23 Nisan 1920'de Ankara'da TBMM açıldı.

Mustafa Kemal Paşa TBMM Başkanlığına seçildi.

Ankara Hükümetinde Bakanlar Milletvekillerinin oyları ile seçiliyordu.

Ankara hükümetinin ilk Dışişleri Bakanlığına Osetya doğumlu Bekir Sami Kunduh getirildi.

Cumhuriyetin ilanına kadar Ahmet Muhtar Mollaoğlu ve Yusuf Kemal Tengirşenk Ankara Hükümetinin Dışişleri Bakanları olarak görev yaptılar.

Lozan Barış Antlaşması için İsmet Paşa Dışişleri Bakanlığına atandı.

29 Ekim 1923'de Cumhuriyet ilan edildikten sonra İstanbul'da yaşayan diplomatların büyük çoğunluğunun Ankara'ya dönmediklerini görüyoruz.

İstanbul'dan Ankara'ya trenle gelen yolcuların kravatlı olanlarının Dışişleri Bakanlığında diplomat olarak görevlendirildikleri de söylenmektedir.

1961 yılına kadar Dışişleri Bakanlığında 2 sınıf diplomat var idi.

Meslekten diplomatlar veya alaylı diplomatlar.

Alaylı diplomatların büyük çoğunluğu ilkokul, ortaokul ve lise mezunu idi.

Dışişleri Bakanlığında uzun süre Büyükelçi olarak hizmet eden Yahya Kemal Beyatlı, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Memduh Şevket Esendal ve Selim Sarper gibi anlı-şanlı Büyükelçilerimiz sadece lise mezunuydular.

Selim Sarper 1933 yılında Odesa'da alaylı bir Konsolos iken Ankara Hukuk Fakültesini bitirmiş ve Moskova Büyükelçiliğine atanmıştır.

Büyükelçi Selim Sarper'in daha sonra 1960-1962 yıllarında Dışişleri Bakanı olarak ihtilal hükümeti ile İsmet İnönü hükümetinde Dışişleri Bakanı olarak görev yaptığını görüyoruz.

1930'li yıllarda Başbakan İsmet İnönü'nün, ilkokul mezunu makam şoförünü yurt dışına Konsolos olarak atadığını da biliyoruz.

1961 yılına kadar Türkiye'nin Rodos, Üsküp, Gümülcine, Filibe, Burgaz, Köstence, Odesa, Tuapse, Tebriz, Rızaiye ve Musul Konsoloslarımız arasında en eğitimlisi lise mezunuydu.

1995 yılında bir konferans için Almanya'nın Nürnberg şehrine gelen Dışişleri Bakanlığı eski Müsteşarı, Emekli Büyükelçi Kamuran Gürün ile yakın dostluk kurdum.

Rahmetli Büyükelçi Gürün'ü Nürnberg'deki Hitler'in miting yaptığı meydana götürdüm.

Aylardan Ocak olduğu için her taraf kar ile kaplıydı.

Rahmetli Büyükelçi, Hitler'in ateşli konuşmalarını yaptığı meşhur miting alanındaki kürsüye çıktı, sağa ve sola baktı, üzgün bir şekilde mermer kürsüden indi.

Gürün ile yürümeye başladık. Baba-oğul gibi sohbet etmeye başladık.

Bir ara "Sayın Büyükelçim, Büyükelçi olmak için ne yapmak lazım?" diye sordum.

Rahmetli Büyükelçi, "Vahit yaramı deşme. Ben apartmanıma kapıcı yapmayacağım yeteneksiz adamları maalesef Büyükelçi yapmak mecburiyetinde kaldık. Yanlışlıkla Büyükelçi yaptığımız insanlar oldu. Utandığımız için yanlışlıkla Büyükelçi yaptığımız kişilerin kararnamelerini Başbakanlıktan geri çekmeye utandık." dedi.

2018 yılına kadar Büyükelçi olarak atanacak kişilerin son 6 yıllık sicil not ortalamasının 90'nın üzerinde olması, genel müdür yardımcılığı, müstakil daire başkanlığı veya birinci sınıf başkonsolosluk yapması gerekiyordu.

Bu sistem bana göre yanlış ve subjektif bir değerlendirme idi.

Büyükelçilik istisnai bir memuriyet olduğu için siyasi irade Keçiören Belediyesinde görevli zabıta memurunu herhangi bir ülkeye Büyükelçi olarak atayabilir.

Cumhuriyet'ten bu tarafa mesleklerinde kendilerini ispatlamış önemli kişilerin çeşitli ülkelere Büyükelçi olarak atandığını görüyoruz.

Son 40 yıl içerisinde diplomat kökenli olmayan general, amiral, vali, prof. vb. makamlardaki kişilerin yurt dışına Büyükelçi olarak atandığını bilmem hatırlatmaya gerek var mı?

Gelişmiş batı ülkelerinde iş insanı, akademisyen veya sendikacıların ülkelerini yurt dışında Büyükelçi olarak temsil ettiklerini görüyoruz.

Esasen Büyükelçilik makamı bir temsil makamı olup, meslekten diplomat olmayı gerektirmemektedir.

Dışişleri Bakanlığı dışından atanan Büyükelçilere 6 aylık bir diplomatik kurs verilebilir ve maiyetlerine diplomat kökenli iyi yetişmiş müsteşar veya başkatip atanabilir.

Diplomat kökenli Büyükelçiler uzun yıllar devlet memurluğu yaptığı için daha korkak olmaktadırlar.

Hâlbuki dışarıdan atanan liyakatli Büyükelçilerin daha cesur ve atak olduklarına şahit oluyoruz.

Şu anda Dışişleri Bakanlığındaki mevcut Büyükelçilerin yarısının Bakanlık dışından atanmasının ülkemiz yararına olabileceğini düşünüyorum.

Keyfiyeti Sayın Cumhurbaşkanımızın takdir ve tensiplerine en derin saygılarımla arz ediyorum.