Milletlerin tarih yolculuğu vardır, önemli zamanlarda yapılan veya yapılmayanlar kaderlerinde belirleyici olabilir.

Türk milleti çeşitli sebeplerden orta Asya'daki yaşamını orada bırakıp batıya göçmüş, kendisine batıda yaşam alanları aramış, bu hareket yaklaşık 2000 yıl sürmüştür.

Hareketli yaşam ve göç hareketleri hala sürmektedir (Herkes çevresinde Türkmen, Kazak görüyordur herhalde göç bu Suriyeli göçü bir emperyalist projedir doğal insan akışının dışında yaptırılmıştır yaptırılmaya da devam ediyor)

Türk milleti, zaman içinde çevresinde ve dünya siyasetinde önemli başat unsur olabilecek devletlerin ve maddi imkanların sahibi olmuştur.

Türk Milletinin yaşamı için kırılma noktaları 1400’lü yılların sonlarında Avrupa milletlerinin Rönesans hareketiyle bilimselleşirken ve uzak ülkeleri (Amerika, Afrika) fethederlerken, Türk devletini yönetenler Doğu'ya dönmüş bir Türk devleti olan Safevilerle savaşmış.

Arabistan'ı Mısır'ı ve halifeliği almış, yolunu Şeyhülislam fetvalarıyla çizmiştir. Duraklama gerileme başlamıştır.

1789 Fransız ihtilali Avrupa'da sanayileşme ve milletleşme hareketlerini başlatmış, sanayi devrimi olmuş, buharlı gemi, uçak, tıbbi buluşlar olmuş.

Bizde ise İstanbul boğazı kenarına çeşitli saraylar kasırlar inşa edilmiş çöküş ve iflas hazırlanmıştır.

Avrupa'dan 135 yıl sonra biz Atatürk ve Ziya Gökalp’le millet olduğumuzu hatırlamışız. "Türkleşmek, İslamlaşmak, Muasırlaşmak" temelinde devletimizi küllerinden yeniden kurmuşuz.

2000’li yılların başı, baş döndürücü insanlık mucizeleriyle yaşanıyor bu yazıyı telefonumda yazıp dileyen herkese ulaştırabiliyorum. Akıllı binalar, akıllı trafik lambaları, MR ve tıbbi gelişmeler vesaire.

Bu arada Hindistan 74 milyon dolar maliyetle Mars gezegenine uydu gönderip yerleştirmiş veri akışı da başlamış.

Biz ise Ankara Beştepe’de 2 milyar dolar harcayıp 1100 odası olan bir saray yaptırdık.

Bu paraya yaklaşık 30 uydu çeşitli gezegenlere gönderilir, insanlığa ve milletimize bir hizmet bir gelişme olarak yansıtılırdı.

Fakat bizim sarayda oturan fazla akıllı telefondan ve sosyal medyadan şikâyet etti geçenlerde.

Ne oldu, Boğaz'daki saraylar kaç kişiye hizmet ediyor?

Milletimize katkısı ne?

Şimdiki ne olacak?

Zaman'ın ruhunu dar görüşlü zihinsel engelli burnunun ucunu göremeyen, milletini değil kendini ön planda tutan insanlarla yakalayamayız.

Görüntüde Külhanbeyi lazım olmamalı.

Biz kalbi delikanlı, kendini milletine emanet edecek ,milleti için her fedakarlığı yapacak kendisini yetiştirmiş , defosu olmayan , emperyalizmin kullanamayacağı birikimli yöneticilerle belki kalan zamanı yakalayabiliriz.

Bu gece 2022 yılına girdik.

Hırsları akıllarının önüne geçmiş, Milleti İttifak adı altında kamplara bölen, bizatihi kendileri toplumsal gerginlik ve iç düşmanlık sebepleri olan siyasetçilerle yol yürümemeliyiz.

Hiç kimse “Alternatif yok, ne yapayım” demesin.

Biraz sağımıza solumuza bakarsak Türk milletinin gerçek evlatlarını sokakta, sahalarda görebiliriz.

Geçenlerde Akit TV programında masaya Atatürk büstünü koydu.

Birkaç gün evvel İzmir’de ayrıcalıklı bir Suriyeli kuyumcuya dükkanında kimlik sordu.

Destek olursak Türklük ayağa kalkar.

Yok seyreder duyarsız kalırsak Güneydoğu’da PKK’istan , İstanbul’da metropoliten, ve aklımıza getirmediklerimiz gelecek…