Corona virüsü ilk Çin’in Wuhan kentinde görülmüştü. Ama kısa sürede dünyayı sarsmaya devam ediyor. Virüsün ilk çıktığı günden beri 3 ay geçti. Ak Parti iktidarını ilk defa özellikle de Sağlık Bakanlığını bu virüs konusunda çok ciddi hazırlıklar yapması nedeniyle tebrik etmemiz gerekiyor. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, ilk günden itibaren gerekli tedbirleri aldıklarını ve bu çalışmalarını da kısa aralıklarla basın açıklamaları ile halkı bilgilendirmesi iki kere takdir edilecek bir durumdu.

Dünyayı sarsan Coronavirüs konusunda Türkiye kendisini daha ne kadar koruyacaktı? Nihayet henüz kim ve hangi ilde çıktığı açıklanmayan bir kişide Coronavirüsün çıktığı açıklandı. Ve Türkiye’de alınan tedbirler iki katına çıkarıldığı gibi çok radikal kararlar da alındı. Okullar 2 hafta tatil edildi. Öğrencilere birinci hafta evde tatil geçirmeleri istendi. İkinci hafta ise uzaktan eğitim ile eğitime devam kararı alındı. İnsanların toplu olarak bulunabilecekleri her türlü etkinlikler iptal edildi.(Spor müsabakaları, tiyatrolar, müzeler, hastane ziyaretleri, Cezaevi ziyaretleri v.s.)

Coronavirüs’ün çok tehlikeli olduğunu gördük. Kısa bir süre içinde dünyayı kasıp kavurdu. Ancak Coronavirüs’ten daha tehlikeli olanı da siyasi virüslerdir. Coronavirüsün er veya geç çaresi bulunacaktır. Ancak siyasi virüsün ebediyen çaresi bulunamayacaktır. Siyasi virüs öyle bir virüs ki; girdiği vücuttan ölene kadar çıkmayan bir virüstür.

Bu kapsamda siyasi virüsün topyekun kötü olduğunu söylemek te haksızlık olur. Zira siyaseti kendisine meslek edinmiş dürüst namuslu, haysiyetli bir şekilde yapan insanları tenzih etmek durumundayım. Vatandaş teveccüh gösterdiği sürece siyasetine devam etmişinde bir sakınca da yoktur. Ancak siyaseti bir ticari araç, makam mevki ve mal mülk edinme hırsıyla yapan haris siyasetçiler var ya, işte en tehlikeli siyasi virüsü kapmış demektir.

Siyasi virüs öyle bir virüs ki dün birbirlerine ağıza alınmayacak ağır hakaretleri yapan siyasetçilerin bugün kol kola hem de yeni tabirle kanka olduklarını görmekteyiz. İsim vermemize gerek te görmüyorum. Daha önce bu isimleri çok yazdık ve yaygın medyada da yazıldı, çizildi. Bunları hemen herkesin bildiğini düşünüyorum. Geçmişte adı ‘Fırıldak Kubi’ye çıkan bir siyasetçi vardı. Şimdiki siyasetçiler Fırıldak Kubi’yi fersah fersah geride bıraktılar.

Bu siyasi virüs hadisesine son bir örnek olsun diye, İyi Parti’den istifa edip Ak parti’ye geçen Tuğba Vuran Çokal ismini verebilirim. Çünkü çok yeni bir hadise. 2018 yılında Ak Parti iktidarı için söylediklerini Sözcü Gazetesi bugünkü sayısında manşetten verdi. Gazetenin manşetini yorumsuz olarak aşağıya alıyorum.

Yine aynı Milletvekili’nin 3 Kasım 2019 tarihinde TBMM’de yaptığı konuşmadan bir kesiti aşağıya alıyorum. (YORUMSUZ)

İYİ Parti’den istifa eden Tuba Vural Çokal, AKP’ye geçti. Tuba Vural Çokal, daha dört ay önce 3 Kasım 2019 tarihinde Meclis kürsüsünden yaptığı konuşmada, “Mesela Sayın Cumhurbaşkanımıza ilişkin en küçük bir yorum, savcılar tarafından mercek altına alınırken, Atatürk’e ve Cumhuriyet’e sövenlere dokunan yok” diye iktidarı eleştirmişti.

‘Ülkücüler dışlanıyor’ diyerek İYİ Parti’den istifa eden Antalya Milletvekili Tuba Vural Çokal, AKP’ye katıldı. Çokal’a rozetini grup toplantısında AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan taktı.

Bu son örnek bile siyasi virüsün ne kadar öldürücü olduğunu göstermiyor mu? Asıl Coronavirüs’ten önce bu siyasi virüse çare bulmak lazım diye düşünüyorum.

NE MUTLU TÜRKÜM VE MÜSLÜMANIM DİYENE, VE DİYEBİLENE