Geçen yazımızda demokrasilerin nasıl yaşatılacağına değinmiştik, bugün nasıl öldürüldüklerini anlatacağız. Steven Levıtsky ile Danıel Zıblatt, Demokrasiler Nasıl ölür isimli kitaplarında, demokrasilerin artık askeri darbelerden çok demokratik görünümlü operasyonlarla inkitaya uğratıldığını söylüyorlar.

2012'de Chavez tekrar seçildiğinde, seçime girişin serbest ve fakat seçimin adil olmadığını belirten yazarlar, çünkü bu tarihe gelinceye kadar Chavez'in medyanın büyük kısmını ya ele geçirdiğini ya da susturduğunu,devlet imkanlarını tamamen kendi yararına kullandığını belirtiyorlar.

Demokratik yollarla iktidarların otoriterleşmesi, darbelerin aksine belli bir süreç içinde ve daha yavaş gerçekleştiği için, yönetimin nereye gittiğinin teşhis edilmesi zordur. Çoğu zaman toplum bunu, demokrasinin tahkim edilmesi olarak görür. Ve yapılan uyarıları dikkate almaz.

Yazarlara göre, hükümetlerin demokrasiyi yıkmak için gösterdiği çabaların birçoğu yasal sınırlar içinde kaldığı için yasama organları tarafından tanınıp, mahkemelerce bir tehdit olarak görülmeyebiliyor. Hatta, bu çabalar yasamayı daha etkili kılarak,yozlaşma ile savaşarak ya da seçim süreçlerini temizleyerek demokrasiyi daha gelişiyormuş gibi gösterilebiliyor. Böyle oluca da toplum yönetimin nereye gittiğini fark edemiyor. Nitekim, Venezuela'da 2011 yılında yapılan bir ankette Venezuela'lıların yüzde 51'den daha fazlası ülkelerinin demokratik olduğu yönünde oy kullanmıştır.

Demokrasileri kişisel hırsları ile diktatörlüğe sürükleyen radikal siyasetçileri önceden tespit etmenin zorluğuna işaret eden Levıtsky ve Zıblatt, bunun için tiranları tanıma kılavuzu olarak ifade edilebilecek bir dizi kriter önerirler. Onlara göre şu dört kriter diktatörleri tanımak için yeterlidir:

1.Oyunun demokratik kurallarını ret etmek ya da onlara gösterilen bağlılığı zayıflatmak.Anayasa veya mahkemelerin verdiği kararları ret etmek,temel sivil ve siyasi hakları kısıtlamak,seçimleri iptal etmek veya kazanamadığı seçimlerin meşruluğunu tartışmaya açmak bu başlık altında incelenebilir.

2.Siyasi rakiplerinin meşruluğunu ret etmek. Bu başlığa şu hususlar girer: Rakiplerini yıkıcı,hain, ulusal güvenlik için tehdit olarak görmek, hiç bir kanıt olmadan onların kanuna karşı çıktıklarını veya çıkma potansiyeli taşıdıklarını iddia ederek onları demokratik yarıştan uzaklaştırmaya, suçlu göstermeye çalışmak.

3.Şiddeti görmezden gelmek ya da desteklemek. Yasadışı şiddete başvuran örgütsel yapılar ile ilişki içinde olmak,rakiplerine yapılan saldırılara sponsor olmak veya kınamamak, taraftarlarının uyguladığı şiddeti görmezden gelmek,geçmişte ya da dünyanın başka bölgelerinde yaşanan şiddet olaylarını övmüş yahut kınamayı ret etmek.

4.Medya dahil muhalefetin sivil özgürlüklerini kısıtlamaya hazır olmak.Karalama,hükümeti eleştirmeyi ya da belli sivil ve siyasi organizasyonları engelleyen kanunları genişletmek,sivil özgürlükleri kısıtlayan yasaları desteklemek.Basını ve sivil eleştirileri cezalandırmakla tehdit etmek. Başka ülkelerde alınan baskıcı yöntemleri övmek.

Yazarlara göre bu özelliklere sahip olan siyasetçilerin otokrat eğilimler taşıdığını söylemek mümkün dür. Chavez, Trump gibi siyasetçilerden örnekler veren Levıtsky ve Zıblatt, demokrasilerin yaşamasını anayasaların yazılı olmayan standartlarına uymakla mümkün olduğunu ifade ederler. Demokratik standartların zayıflamasının nedeni, partilerin politik görüş farklarını ırk ve kültüre dayalı bir varoluşsal soruna dönüştürmeleri ve aşırı kutuplaşmalarıdır. Tarihte ki demokrasi çöküşlerinin araştırılmasında ortaya çıkan en kesin sonuç, aşırı kutuplaşmanın demokrasiyi öldürebileceğidir. Onlara göre, bu gerçeğe rağmen populist liderler kriz üreterek, yahut kamplaşmaları derinleştirerek ayakta kalmaya çalışırlar. Seçilmiş diktatörler, mahkemeleri ve diğer tarafsız kurumları kendi dostları ile doldurup silah haline getirerek,medyayı ve özel sektörü satın alarak ya da onları sessiz kalmaya zorlayarak ve siyasi alanı kendi lehlerine çevirmek için kuralları baştan yazarak yıkarlar.Seçim ile sonuçlanan otoriter rejimlerin paradoksu,demokrasi katillerinin demokrasiyi yıkmak için demokrasinin kendi kurumlarını adım adım,kurnazca ve hatta yasal olarak kullanmalarıdır.