Maşallah hepsi rüzgar gibiler.

Esip gürlüyorlar.

Hepsinin dilinde maske üreten birkaç tekstil atölyesi.

Gerekirse el koyarlarmış kanunen hakları varmış.

Doğru.

Bir devletin “ mücbir sebepler “ oluştuğunda olağanüstü yetkileri

Vardır olmalıdır da.

Ülke insanımızın ihtiyacı varken maske yapıp stoklayan veya içerinin ihtiyacını dışarıya satanlar harp zamanlarında karaborsacılık yapan tefecilerden savaşta şehit olanların malına konan karaktersizlerden pek farkları yoktur.

Sayın bakanlar toplumumuzun ihtiyacı olan maske dezenfektan temizlik ürünü veya ne eksiklik var ise toplum adına bedelini ödeyerek tabii alıp halka ücreti ile veya hibe olarak dağıtmalıdır bu durum zaten onların bakan olma görevidir.

Sayın bakanların görevleri birkaç tekstil atölyesinin sahiplerine atarlanmakla bitiyor mu?

Devletimizin yapmadığı ama iktidar partisine yandaş müteahhitlerine yaptırdığı ve halen işletmede olan yap işlet devret modeli ile yapılan ama araç geçişi , uçak inişi , hasta yatışı gibi hazine garantili yerler var hazine garantilerinin tamamı ABD doları cinsinden.

Bilinenler İstanbul Havalimanı , Orhangazi Köprüsü , Yavuz Sultan Selim Köprüsü , Avrasya Tüneli ,tüm Şehir Hastaneleri

Bilinenler bunlar.

Hem yüksek maliyetlerle yapılmış hem de dolar garantili.

Yani devletin milletin hazinesi inek memesi.

Yandaş müteahhitler ise ineği sağan kişi.

Ortalama 25 sene sağacaklar hem de dolar cinsinden.

İşte sayın bakanlarımızın yapmaları gereken gerçek rüzgar ya bu garantilerin hepten ortadan kaldırılması veya en azından Türk lirasına çevrilmesidir.

Ortam ve hukuk müsait.

Yargıtay kararları ülkede salgın hastalık durumunu “mücbir sebep” olarak kabul eder.

Aslında hükümet için belki de bu durum bir şans da olabilir.

Karar vermelidirler.

Halkın fakirin garibin devletin yanında mı olacaklar?

Yoksa bir avuç asalak halkın kanını emen yandaş müteahhitlerden yanında mı olacaklar?

Sonucu tahmin ediyorum tabii.

Ama bir umut işte.