Yazacaklarım bazılarını tahrik edebilir ama tersinden baktığınızda bu gerçeği görmeden de gelemeyiz!
Bu anlam da  yıllardır bizim anlatmalarımıza, uyarmalarımıza rağmen, bir türlü ikna edemediğimiz doğrular da buluşamadığımız ülküdaşlarımızı inandıran bizi haklı çıkaran özellikle başrollerde olan Şefkat Çetin, Yıldıray Çiçek, Semih Yalçın, İsmet Büyükataman, Oktay Öztürk, Zuhal Topçu gibi isimlerde Değişim taleplerinin veya bu taleplerin çığ gibi büyümesinde katkıları çok büyüktür. Öylesine bariz, galiz hatalar yaptılarki artık bizim yazmamıza, anlatmamıza hiç ihtiyaç bırakmadılar! MHP'yi manevi anlamda baraj altına düşme rezilliğinden daha vahim sonuçlara mahkum ettiler! Bu suçun hiç kuşkusuz bir çok isim ve suç ortakları daha fazla! Ancak baş sorumlu şüphe yokki Sn.Devlet Bahçelidir!
Tabiki bu hatalar ülkücünün uyanmasına tek başına yetmezdi.

İşte bu uyanışın önderliğine hiç çekinmeden bedenini  koyan Sn.Meral Akşener ve arkadaşları bu tepkileri MHP'nin dolayısı ile ülkücülerin iktidar özlemini vücut haline getiren baş kahramanlardır…

Yazıma sevgili Cüneyt Öztürk'ün çok güzel bir tespiti ile devam edeceğim.
Bir tarafta büyük kalabalıklar toplayan, halkı heyecanlandıran Meral Akşener Türkiye'yi bir uçtan bir uca dolaşıyor, Ümit Özdağ kendisine yakışan, bütün camiayı gururlandıran bir şekilde Diyarbakır'da MHP'yi temsil ediyor, Sinan Ogan televizyonlarda ve sahada gençliğin dinamizmini yansıtıyor, Koray Aydın, Suat Başaran, Sait Gönen, Süleyman Servet Sazak Türkiye'nin her köşesinde istişarelerini sürdürüyor, diğer tarafta ülkemiz içte ve dışta çok sıkıntılı günler yaşarken MHP Genel Merkezi haber niteliği dahi taşımayan, gündem olmaktan uzak grup konuşmaları ve twitter mesajlarıyla haftaları, ayları geçirmeye devam ediyor. 
İyi ki muhalefet var demekten kendimi alamıyorum.
Cüneyt Öztürk
Kaynak

Bu tespite aynen katıldıktan sonra Bu işin görünen,görünmeyen,bilinen bilinmeyen gizli kahramanlarınıda hatırlamak istiyorum. Kalpak ve bastonu ile Yörük Ali paşa unutulurmu?

Musavat Dervişoğlu, Suat Başaran,Ahmet Çelik, Servet Avcı,M.Tolga Akalın, İsmail Altun, Yavuz Ceylan, Hayati Arkaz, Alpaslan Alpaslan, Harun Öztürk,Cevat Saraç, Metin Ergün, Mustafa Çakıroğlu, Nihat Kula, Enez Kaplan, Ahmet Gürses, Ayhan Erel, Ali Ateş, Yasin Öztürk,Ömer Süslü, Ali Kurt, Bekir Çetin, Ceyhan Demir, Ender Çerdik, Fatih Demirkol, Göksel Taşçı, Hasan Kızılboğa, İbrahim Dizdar, Arif Amoca, Berat Yılmazer, Hakkı Özyurt, Habib Suiçmez,Hayrettin Barut,Yücel Coşkun, Müjdat Öztürk, Ali Çolak, Sezgin Çelik, Ragıp Özkan,Seyit Yücel, Abdul Vahap Erdem, Hüseyin Özgür gibi yüzlerce adlarını sığdıramayacağımız kadar çok bayraklaşmış arkadaşımız var.

Burada Yazmadığım Devlet memurluğu devam etmekle birlikte çocukluklarından beri davamıza hizmet eden fakat yasa gereği siyasi partiye üye olamayıp resmen faaliyet yapması engel olan kahramanlarımızıda unutmayalım.

Yine arka planda ilçe başkanlarımız ve binlerce yöneticimizin yanısıra baş kahramanlarımız Üst kurul delegelerimizdir.
Bu süreç ülkücülere kilometrelerce uzaklarda bazen fiziken bazen manen kucaklaşma fırsatı sunmuştur. Ülkücüler uzun yıllar sonra birbirlerine sevgiyle sımsıkı sarılmış etrafa umut saçmaya başlamışlardır. 

Herbiri birbirinden değerli arkadaşlarımız dostlarımız ülküdaşlarımız üzerine hergün yeni bir iftira atıp bu noktadan yıpratmaya çalışan kalemiyle tetikçilik yapan sosyal medyada genel merkez benide fark etsin diye saçma sapan söylemlerde bulunan kimseye feda edecek bir ülküdaşımız yoktur! Kendi içimizde de birilerinin ön plana çıkmasıyla onu eleştirecek aşağı çekmeye çalışacak zamanımız yoktur. Artık fazla fotoğraf çekilmek değil çok çalışmak öne çıkmanın ilk şartıdır, eğer ön plana çıkanların ardından Başbuğumuzun tarif ettiği bizans oyunlarıyla iş çevirerek bir yere gelineceğini düşünmek yanlıştır tavsiyem tüm arkadaşlarımıza çalışmak mücadele vermektir!

MHP'de Demokrasi öncülerimiz yazımda Sn.Sinan Ogan beye yer vermemem asla onun güzel duruşunu inkar anlamına gelmez!Sinan Ogan'ın bu sürece katkısı çoktur. Ben o yazımda bu süreçten ziyade geçmişi hatırlatmaktı. Başbuğumuzun doktoru Sn.Selim Kaptanoğlu da teşekkürü hak edenlerdendir. Unuttuklarımızı hatırladıkça diğer yazılarımızda yazmaya devam edeceğim…