Çakal!

Sinsi, pusucu bir hayvan.

Bu aralar Kızılırmak Deltası’nda maalesef sayıları binleri çok aşmış durumda.

Geçtiğimiz günlerde yine bir vatandaşın gündüz vakti iki koyununu parçaladı!

Bir önceki hafta da başka bir vatandaşın gece vakti ağılındaki koyununu parçalamış yemiş.

Böyle onlarca örnek olay var!

Çakal sayısı o kadar arttı ki bölgede 15-20’li gruplar halinde geziyorlar.

Vatandaşlar sadece Geleriç bölgesinde binden fazla, deltanın tamamında ise çok daha fazla çakal olabileceğinden bahsediyor.

Çakal bu, çok hareketli hayvan!

Geceleri deltada çakal uluması durmaz oldu!

Çakallar vatandaşın koyununa saldırınca önceden karakola girer derdini anlatırdı!

Karakol ise alan yönetimine, alan yönetimi SAMKUŞ’a, SAMKUŞ karakola, karakol Milli Parklara bildiriyor!

Bildiriyor da ne oluyor?

Sonuç?

Sonuç yok!

Çakallar alanda cirit atıyor!

O ona, o ona derken olan vatandaşın koyununa oluyor!

Vatandaş artık kaderine razı olmuş!

“Kimi kime şikayet edeyim” diye isyan edip çakallara boyun eğmiş!

Köylü çakalı vursa yasak!

Yapıştır cezayı gitsin!

Bu iş sürek avı olmadan çözülmez!

Son 2-3 yıldır sürekli bu sorun dile getiriliyor ama yok yok yok!

Vatandaşı bu çakallardan kim kurtaracak?

Geçtiğimiz günlerde Milli Parklar’ın bölgeye saldığı sülünleri bile yemiş çakallar!

Çakal bu!

Aç kaldığında ne bulursa saldırıp yiyor!

Genel bilinenin aksine sadece et değil sebze ve meyve de yiyor çakal!

İlginç değil mi?

Vatandaş anlatıyor; “Çakal karpuz, kavun ve mısır gibi çeşitli sebze ve meyveleri de yiyor.”

Çözüm?

Bekliyoruz!

***

Domuz!

Yaban domuzu!

Bulduğunu yiyen, çok hızlı üreyen bir hayvan!

Doğaya bilinen bir faydası da yok!

Domuz o kadar hızlı ürüyor ki;

Bir domuz bir yılda 3-4 defa doğum yapar.

Bir seferde 20'ye yakın yavru yapabiliyor.

İlk yavrularının da tekrar anneleriyle beraber doğum yaptığı hesaplanırsa, 1 domuz 1 yılda 480 domuza ulaşabiliyor.

Kızılırmak Deltası kuş cenneti evet ama bugünlerde tam bir yaban domuz cenneti!

Domuzu da vurmak yasak!

Vatandaş anlatıyor;

“Geçen yıl mısır ektim. Her gece domuzlar tarlayı kaza kaza ne mısır alabildim ne bir şey”

Diğer bir vatandaş anlatıyor;

“Hayvanlara kışlık yem için silaj yaptım. Domuzlar tonlarca silajımı ve üzerindeki örtüleri parçaladı. Silaj hava aldı. Silajın kalanını hayvanlara erken de olsa yedirdik ama zararım büyük”

Ne yapsın bu vatandaş?

Sadece iki örnek değil yüzlerde mağdur vatandaş var bölgede!

***

Deltadaki çakallar ve domuzlar!

Ağlanacak haline güler olmuş artık vatandaş!

Çakalı, domuzu vatandaştan yasalarla, cezalarla koruyan Alan Yönetimi, vatandaşı çakallardan domuzlardan neden korumuyor?

Doğa demek sadece manda, kuş, domuz, çakal demek mi?

İnsan bunun neresinde?

Bu insanlar buraya uzaydan mı geldi?

Ekolojide, ekosistemde insan kavramı yok mu?

Amacınız deltayı insansızlaştırmak mı?

Alan Yönetimi, Milli Parklar, Jandarma çakalı domuzu koruduğu kadar neden vatandaşı korumuyor!

Neden konu vatandaş olunca tüm kurumlar suskun!

Kim bu kurumlara ne amaçla baskı yapıyor?

Neden bir sürek avını bölgeye çok görüyor!

İllaki gündüz gündüz bu kara kışta domuzun, çakalın insanlara saldırması mı bekleniyor?

Vatandaşın zararını, kaybını bu yoklukta kim karşılayacak?

Nedir bu çakal, domuz sevdası?

***

Gelinen noktada;

Yanlış işler,

Yanlış kararlar,

Yanlı ve yanlış adamlar bölgedeki vatandaşı bezdirmiş bir halde!

Bu yanlışlar, yanlış kişiler, yanlış yönetim zihniyeti değişmeli!

Bölgeyi turizme açacağız diye milyonlarca lira harcayarak yapılan reklam sonrası kontrolsüz olarak bölgeye gelenlerden bölge korunmak zorunda kaldı!

Tekerleme gibi değil mi!

Sorunu yaratanlarla, bu sorunları çözmek için sözde çözüm getirenler aynı kişi ve zihniyet!

Sorun sorunu yarattı!

“Ben yaptım oldu” zihniyeti bölgeyi kör düğüm etti!

***

Gelelim kapalı yol konusuna!

İki ilçeyi bağlayan, yüzlerce yıldır kullanılan yol kapatıldı!

Bölgeye fütursuzca yapılan reklamlarla çağırılan kontrolsüz yığınlar alana bindirince çareyi yolu kesmekte buldunuz!

Yolu kestiniz yolu!

Yolu kapattınız!

Kuş Cennetine beton yolu yapan siz, kapatan da siz!

Milyonları oraya çağıran da siz, çağırdıklarınıza yol kapatan da siz!

Eskiden beton yolumuz yoktu ama köyden köye erişimimiz vardı!

Onu bile çok gördünüz.

Öyle ki bölgeye girmek Gürcistan’a girmekten daha zor!

Köylüler dertli!

Kendi çalıp kendi oynayanlardan cezayı bölge vatandaşları çekiyor!

Soruyorum size bu yol mağduriyetinin sorumlusu kim?

Köylü mü?

***

Böylesi bir alanı sadece cezalarla, yaslarla, kısıtlamalarla, bölge halkını cezalandırırcasına yönetemezsiniz!

Yapılan her işin, alınan her kararın bir sonucu var!

Bu sonuçları düşünmeden, kamunun kılıcını elinize alıp “Nasıl olsa kimse hesap sormuyor” diyerek sağa-sola sallayamazsınız.

Bölge halkını süreçlere dahil etmeden “Halkı devlete küstürürcesine, düşman edercesine” yapılan işlerin sosyal dinamiklerini yok sayarcasına “Kendi haline bırakılmış, gözden uzak bir alan” bakış açısı ile sürdürülebilir bir yapı oluşturamazsınız.

Yapılan toplantılarda muhtarları, kanat önderlerini dinlemeden, dinlese de dikkate almadan, kamu adına kamuya yani halka eziyet edemezsiniz.

Bu süreçler bölge halkı adına eziyete döndü, görün bunu artık!

Bir şekilde “Kamuya düşman olmak için nedenleri olan” kişileri bölgede inisiyatif veremezsiniz.

Sonra günü gelir “Bunu buraya kim getirdi?” diye hesap sorar!

Kalın sağlıcakla.