbet ettikten sonra Göklp aldığı çikolataları bitirdi ve masanın üzerinde bulunan çikolata kutusuna yöneldi. İl Başkanı kardeşimiz! İse bir hışımla dur dur diye çocuğun çikolata almasını engelledi. Çok fazla belli etmedim ama son derece moralim bozulmuştu. Çocuğun alacağı çikolata iki veya üç adet çikolata olacaktı. Bu nasıl bir duyarlılıktı, o çocuk çikolata kutusunu hepsini alsa ne olacaktı sanki. Günlerdir bu olay benim içimi kemiriyordu. Dolayısı ile “3 Kasım Dünya Engelliler Günü” anısına bu olayı ifade etmek istedim.

Başka bir olay daha anlatmak istiyorum. Bundan 1 ay kadar önce Samsun Atakum Belediye Başkanı Cemil DEVECİ beyi makamında ziyarete gitmiştik. Yine benim torun çikolatalara saldırdı ve bayağı da almıştı. Cemil Başkanım çocuğun durumunu fark edince yanında bulunan hem de Samsun’un çok tutulan bir pastanesine ait çikolata kutusunu çantasıyla birlikte Gökalp’e verdi. Bu benim yavrumuza hediyemdir dedi. Ben hayır olmaz dememe rağmen verdi. Kendisini bu duyarlı davranışından dolayı kutluyorum. Şimdi ikisi de belli yaşlara gelmiş ve makam işgal eden kişiler. Yaptıkları davranışları da kısaca ifade ettiğimi düşünüyorum. Yorumu siz okuyucularıma bırakıyorum.

NE MUTLU TÜRKÜM VE MÜSLÜMANIM DİYENE VE DİYEBİLENE